SANA (AA) - Yemen'in güneyinde, İngiliz himayesine karşı başlatılan 14 Ekim devriminin üzerinden geçen 54 yıl sonra bugün, "ötekini" sömürgeci kabul eden ve ipleri ele almanın zamanı geldiğini düşünen gruplar arasında büyük bir rekabet yaşanıyor.

Devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih rejimi tarafından marjinalleştirilme suçlamaları ve ardından 1994'te Kuzey ile Güney arasında çıkan iç savaş, bugünkü Güney Hareketi'nin teşekkül etmesine zemin hazırlamıştı. Hareket ayrılık söylemini dillendirse de kendisini oluşturan yapı nedeniyle 10 sene sonra bile bir devlet projesi geliştiremedi. Bugün yaşanan savaş ise Güney kentlerindeki güç dengelerinin değişmesine neden oldu.

Yeni siyasi seslerin ortaya çıktığı bir ortamda, Husiler ile Salih güçlerinin Aden'i işgal ettikleri dönemde halk güçlerinin içine dahil olan gruplar ağır silahlara sahip hale geldi. Kutuplaşmanın ve parçalanmaların artış göstermesiyle Kuzey ile Güneyin bir bütün olarak kalmasından yana olanlar azınlık haline geldi. Aden'i kendisine geçici başkent ilan eden meşru hükümet ise yönetimi ele geçirme hakkı olduğunu düşünen silahlı bu gruplar arasında en zayıf halkaya dönüştü.

Güney Hareketi bugün, bazı gruplara ayrılmış durumda. Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Salim el-Beyd, bir gölge hükümeti olarak Siyasi Geçiş Konseyi'ni kuran eski Aden Valisi Aydaruz ez-Zubeydi'nin yönettiği Güney Hareketi'ni desteklemeye başladı.

Geçtiğimiz günlerde, Geçiş Konseyi, 14 Ekim Devrimi kutlamaları için yandaşlarını toplarken kutlamalar öncesinde Güney Hareketi yanlısı güvenlik güçleri Aden'deki Islah Partisi yetkililerinden bazılarını gözaltına aldı.

Öte yandan Yemen Başbakanı Ahmed bin Dağr'ın konvoyu, ülkenin güneyindeki Lahic kentinde silahlı kişilerce engellenmeye çalışıldı. Bunlar ayrılmayı isteyen gruplar arasında yaşanan bölünmüşlüğü gösterdiği şeklinde değerlendirildi.

Geçiş Konseyi Başkan Yardımcısı Hani bin Berik ise dün sosyal paylaşım sitesinde yaptığı açıklamada, "Bağımsız güney devletinin dönüşünden başka seçeneğimiz yok. Bunun gerçekleşmesi için canların feda edilmesine hazırız." diyen Bin Berik, Salih'in partisine işaret ederek "Diğer bir seçenek mezhepçi parti terörü kuzeyden gelecek." bilgisini paylaştı.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen üzerindeki etkisini kınayan Bin Berik, başta Başbakan Dağr olmak üzere meşru hükümette bulunan güneylilere işaret ederek, "Güneylilerin başındaki en büyük şer kuzeydekiler değil. Bunlardan daha kötü olanı, iktidar hevesleriyle mal ve idareyi kullanan azınlık güneyliler." ifadelerine yer verdi.

Bu ve buna benzer sosyal medyada yapılan açıklamalar, güneyde yaşanan ayrılık düşüncelerinin boyutunu ortaya koydu.

- "Güney Hareketi, tüm hasımlarını sömürgeci olarak tanımlıyor"

Güneydeki durumları değerlendiren Yemenli gazeteci yazar Cemal Hasan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Islah Partisi yetkililerinin gözaltına alınmasının "açık siyasi bir ihlal" olduğunu belirterek, "Güney Hareketi, Güneyin geri alınması için savaşma isteğini açıkça söylüyor ve tüm hasımlarını sömürgeci olarak tanımlıyor." dedi.

Konuyla alakalı konuşan Yemen'in Hudeyde Üniversitesi Uluslararası Kriz Yönetimi Bilimi Öğretim Görevlisi Nebil eş-Şercebi, "Güneyde ayrılık, doğal bir durum. Çünkü güneydekiler hala arayış içinde." olduğunu belirtti.

Şercebi, "Bazı gruplar, güneyi yönetme hakkına daha layık olduğunu bazıları da bunun kendilerine tarihi miras olduğunu düşünüyor. İki kesim de güneylilerin taleplerini karşılamada kendilerinin daha iyi olduğunu savunuyor. Ancak tüm bunlar eninde sonunda yalnızca meşru hükümete fayda sağlıyor." ifadelerini kullandı.

Güneydeki bölünmelerin savaşa ya da ayrılığa dönüşmeyeceğini savunan Şercebi, tüm bunların herhangi bir netice vermeyeceğini dile getirdi.