Son günlerde ülkemizde olan çocuk cinayetleri işlenme şekilleri cinayetler kurşunlamalar ve diğer sosyal olaylar eminim benim olduğu gibi sizlerinde neden sorusunu aklınıza getirmiştir..

Hiç unutmam ilkokula başladım bir hafta sonra dedem çağırdı; Oğul hele gel baam ne öğrendin?

Diye sordu bende; Hacım Atatürk'ü öğrendim 1881 de doğmuş 1938 de ölmüş anası Zübeyde hanım babası Ali Rıza efendi dedim..

Cevap müthiş; Oğul o okuldan biğeyir gelmez Allahınnan peyğamberden başlamıyan işten ğeyir olmaz..

Yorumsuz yaşadım yazdım..

Okullarımız tam bir komedi laiklik diye anlamsız bir kelime uydurdu, imanımızı yenilemeyi taze beyinlere aşılamayı durdurdular, çocuk evde Hz.Adem ile Havva’yı dinledi, okula gitti sınıfın arka duvarında yada kitabında yarı maymun bir hayvanın evrimleşmesini okudu, ne bekliyoruz ki bu kadar tezadın içinde nasıl sağlıklı bir nesil olabilirse bizde o kadar sağlıklıyız işte..

Evvelden ayıplar saklanır dillenmezdi , şimdi tv kanallarında ahlaksızlıklar günün her saatinde genç beyinlere pompalanıyor,evde konuşulması bile ayı sayılan fiiller mahalle sohbetlerinin başlıca konuları oldular, eskiden tv de kadın erkek yakınlaşsa ya eller gözlere perde olur yada tv kapanırdı, şimdi her nane hep beraber izlenir oldu, lanet olası cep telefonu ve internet mahremiyet içinde mahremiyet oldu içten içe kemiriyor bizi..

Ne bekliyoruz ki evde Allaha inanıp Hz. Adem’in çiftçiliği, Hz. İdris’in terziliğini dinlerken okulda adamın eline dört tane çubuk verip ateşi buluşunu dinliyoruz,
Keşke devlet insanlar üzerinde bu kadar asimilasyon çalışması yapmasa idi, insanları baskı ile değiştirmek yerine modernize ve kültürü beraber yaşasaydık Japonlar gibi, o zaman irtica faaliyetleri yüzünden ordudan atılmalar olmaz, laiklik yanlıları da dinsizlikle yaftalanmazdı. Artık buna dur demek lazım bir işe de yaramıyor zaten. Sarhoşu bile Allah Allah diye nara atan bir toplumun siz ancak bilgisini azaltırsınız imanını yok edemezsiniz.

Biz ülke olarak seksen li yıllara kadar para basarak ikibinli yıllara kadar borçlanarak ikibinli yıllardan sonra çalışarak yaşamaya çalışan bir millet olduk ve teknoloji ile tanıştık, teknoloji zaten kırılgan olan sosyal ilişkilerimizi de kopma noktasına getirdi..

Git gide dönülmez akşamın ufkuna doğru gider gibi toplumsal felaketlere adım adım ilerliyoruz, artık aklımızı başımıza alalım neme lazımcılığı bırakalım, toplumsal olaylara müdahil olarak ümmete duyarlı yaşayıp duyarlı nesiller yetiştirelim,sonun başlangıcı başlamadan tedbiri alıp dünya asli milletler sayfasında yer edinelim..

Sevgi Saygı muhabbetle