Bindokuzyüzoksan üç doksanaltı arası Kemah tarafında bir inşaat işi yaptık, inşaat askeri inşaat olduğu için zamanın bölgede aktif aktörü olan terör örgütününde kara listesine girmiştik..

Sabah dokuzda başlardı mesai üçte iş bırakırdık ,işin sonunu hesab edersiniz herhalde,sezon bitti şantiye toparlandı kerestelerimizi topladık kar yağmadan evvel istifledik bir kenara ,o zaman kanun gereği tesbit yapılırdı.

Bende sabah geldim yetkililerle inşaat sahasına ,yaklaşık 100 m3 kerestemizin yerinde yeller esiyordu,işin garibi rahman kardaki izlerle gösteriyordu zanlının adresini izleri takip ettik hemen yanıbaşımızdaki tabura gidiyordu.

Gittik çadırlara kalaslarımız oturak tahtalarımız yakacak olmuş ben kızdım sinirlendim ,zaten çırpınıyoruz bir yandan terör bir yandan asker derken babam kızdı bana oğul dedi lazımmışki almışlar.

Ama aldıkları bizim ailemizin nafakasıydı.benim isyanım onaydı.

Neyse yeni sene duvara başladık , tuğla aldık indirdik şantiyeye sabah geldik asker tam iştima halinde taşıyor tabura sinirlenip aldım tuğlalardan ekibimiz ile geldi silahlı askerler bizi koruması gereken asker silahlarını gösterip aldılar malzemelerimizi.

Kızdım ağırıma gitti, babama söylemeden cennet mekan sayın valimiz Recep yazıcıoğlu beye gittim ,ve durumu arz ettim sağolsun dinledi ve ben komutanlarına söylerim ama seni yine bunlar huzursuz eder dedi , öyle olduğunu ertesi sabah cebesoy Köprüsü'nün oradaki yol kontrol ekibinin bizi akşama kadar tuttuğu sırada bizi siz şikayet edersiniz bekleyin şimdi derken anladım..

Çaresizlik zamanlarıydı o zamanlar terörde insaf askerde merhamet kalmamıştı.

Bu günü korurken bazı arkadaşlarım paylaşımlarımı siyasi bulup gardaş seni sıkıntıya sokarlar diyerek dostane ikaz ediyorlardı, ama bilemiyorlarki biz daha evvel bedel ödedik artık elimizdekinin kıymetini bilmek içindi çabamız..

Bu ülke çok şeyler gördü çok şeyler yaşadı kısa ömrümüzde, biz beş Nisan kararlarını gördük yirmisekiz Şubat'ı gördük ikibinbiri gördük, şuan belki her şey istediğimiz gibi değil ama devletimiz muktedir.

Bazı aksaklıklar olsada Allah devlete zeval vermesin Almanya da bir yıl kesintisiz kaldıktan sonra ilk ezanı Bulgaristan şumluda duydum göz yaşlarım yuvalarından fırladı duyunca çağrıyı..

Gardaş namaz kılmasa bile bir Müslüman ezanı özler kaybedince özleyen ruhtur beden ancak tercüman olur yaşlar ile özleme..

Sözün özü gardaşım vatanda bizim devlette..

Rabbim devlete zeval vermesin milletimizi payidar kılsın..

Sevgi saygı muhabbet ile...