İSTANBUL (AA) - Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Ülke Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç, "EBRD'nin aktif olduğu ülkeler içinde Türkiye, çok güzel aksiyonlar alıyor. Birçok ülke ile karşılaştırdığımızda Türkiye, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında geliştirdiği aksiyon planları ile öncü rolde. Türkiye'yi bu kapsamda diğer ülkelerimize örnek olarak gösteriyoruz." dedi.

Capital ve Ekonomist Dergileri ile Dünya Bankası ve Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi-PMR (Partnership of Market Readiness) iş birliği ile düzenlenen "İklim Değişikliği Zirvesi", Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin katılımıyla gerçekleştirildi.

İklim değişikliği riskleri ile yarattığı fırsatların yeşil ekonomi ekseninde tartışıldığı zirvede iş dünyası temsilcileri biraraya geldi.

Zirve kapsamında "Yeşil Ekonomide Finansman Fırsatları" ve "İklim Risklerini Fırsata Dönüştürmek" başlıklı iki panel gerçekleştirildi.

"Yeşil Ekonomide Finansman Fırsatları" panelinin moderatörlüğünü yapan Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Aybala Şimşek, finans sektörünün dönüştürücü gücüne işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hem ekonomik hem siyasi olarak dünyanın değişim sürecinden geçtiği günümüzde sürdürülebilirliği şirketlerin gündemine almak çok kolay değil gibi ama aslında işimizin ta kendisi olmalı. Küresel krizin üzerinden 10 yılı aşkın süre geçti, Türkiye olarak iyi büyüme rakamları yakalasak da dünya ekonomisi kriz öncesi büyüme seviyelerine henüz ulaşamadı, önümüzdeki dönemde de beklenti büyümenin sınırlı düzeyde kalması yönünde.

Küresel kriz sonrası dönem gösterdi ki, büyümenin niceliği kadar niteliği de önemli. 19'uncu yüzyıldan beri ilk kez gelişmiş ekonomilerle, gelişen ekonomiler arasındaki gelir farkı azaldı ama hemen her ülkenin kendi içinde gelir dağılımı eşitsizliği arttı."

Sadece ekonominin değil nüfusun yapısının da değiştiğine dikkati çeken Şimşek, batılı yaşam biçiminin örnek alınmasıyla nüfusun daha çok metropollere kaydığını, önemli bir gö yaşandığını dile getirdi.

Şimşek bu durumun bir çok sonucu beraberinde getirdiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Artan nüfus, bir yandan tarım alanlarının bu ölçüde artmaması gıda güvencesi konusunu, önümüzdeki dönemde en stratejik konulardan biri haline getirdi. Çevresel sorunlar, ekosistemin bozulması, yaşadığımız hava şartlarındaki değişimler artık dünyada büyümenin niteliğinin de önemli olduğu, daha çevresel açıdan sürdürülebilir, sosyal açıdan kapsayıcı bir büyümenin refah getireceği yönünde ekonominin tüm paydaşlarında farkındalığı artırdı.

Bütün bu sorunlar küresel krizle biraz daha su yüzüne çıktı. Finansal sistem bütün bu olumsuzlukların ortasında konumlandırdı. Önümüzde yeni dengeler arayan bir dünya var. Artık iklim değişikliği ile mücadele algısal bir konu, odaklanılacak alan değil, finans sektörü için varolma sebebi haline geldi. Bir yandan da fırsat. "

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Ülke Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç, "Düşük karbonlu ekonomiye geçişte finansmanın önünde aslında hiçbir engel yok, bütün engel bizim kafalarımızda. Dünya ülkelerinde bu konuya ilişkin ciddi girişimler var." dedi.

Yenilenebilir enerjinin ön plana çıkarılması ve enerji verimliliğinin önemine dikkati çeken Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aslında unuttuğumuz alan, enerji verimliliği ve kaynak verimliliğinde de ciddi bir milli enerji kaynağı yaratmış oluyoruz. Enerji Bakanımız bu alanda ciddi hedefler koydu. EBRD'nin aktif olduğu ülkeler içinde Türkiye, bu anlamda çok güzel aksiyonlar alıyor. Birçok ülke ile karşılaştırdığımızda Türkiye, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında geliştirdiği aksiyon planları ile öncü rolde. Türkiye'yi bu kapsamda diğer ülkelerimize örnek olarak gösteriyoruz.

