İnsan Allah’tan gelip yine O’na giden bir garip yolcudur. İlk insan, ilk peygamber ve insanlığın atası Hz. Adem (A.S) Cennette yaratılmış ve eşi Havva annemiz ile oraya iskan edilmiş ve daha sonrasında Cennet’ten çıkarılmışlardı. Cennet;sayısız nimetlerle bezenmiş olan ve müminlerin içinde ebedi olarak kalacakları ahiret yurdunun adıdır. Me’va, Adn, Dar’ül-huld, Firdevs, Dar’üs-Selam, Dar’ül Mukame, Cennatü’n Naim, El Makamü’l Emin Cennet için kullanılan isimlerdir. Cennet nimetlerinin insan akıl ve hayalinin alamayacağı güzelliklerle dolu olduğunu Hz.Peygamber bir kudsi hadiste şöyle açıklamıştır.”Cenab-ı Hak buyuruyor ki: Salih kullarım için ben, Cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve insanın kalbinden bile geçmeyen nice nice nimetler hazırladım.”(Buhari).Yüce Mevla Naziat suresinde: ”Kim kendi Rabbinin huzurundaki makamdan korkar ve nefsini hevadan korursa onun yeri cennettir.”buyuruyor. İnsanın bu dünyada nefis ve şeytana çok dikkat etmesi lazım, nefis ve şeytan insanoğlunun en büyük düşmanlarıdır.
İnsanoğlunu Cennetten uzaklaştıran ve dünyaya sürgüne göndermeye sebep olan en azılı düşman şüphesiz şeytandır. Adem (A.S) sebebiyle huzuru ilahiden kovulan o mel’un, bu dünyada da Cennete giden Sırat-ı Müstakim üzerine karargah kurup ,insanın yolunu kesmeye soyunmuştur. Şeytanın bu konuda en büyük yardımcısı da insanın öz nefsidir. Nefis dünyada olan zaafı sebebiyle kolayca oltaya takılmakta ve insanı Cennet yolundan uzaklaştırmaktadır. Nitekim bir hadiste buna işaret vardır: Cehennem zevklerle, şehvetlerle; Cennet ise hoşa gitmeyen, istenmeyen şeylerle kuşatılmıştır. Hz.Mevlana insanın kurtuluşu konusunda heva ve nefsani hevesler menzilinden bir iki adım ilerleyenin, şeref ve ululuk haremine konabileceğini, bununda riyazat suyu ile yıkanmakla arınacak bir kir olduğunu ve bu sayede gönlün temizlenebileceğini söyler. Ancak gönlü dünya gamından ayrılabilen kimseler Baka bahçesinde ve ölümsüzlük yurdunda neşelenmeye hak kazanacaktır. Mevlana yine hayvan gibi yiyip içmekten başka bir şey düşünmez olarak görmekte ve onun riyazat ve mücahede ile çabucak ıslah edilebileceğini, ardından ruhun akıl ve şuur ile yeniden hayat bulacağını belirtmektedir.
Cennete giden yol, Kur’andaki en kısa surelerden olan ve inananların kurtuluş reçetesi sayılan Asr Suresinde hulasa edilmiştir. Asr’a yemin eden Yüce Allah zaman ve dünyayı değerlendirme konusunda genelde ziyanda olan insanoğlunun kurtuluşunu ve cennete yönelişini şu 4 şarta bağlamaktadır: Sağlam bir İman, Salih Amel, Hakka bağlılık ve tavsiye, Sabra sarılmak ve sabrı öğütlemek.Bu şartlar temel esaslardır,bütün bunlardan sonra yine cennete girmek için Allah’ın sonsuz rahmetine, sınırsız mağfiretine ve yüce şafkatine ihtiyaç vardır. O’nun şefeatine ermek içinde dua ve iltica etmek, Nebilerin şefaatine sığınmak gerekir.Velhasıl Cennete girmek için önce inanmak,sonra gereğini yaparak sabırla yolunda bulunmak gerekiyor.
Evet bu aralar çok sıklıkla duyduğumuz aday adaylığı-adaylık sözleri, belki bizde böyle bir yazı kaleme alma durumu meydana getirdi. Sözümüzü söyledik,hepsine başarılar diliyoruz. Güzelliklerini, ebedililiğini ve ulaşabilme yollarını okurlarımıza anlatmaya gayret ettiğimiz, yaratılışımızın gayesi olan, yaradana kulluk ile ve yine O’nun rahmeti ve merhameti ile ulaşabileceğimiz o yüksek mevki ve yüce makama erişmeye ADAY olabilmeyi, mutlu sona erebilmeyi, Cennet ve Cemalullah ile müjdelenenlerden olabilmeyi Rabbim cümlemize İhsan buyursun.
HUZUR VE MUTLULUĞUN TEMSİLCİSİDİR,UNUTMA Kİ MURADINA ERENLER SABREDENLERDİR, YÜCE MEVLA’NIN MÜ’MİNLERE HEDİYESİDİR, AHİRET YURDUNA SELAM OLSUN: İŞTE ORASI…CENNETTİR!!!