Erzincan'da, Miraç Kandili dolayısıyla camiler doldu taştı. Terzibaba Camii başta olmak üzere camilere akın eden vatandaşlar, okunan Mevlid-i Şerif ve Kur'an-ı Kerim'i dinledi. Erzincan Müftüsü Galip Akın, Miraç Kandili'nin ve farz olan namazın önemini anlatan bir konuşma yaptı. Namazın müslümanlara bu gece farz olduğunu ifade eden Akın, Miraç Kandili'nin tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Erzincan Müftüsü Galip Akın  Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İrşat İşleri Daire Başkanlığı görevine atanması münasebetiyle, Erzincan'a veda ederken bir yazı kaleme aldı…" ‘Sevgili Erzincan’lılar!’
"Ey Nesimi, Can Nesimi
Bil ki Hâk aynındadır..
Cümle halkın vebâli,
Ulemâ boynundadır!"
Konuşmaların en zor olanı veda konuşmalarıdır.
“İnsan bir yolcudur! Çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebediyet âlemine kadar yolculuğu devam eder.”
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İrşat İşleri Daire Başkanlığı görevine atanmış bulunmaktan dolayı güzel Erzincan’ımızdaki görevimize, dolayısıyla Erzincan’ımızın siz değerli halkına veda etmek durumundayım. Erzincan’a geleli henüz dokuz ay kadar bir zaman oldu. 09.09.2013 tarihinde başladığım görevime, bu günlerde veda etmek, nöbeti başka bir kardeşimize devretmek ve yeni görevime Ankara’daki, uhdemize tevdi edilen vazifeye başlamak suretiyle devam etmek durumundayız. Konuşma yapmak zordur, veda konuşması yapmak biraz daha zordur, beni anlamanızı istirham ediyorum.
Bilindiği gibi Müftülüklerin; cami hizmetleri, Kur’an kursu hizmetleri, eğitim hizmetleri, irşat hizmetleri, idari hizmetler gibi görevleri vardır.
Genel anlamda cami hizmetlerindeki duyarlılığımızı, Kur’an kursu ve eğitim hizmetlerindeki aşkımızı, İrşat hizmetlerindeki şevkimizi, İdari konulardaki hassasiyetimizi, personelimize olan yakınlık ve merhamet duygularımızı ve halkımız karşısındaki hassasiyetimizi ifade etmek hususunda daha bir kısa yol almadan ayrılmak durumunda kaldığımızdan dolayı duyduğumuz üzüntüyü de ayrıca ifade etmek isterim.
Bir oyun ve eğlence ve geçici bir aldanma, oyalanma hükmünde olan bu dünya hayatında yine fani bir varlık olan biz insanlar için ‘Din Hizmetleri’nden daha büyük bir mutluluk ve sermaye olamaz diye düşünüyorum. Onun için bizler “ah keşke” dememek için çok çalışmalı, özveriyle çalışmalı, yılmadan ve yorulmadan dinimize hizmeti gaye edinmeliyiz.
En güzel din Müslümanlıktır. Her namaz kılışında huzuru bulur insan, yeter ki, yüceler yücesi Rabbine sığınsın. Allah (c.c) tüm müslümanları affetsin. İnsanlar bu güzel aylarda rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek günlerde Allah’ın rahmetiyle cennete nail olmak lütfuna mazhar olsunlar inşaAllah. İbadetlerin lezzetini alıp nafilelerle destekleyip hayatımızı ilim kapısı Hz. AIi (r.a) gibi geçirmeyi Allah nasip eylesin.
Ben yaşantım boyunca pişman olmayacağım şeyleri yapmaya çalıştım ve de yaptım. Sadece yapmak da yetmiyor, zamanlama da çok önemli. Zaman kutsaldır ve ben bunu iyi değerlendirmeye çalıştım, sizlerle beraber. Bir şeyi geç olmadan yapmak, yapabilmek… Galiba bu; o işi yapmaktan, o kararı uygulayabilmekten daha zor. İşte bizler de yeni başlangıçlara yer açabilmek, yeni yolculuklara çıkmak, yeni yerler, yeni yolcular tanıyabilmek, sadece kendimize değil başkalarına da bu imkânı verebilmek için veda zamanını, hüzünle ve aynı zamanda da sevinçle yaşayabilme cesaretini göstermeliyiz.
