Erzincan’da son yaşanan büyük depremin üzerinden tam 20 yıl geçti. 13 Mart Depreminin yıl dönümünde açıklamada bulunan Erzincan Belediye Başkanı Yüksel Çakır; “Depremler, birer afettir. Ancak biliyoruz ki afet olduğu kadar da doğal bir olaydır.Depremlerin yıl dönümleri ağıt ve yas günleri olmamalı, bu günleri hatırlayarak kendimize çeki düzen vermemiz için birer vesile olmalıdır diye düşünüyorum” dedi ‘Gelişmiş teknolojilere hükmeden medeniyetler bizim yaşadıklarımızdan kat kat fazla şiddetlerdeki depremlerden nasıl daha az can kaybı ve hasarla çıkıyor? Diyen belediye başkanı Yüksel Çakır; “ülke ekonomileri nasıl bu işten etkilenmiyor. Bütün bunlar gözlemlenmeli ve tedbirler alınmalıdır. Dün için ağıt yakıp dövünmek, yarın bu iş yine başımıza gelince nasıl yaparız da hazırlıksız yakalanmayız diye düşünmemek, cehalettin ve acziyetin emaresidir. Bu şehrin insanı artık depremle yaşamayı öğrenmeli.

       Erzincan olarak yakın zamanda yaşadığımız 13 Mart 1992 Depreminden sonra gerçekleştirilen yapılaşma kontrolleri ile sivil savunma organizasyonları ile arama kurtarma teşkilatları ile ilimiz, Türkiye'de depreme en hazırlıklı illerden biridir.Yapılarımız Türkiye'de depreme en dayanıklı yapılardır. Bayındırlık İl Müdürlüğünün kontrolünde yapılan takviye çalışmaları ile kentimizde hasar görmüş ve onarılıp depreme dayanıklı hale getirilmemiş bina kalmamıştır. Erzincan Belediyesi olarak, İmar Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren kontrolörlerimiz, yeni yapılan binalar üzerindeki kontrol çalışmalarında olması gerekenden çok daha fazla, müsamahayı kabul etmeyen bir ciddiyet içerisindedirler. Bunlarla da yetinmeden Belediye olarak Beton ve Demir Test laboratuarı kurarak, yapılan inşaatların kalite kontrolleri tarafımızdan titizlikle yürütülmektedir.

      Buradan Erzincanlı hemşerilerime sesleniyorum. Deprem sigortalarında lütfen gerekli ciddiyeti gösteriniz. Biz depremle yaşamaya mahkûm bir şehrin evlatlarıyız. Bu gerçeği bilinçli bir vatandaş olarak beynimize kazımalıyız. Belediyemizin ve diğer yapı kontrolünde yetkili kamu organlarının yaptıkları kontrollerde gözden kaçan hususları kendinize kar saymayınız. Bu hatalar sizin canınıza en azından malınıza zarar vererek size geri dönecektir. Bu şehri bir daha yerle bir görmek istemiyoruz. Bu şehir afet günlerinden bu günlere gelinceye kadar çok sancılar çekti. Nice canlar toprağa verdi. Acılarımıza ağlamayalım.

        Deprem kaderimizdir ama nice canları toprağa vermek asla ve kata kaderimiz değildir. İlimizi deprem yıkıntılarından oluşan imajından kurtarmak, bir doğa turizmi merkezi, bir eğitim ve kültür merkezi, bir ticaret merkezi, sanayileşen bir kent haline getirmek için yarın yeni acılar yaşamamak için el ele vererek yarının çağdaş ve modern Türkiye’sini birlikte kuralım” dedi