Mercan ayrımından sağa doğru güneye ilerleyip düz araziyi geçip yalçın dağlara tırmanıyoruz,sağımızda Zağgeri solumuzda Üçpınar Abrenk tırmanışımız Kartal yuvası rakımına kadar ilerliyor ve Vank manastırındayız..
Ilk buluşmamız bu bizim kendisini hayranlarının önünde duran bir sanatçı edasıyla karşılıyor bizi o meşhur Pınar hala akıyor hayat veriyor çimene.
Zağgerili bir grup orada piknik yapıyor  , kazılan yeni yere bakılırsa onlarda rutine uymuş ve kazmışlar koca çınarın ayağının altını ve hiç farkında değiller orada yapılmış o eserin ne anlam ifade ettiğini, bilseler ki oralar onlardan öncede ve onlardan sonrada biriler tarafından önemliydi ve önemli olacak belki o zaman yaşadıkları toprağın kıymetini biraz da olsa anlayacaklar..
Yıkık duvarlarından yok olmuş birinci duvarlarını geçip iç duvardan Abrenk yerleşkesine giriyoruz hayranlığımız arttıkça ona paralel pişmanlığınızda artıyor.
Neden daha önce gelmedik?
Neden daha evvel anlatmadık ahvalini?
Neyse olan olmuştu artık ,geçmişi bırakıp hale dönmek vaktiydi, her duvarın altı kazılmış işlemeli her taş sökülmek için yerinden edilmişti, canımız yandı çünkü Abrenk bir viraneydi..
Yerleşkede ayakta olan kilise ve tefrişatı hala onarılabilir durumdaydı bir an evvel ulaşım sağlıklı hale getirilmeli ve restore edilmeli..
Aşağıdaki köylüler ile sohbette şuna takıldıklarını gördük soru şu idi..
Yahu bu buraya neden ve nasıl yapılmış kışın burada ne yapmışlar?
Soruların cevabı o kadar kolaydı ki tüm Tercan vadisini ayaklar altına alan bir zirve ve o zirvede rüzgar ve ayazdan mahfuz bir kuytu daha iyisi nasıl seçilebilir di ki,geriye kalıyor neden sorusunun cevabı Hristiyan inancında Manastır'da yetiştirilen ve dini eğitim verilen öğreti yerleri genelde yerleşkelerden uzak ve kuytularda seçilirdi, din adamları oralarda yetiştirilirdi, Ermeni taş ustalarının mahareti hala ayakta duran ülke geneline yayılmış eserleri ile malumdu..
İçeride şamdanlıklarda yanmış mumlardan kararmış isli duvarlar ve su  ile alakalı işler için kullanılan gömme lavabo oraya emek verenlerin ruhları hala orada ve gelenlere eşlik ediyor sanki..
Elhamdulillahirabbülalemin alemlerin rabbine Hamd ile Başlayan Fatiha'yı okumamak için zor tutuyorum kendimi..
Devamı ikinci yazımızda Sırrani duvarlar nûranî yapıtlar..
Saygı ile..