Bizim üstlendiğimiz mukaddes vazifeyi üstlenen ve kendilerini ‘görevli’ olarak telakki eden hizmet tutkunu her bir kardeşimiz omuzlarında taşıdıkları yüklerden hiç gocunmazlar, hiç yorulmazlar. Onlar, atanmış olmaları ile birlikte, adanmış din gönüllüsüdürler", Üzerlerinden binlerce, yüz binlerce yolcu, yük, hayal, sevinç, ayrılık, kazanç ve kayıp geçer durur. Her hava şartlarına birlikte karşı koyarlar. Ama hiç yılmazlar. Sonra bir kavşağa gelirler. İşte bu kavşak onları ayıran kavşaktır.
Şerefli bir kurumun mensubu olarak 09 Eylül 2013 tarihinden itibaren Erzincan’da sürdürmeye devam ettiğim vazifemi bundan böyle başka bir birimde aynı inanç, azim ve kararlılıkla sürdürmeye çalışacağım. Bizim mesleğimiz kutsaldır. Maddi ve manevi yönleri vardır. Bunlardan bazıları; insanları sevmek, insanlarla kaynaşmak, geride “hoş bir seda”bırakmaktır. 9 ay gibi kısa bir süre için bile olsa sizinle beraber sizin soluduğunuz havayı teneffüs ettim. Sevinçlerinize sevindim, acılarınızı acım bildim. Fıtratım icabı halkla kaynaşan bir insanım ben. Koltuğunda oturup gününü geçiren bir müftü değilim. Camileri ve kuran kurslarını gezen, kursiyerlerle sohbet eden, kürsüde vaaz eden, mihrapta namaz kıldıran, minberde hutbe okuyan, insanlarla kaynaşan bir kimseyim.
Ama insanız; hata yapabiliriz, hata sahibiyiz. “Hatasız dost arayan dostsuz kalır.”felsefesini benimserim. Bilerek hata yapmamaya, bilerek birilerinin kalbini kırmamaya, bilerek insanların gönlünü kırmamaya çalıştım. Bizim inancımızda, ahlakımızda ve örfümüzdeki “kırma insan kalbini yapacak ustası yok” görüşüne itibar ederim. Size alıştım, sizi sevdim, sizinle kaynaştım. Dinim nasıl emrediyorsa öyle sevdim, inancım size karşı nasıl muamele etmemi istiyorsa öyle davrandım, Peygamberimin bana öğrettiği öğretilerle size yaklaştım. Sizden de aynı karşılığı gördüm. Çünkü sevgiler karşılıklıdır. Kalpten kalbe ince bir yol bizleri buluşturur, bunu gördüm. Aykırı davrananlar olmayacak mıdır? Elbette olacaktır. Ama ben hepsini unuttum. Sizler dinde kardeşim, camide safdaşım, keder ve sevinçte ortağımsınız. Velhasıl-ı kelam; Erzincan benim için bereketli ve verimli bir İl oldu. Sevginizi ve duanızı kazandım. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” düsturunu kendime rehber edindim.
Biz inançlıyız, Allah’a tevekkül ederiz. Gelir ve gideriz. Kısmetimiz, rızkımız, yaşantımız, hayatımız ve ölümümüz nerede olacaksa oraya gideriz. Allah’ın kaderinden Allah’ın kaderinin çizdiği noktaya gideriz. Aynı zamanda bizim görevimiz bir nöbettir ve bu gün gerçekleşen de nöbet değişimidir.
“Cevahir var iken pul neye yarar, aczini bilmeyen kul neye yarar, herkes bir yol tutturmuş gidiyor Mevla’ya varmayan yol neye yarar.” Önemli olan, yürüyüşümüzün şuurunda olabilmektir.
Bir insanın gerçek zenginliği bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
Bu günden sonra artık yolunuza başka bir müftü arkadaşla devam edeceksiniz. Bana verdiğiniz destek ve güven için ayrıca teşekkür ederim. Yarın, hepimiz için yeni bir gün… Hava şartları ne olursa olsun yürümeye devam… Yolunuz, yolumuz hep açık olsun… Sevgiyle ve duayla kalın.
Sözlerimi burada bitirirken, bütün Erzincan’lı kardeşlerime teşekkür ediyorum, Varsa haklarım can-u gönülden helal ediyor, sizlerden de helal etmenizi istirhâm ediyorum.

 Selam ve dualarla arz-ı veda ediyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum."dedi