Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İsrail'in Gazze'de yaptığı saldırılarla ilgili olarak, "Başta İslam dünyası olmak üzere bütün dünyayı bu hadiseye duyarlı olmaya ve Gazze'ye sahip çıkmaya davet ediyorum" dedi.

Partisinin iftar programına katılmak üzere 'e gelen BBP Lideri Destici, program sonunda yaptığı açıklamalarda, Gazze'de yaşanan olaylara değindi. Saldırının İsrail tarafından Hristiyan ya da Yahudi toplumlara yapılmış olsaydı batının ve dünyanın etkisinin çok daha farklı olacağını ileri süren Destici, "Ülkemizi olduğu gibi bütün İslam dünyasını yasa boğan bir felaket diyebileceğimiz saldırıyla Filisitin'deki kardeşlerimiz, Gazze'deki kardeşlerimiz karşı karşıya kaldı. Bu İsrail'in ilk yaptığı ilk şey değil, belki son yaptığı da olmayacak ama bir gün İsrail'in de sonu gelecek. Bu saldırıları şiddetle lanetlerken, orada hayatını kaybeden Gazzeli, Filistinli kardeşlerimize, çocuklara, yaşlılara, gençlere Allah'tan rahmet diliyorum. Şehirlerimizin ruhu şad olsun, mekanları cennet olsun. Başta İslam dünyası olmak üzere bütün dünyayı bu hadiseye duyarlı olmaya ve Gazze'ye sahip çıkmaya davet ediyorum. Bu saldırı İsrail tarafından Filistin'e Gazze'ye değil de İslam ülkesi tarafından herhangi bir Hristiyan ya da Yahudi toplumlara yapılmış olsaydı bugün batının ve dünyanın tepkisi çok daha farklı olurdu ama maalesef iş Müslümanlara gelince kanı akan, vatanları işgal edilen, yurtlarından çıkarılanlar Müslümanlar olunca bu batının ve emperyalist küresel güçlerin umurunda olmuyor" dedi.

Türkiye'nin daha aktif olması ve sözünü eyleme geçirmesi gerektiğini dile getiren Destici, "İsrail'e çok ciddi bir şekilde rota verip, bu saldırıları durdurmadığı takdirde büyükelçiliğinin ve konsolosluklarının kapatması lazım. Bütün ticari, siyasi, askeri, sportif, kültürel her türlü anlaşmaları ve işbirliğinin durdurulması lazım, dondurulması lazım. Bununla birlikte üyesi bulunduğu tüm uluslararası güçleri bu konuda harekete geçirmesi lazım. Bence artık söylemlerin eyleme geçme vakti gelmiştir" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE ÖNÜMÜZE BARAJLAR KURULDU

Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinerek BBP'nin, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini savunduğunu kaydeden Destici, "Bunun en doğru seçim sistemi olduğunu düşünüyoruz. Arzu ederdik ki, bizim de bir adayımız olsun. Seçime girmeye hak kazanan bütün siyasi partiler aday gösterebilsin ama bu imkan bize verilmedi. Aynen yerel seçimlerde baraj uygulandığı gibi burada da önümüze barajlar kuruldu ve nihayetinde 3 aday çıktı. Bunun birisi PKK'nın siyasi uzantılarının adayı. Bizim kapsama alanımız dışında. Geriye iki aday kaldı ve biz önce istişare kurullarımızı topladık. Dedik ki nasıl bir Cumhurbaşkanı? Oradan çıkan karar, önce tarafsız sonra herkesi kucaklayacak ve anayasal çerçevede kalacak bir Cumhurbaşkanı. Milliyetçi, maneviyatçı, demokrat bir kişiliğe sahip olmalı. Bunun yanında Büyük Birlik Partisi olarak milletimiz adına taleplerimiz vardı. Rahmetli Muhsin başkanımızın ve beraberindekilerin şehadet sürecinin aydınlatılması, hükümetin çözüm süreci dediği, fakat bizin çözülme ve ayrıştırma süreci olarak adlandırdığımız katil teröristlerin serbest bırakıldığı, devleti yıkmaya çalışanların KCK'dan birer birer affedildiği ve Türkiye'nin bir bölgesini şu anda fiili olarak özerk hale getiren bu adına çözülme süreci denilen sürecin durdurulması. Bize sivil demokratik bir anayasaya öncülük edecek bir Cumhurbaşkanı adayı olması lazım" ifadelerini kullandı.

"İHSANOĞLU'NUN BİZE UYMAYAN HİÇBİR TARAFI YOK"

BBP'nin Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleme kararıyla ilgili olarak konuşan Destici şunları söyledi:

"Bizi her iki aday da, hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem de Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu bizi ziyaret etti. Kendilerine bunları anlattık. Aldığımız cevapları da tekrar istişare kurulumuza götürdük, orada değerlendirdik. Bu süreç içerisinde en fazla istişare yapan Büyük Birlik Partisi oldu. Hem kurumlarımızla ayrı ayrı, hem de iki kere genel istişare toplantısı adı altında istişareler yaptık. Burada çoğunluk Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun desteklenmesi yönünde görüş belirtti. Biz de bu demokratik süreç içerisinde oluşan tavrı kamuoyuyla paylaştık. Şimdi bize soruyorlar neden Ekmeleddin İhsanoğlu? Ben de onlara soruyorum. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Büyük Birlik Partisi'ne uymayan hangi yönü var? Türklüğüyle, Müslümanlığıyla gurur duyan bir insan. Diyelim ki Cumhurbaşkanı adayı olmasa da biz Büyük Birlik Partisi'nin Yüksek İstişare Kurulu'na, divanına ya da Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda Ekmeleddin İhsanoğlu'nu görmek ister miyiz, istemez miyiz? Gelse partimize alır mıyız, almaz mıyız? Dolayısıyla bize uymayan hiçbir tarafı yok. Millete uymayan bir tarafı da yok. Burada bir demokratik bir tercihte bulunduk. Bu tercihimize herkesin saygı duyması gerekiyor. Biz nasıl başkalarının tavrına, tercihine saygı duyuyorsak herkesin bu kararımıza ve tercihine saygı duymasını istiyoruz. Biz çok eledik, sık dokuduk, bu kararı aldık. Bu kararın hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan temenni ediyoruz.