Hepimiz agustos böcegi ile karıncanın hikayesini biliriz.
Fakat bence gelin birde bu hikayeyi benden dineyin.
Günlerden bir yaz günü karınca hiç durmadan çalışmış çalışmış durmuş.Kışlık erzaklarını hazırlamak için.Agustos böcegi ise o gölge senin bu gölge benim demiş yan gelmiş yatmış kalkmış saz çalmış tekrar yatmış.Bu durum karıncanın Oldukca zoruna gitmiş. karınca kendi kendine söylenmiş hele bir kış gelsin sen kapıma düş ben seni görecem demiş ve çalışmaya devam etmiş.
       Günler ayları kovalamış durmuş.Derken kış gelmiş kapıya çatmış.Karınca sıcacık yuvasında sobanın başında yazın çok çalışmanın hazzıyla oturmaya başlamış.derken kapı çalınmış.
           Tık tık tık
        Karınca heyacanla kalkmış kapıya yönelmiş.Kim o demiş?
        Kapıda ki ses benim agustos böcegi.
        Karınca kendi kendine söylenmiş şimdi düştün ocagıma demiş.kapıyı yönelmiş açmış birde ne görmüş ?
       Kapıda agustos böcegi başında fötr şapkası sırtında paltosu boynunda atkısı kapının önünde son model bir araç. Karınca dayanamış sormuş hayırdır ?
       Agustos böcegi şöyle demiş. Karınca kardeş ben partiden aday oldum seninde bir istegin varmı diye sormaya geldim.
       Karınca hayır yok demiş.
       Karınca hayır yok demiş ama bu duruma da çok içerlemiş sen çalış çabala saz çalıp yan gelip yatanlar aday olsun diye kendi kendine serzenişte bulunmuş.
       Agustos böcegi son model arabasına binmiş ve ordan uzaklaşmış.
       Sonuç olarak maalesef Türk siyaseti bu aşamadadır. Karıncalar çalışır agustos böcekleri makamları işgal eder durur. Ne zaman ki karıncanın hakkı karıncaya verilirse işte o gün ülkeye gerçek demokrasi gelmiş olcaktır.
       Temennimiz birilerinin degil halkın adaylarının meydanlarda boy gösterdiği genel başkanından sandık başındakilere kadar demokrasinin yerleşmesi arkası olanların degilde halkın adamlarının iş başına gelecegi günleri görmemiz dileğiyle.
       Halkın salonlardan kovuldugu degil salonlarda alkışlarla onure edildiği demokrasi bayramlarında buluşmak ümidiyle.