Enerji Bakanlığı tarafından enerji verimliliğinde ciddi hedefler konuldu. 2023 yılına kadar gerçekleştirilmesi gereken hedefler var, yapılacak 11 milyar dolarlık yatırım bize 30 milyar doların üstünde birincil enerji kaynaklarında daha az kullanma avantajı getirecek. Bu anlamda bizim için çok önemli bir kaynak."


- "Artık ticari bankaların risk değerleme matrikslerinin için iklim değişikliğinin getirdiği riskler de girmeye başladı"


Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, "Kısa vadede 2,2 trilyon dolarlık orta vadede de yaklaşık 7 trilyon dolara varan bir varlık, iklim değişikliğinden dolayı tehdit altında. Varlıklar derken sadece sosyal varlıkları ya da ormanları kast emiyoruz, burada şirketlerimizi, kurumlarımızı, bankalarımızı kastediyoruz. Bu sadece dünyanın gelişmiş ülkelerinde değil, gelişmekte olan ülkelerinde de geçerli." dedi.

Önemli değişimler ve yatırımlar gerektiğine dikkati çeken İçel, bu anlamda 80'ler ve 90'lardan bu yana yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.

İçel ticari bankaların gündemine, risk değerleme matrikslerinin içine artık iklim değişikliğinin getirdiği risklerin de girmeye başladığını belirterek, konuya ticari bankaların önemli katma değer sağlayacağının altını çizdi.

Sermaye piyasalarının da konuyu gündeme aldığını bu kapsamda yeni enstrümanların ortaya çıkmaya başladığını hatırlatan İçel, onlarında bu alana oyuncu olarak girmesinin önemli olduğunu, devletlerin çalışmalarının katkılarının da aynı şekilde mühim olduğunu söyledi.


- "Bugüne kadar çevresel ve sosyal risk kapsamında 47 projeyi inceledik"


Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, ticari bankaların dünyadaki yatırımların finansmanında en önemli rolü olduğuna dikkati çekerek, dünyadaki bankaların iklim değişikliğinde bilincinin artmasının yatırımcıların da bilincinin artmasını sağladığını söyledi.

Türk bankalarının da son 10 senedir bu konuda dünyadaki gelişmeleri takip ederek elinden gelen önlemi almaya çalıştığını belirten Edin, şunları söyledi:

"2011 yılında Garanti Bankası olarak bizler çevresel ve sosyal politikalarımızı açıkladık. Orada hangi projelere kredi veririz, hangilerine veremeyiz politikamızı netleştirdik. 2012 yılında Çevresel ve Sosyal Risk Değerlendirme Sistemi'ni kurduk. Burada projelerin öncelikle çevresel ve sosyal risklerini değerlendiriyoruz ve belli bir riskin üzerindeki projeleri danışmanlarla beraber risklerin azaltılması yönünde yöntemler belirliyoruz, yatırım boyunca da bunların takibini yapıyoruz.

Bizim için en önemli şey, Türkiye özelinde ne kadar fazla banka bu konuda aktif olarak ortak hareket etmeye başlarsa o kadar iyi, rekabetin hepimizin faydasına olacak bir konu olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar çevresel ve sosyal risk kapsamında 47 tane projeyi inceledik ve 40 milyar dolarlık yatırımı inceleyip bunlara yönelik birçok önlem alınmasına katkı sağladık."

Yenilenebilir enerjinin en fazla üzerinde durdukları konulardan olduğunu dile getiren Edin, bundan sonraki dönemde bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Pegasus CEO'su Mehmet Nane moderatörlüğünde gerçekleştirilen "İklim Risklerini Fırsata Dönüştürmek" başlıklı ikinci panele ise Akkök Holding CEO'su Ahmed Dördüncü, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, Akçansa CEO'su Şahap Sarıer ve Nuh Çimento CEO'su Gökhan Bozkurt iklim değişikliğinin kurumlar ve şirketlere etkileri ile bu anlamda devletin neler yapması gerektiğini masaya yatırdı.