Platon’un devlet adlı eserinde (Sokrates’in ağzından) devlet makro organizma olarak kabul edilirken, insan bedeni de mikro organizma olarak ele alınır.

     Platon’un devletleri bir organizma gibi düşünmesinin espiriside şu; devletler de canlılar gibi doğarlar, büyürler ve de ölürler. İhtiyaçları da bedenin ihtiyaçları paralelindedir.

     Sağlıklı bir organizmanın hareket kabiliyetlerini, sağlıklı bir devlette de görmek mümkün. Hasta, marazlı organizmanın hastalık belirtileri ne ise, hasta devlette de benzer belirtileri görürsünüz. Fakat organizmanın neresi rahatsız olursa olsun, acının bütün beden tarafından algılanması kaçınılmazdır. Bir organizmanın herhangi bir organındaki rahatsızlık veya sancı, bedenin bütününde hissedilir.

     Midede kanser varsa, sadece mide ölmez, bedenin tamamı ölür. Ya da bedeni kurtarabilmek için mide alınır, daha da olmadı; midenin işlevini görebilecek kalın bağırsaklar devreye geçirilir.

Ancak kalbin ya da beynin hasta olması durumunda, midede olduğu gibi yerine başka bir organı devreye sokamazsınız. İşte devletlerin de kalp ve beyin fonksiyonlarını yerine getiren benzer organları vardır. Kalbin yerine kalp, beynin yerine beyin gerekmektedir. Başka organı kalp ya da beynin yerine koyamazsınız. Hele hele bazı organların yerleri asla değiştirilemez.

     Mesela kafanın yerini başka organlar almamalı. Yoksa kokuyu duyan bölge ile kokuyu çıkaran bölge biri birine karışır. Konuşmanın şekli bozulur, anlamsızlaşır. Devletin anatomisini de çok iyi tanımak lazım. Çünkü anatomisi iyi analiz edilen hastanın tedavisi de kolay olur. Ya da her zaman sağlıklı yaşamasını sağlamış olursunuz. Ayrıca bu organizmanın ilacını da uzmanına danışmadan vermemelisiniz. Rasgele birilerinin tavsiyesi üzerine ilaç uygulanmamalı.

     Teşhis ve de tedavi başarılı olmalı. Organizmadaki rahatsız organlar gizlenmemeli. Kabul edilmeyen hastalığın tedavisi olmaz.

     Organizmaya verilen ilaçların bir kısmı acı, bir kısmı ekşi, bir kısmı da tatlı olabilirler. Organizmayı inciten cinsten de olabilirler, ama organizmanın selameti için bu ilaçlar uygulanmalı. Yaralı bölgenin ameliyatla alınması gerekiyorsa, cerrahi müdahalede de bulunulmalı.

     Devleti makro organizma olarak kabul edersen eğer, o zaman organizma için gösterilen gerekli özeni, devlet için de göstermen gerekir. Her demokratik devlette de karar organı, bizim ülkemizde olduğu gibi YASAMA-YÜRÜTME ve YARGI organlarından oluşurlar.Bu organlar biri birine karışmaz, biri birinin yerini almaz, biri birine de müdahale edemez. Bağımsızlığın ve de demokrasinin gereği de budur.

     Bu düstur dünyadaki bütün demokratik ülkelerde aynıdır.

Bu düsturun öncüleri olan J.J.Rousseau, J.Locke veT.Hobbes’u da yok sayabilirsiniz. Fakat yürütme organı olarak yargıya asla müdahale edemezsiniz. Eğer müdahale edecekseniz, sistemin adına demokrasi diyemezsiniz. Ben yaptım oldu derseniz,  Abraham Lincoln’ün sözünü hatırlatırım:

 “ Herkesi bir defa, bazılarını her zaman kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız.”