İSTANBUL (AA) - Florence Nightingale Hastanesi, kadın ve çocuk sağlığında bilgi ve tecrübelerin paylaşılacağı Florence Kadın ve Çocuk Kulübü'nü kurdu.

Florence Nightingale Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, Grup Florence Nightingale Hastanesi kadın ve çocuk sağlığında bilgi ve tecrübelerin paylaşılacağı, toplumsal bilincin ve yaşam kalitesinin arttırmak için Florence Kadın ve Çocuk Kulübü'nü kurdu.

Açıklamada şunlara vurgu yapıldı:

" Bu platformda en büyük amaç kadınlarımıza ve çocuklarımıza, tüm hayatları boyunca ihtiyaç duyabilecekleri sağlık konularında doğru bilgiyi vermek, toplumsal konularda farkındalık yaratmak ve sosyal sorumluluk projelerine imza atmak. Florence Kadın ve Çocuk Kulübü İhtiyaçlar doğrultusunda en doğru bilgilendirmeyi sunan, hedef kitlenin hayat kalitesini yükselten, hekimlerden ve uzmanlardan oluşmuş bir etkileşim platformudur.Sosyal sorumluluk ve bilinçlendirme tarafı güçlü olan bir kulübe ait olmak, üyelerin hem kendilerini prestijli hissetmelerini hem de aynı amaç için bir araya gelmiş kişilerle bağ kurmalarını sağlayacaktır"


- Florence Nigtingale Down Sendromu grubu mevcut


Kulüp, üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda, hekim ve diğer üyelerle etkileşimin FNH çatısı altında sağlanması (Down Sendromlu ailelerin bir araya gelmesi gibi), üyelerin ücretsiz olarak sağlık ve koruyucu hekimlik konularında eğitim ve seminerlerden faydalanması, rutin yapılması gereken tahlil ve tetkiklerinin takip edilmesi ve gerekli tüm hatırlatmaların yapılması (Mamografi, aşı takvimi vb.) avantajları üyelerine sunuyor.

Ayrıca down sendromlu bebekler ve aileleri için Florence Nigtingale down sendromu gruplar mevcut. Bu grupta hem hastaların tedavileri yapılmakta hem de diğer Down sendromlu diğer ailelerle bir araya gelmeleri sağlanmakta. Açıklamada görüşlerine yer verilen Şişli Florence Nightingale Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Banu Yazıcı, dünyada 6 milyon civarında Down Sendromlu bireyin yaşadığını kaydetti.

Down sendromunun günümüzde trizomi 21 olarak tanımlandığını kaydeden Yazıcı, konu hakkında ne yapılması gerektiğine ilişkin "Tüm gebelere, yaşı ne olursa olsun, mutlaka Down Sendromu testleri yapılmalı. Bu testler gebeliğin ilk üç ayında anne yaşı, bebeğin ense kalınlığı ve birtakım kan testleri bakılmalı. Eğer bakılmadıysa gebeliğin ikinci üç ayında genel maternal ultrason yapılıp bir başka kan testi (yani dörtlü test) yapılmalıdır." dedi.

Yazıcı, annenin yaşının 35'in üzerinde olması durumda bebeğin amnion sıvısından veya parça alınarak genetik incelemeyle down sendromu tanısının yüzde 100 konduğunu kaydetti.

Netice alındıktan sonra eğer Down Sendromu riski varsa aileye uygun bir ortamda bilgi verildiğini ifade eden Yazıcı şu bilgileri verdi:

"Doğumdan sonra karşılaşabilecekler hastalıklar veya gelişim süreci ile ilgili bilgi verilir ve ailenin kararına bırakılır. Doğum yapılacak hastanenin uygun koşulları olması gereklidir çünkü down sendromlu çocukarın doğumsal kalp problemleri çok sık görülmektedir bu yüzden mümkünse yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir hastanede doğum yapması uygun olacaktır. Bu bebeklerin beslenmesinde diğer bebeklerden farklı değildir, emmeler genellkle aktiftir, ilk 6 ay anne sütü önerilmektedir. Ancak dil yapısı biraz büyük ve burun kökleri basık olduğundan daha uzun sürede ve yavaş beslenebilirler."

Down Sendromlu çocukların zeka seviyeleri normalden düşük olsa da iyi bir eğitim ve kapasitenin kullanımı ile yükselme sağlanabiliyor. Böylelikle bireylerin üretkenlikleri artıyor, çalışmayla beraber kullanılan zihinsel kapasite artışı kimi bireylerde imkan tanındığında meslek edinmelerini söz konusu. Toplumun koyacağı bu hedef, Down Sendromlu kişinin doğumundan itibaren başlayan hem bedensel hem de zihinsel sağlık durumunu koruyacak ve geliştirecek özel sağlık, eğitim ve meslek edindirme programları ile mümkün.