Ülkenin politik sürecini her zaman elinde tutmak isteyen medya, bu sefer sesini çıkaramıyor.

     Acaba ben de mi susmam lazım diye düşündüm. Hayır, benim gibi hür iradeden bahseden birileri susmamalı dedim. Başbakan milli iradeden dem vurup kendi iradesini kullanıyorken, bizler okurlarımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

     Muhalefet partilerinden bir milletvekili istifa edince kızıl kıyamet koparken, iktidar partisinden Hakan Şükür istifa ediyor, sadece alt yazı geçiyorlar, ikinci bir milletvekili dershanelerden ötürü istifa ediyor sessizlik hüküm sürüyor.

     Türkiye’nin en büyük yolsuzluk iddiaları karşısında bile, pişkin pişkin açıklamalarda bulunma cüretini gösterebiliyorlar. Hatta soruşturmayı yürüten birimlerin elini kolunu bağlamak için de, aktif görev yapan elemanların görevden alınmasını gerçekleştiriyorlar. Bu uygulamaların yapılmasından endişe duyduklarını (muhalefetin) söylemesine rağmen, bu densizlik niye?

     Derler ya “ arlı arından utanır, arsız da benden korkuyor zanneder.” Aynı sahneler sürekli oynanıyor. Oynanır tabi ki; her iki kişiden biri reyini bu sahnenin aktörlerine kullanmış.

     Evliliğe sebep olan müsebbipler, eşlerin sonradan zuhur eden kötülüklerini nasıl kabullensinler? Eşler ne halt işlerse işlesin, evlenmelerine sebep olanlar yapılanları meşru görüyorlar.

     Aslında yargı süreci devam ederken, fazla da yorum yapmamak lazım.

     AKP seçmeni, hırsızı savunma çabası içerisine girmişken bizler ne diye onları uyandırmaya çalışıyoruz.

     Türkiye’de partileri destekleyen seçmen, futbol takımı tutar gibi partilere destek verirken medya da susar, yargı da.

     Rabbimin adaleti her zaman tecelli edecektir.

     Yüce Türk milleti metin ol, Allah bizimle beraberdir.