ANKARA(AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" dolayısıyla düzenleyecekleri anma programlarına ilişkin parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün Cumhurbaşkanlığı'nın 15 Temmuz anma törenleri hakkında açıklaması yaptığını belirterek, etkinliklerin büyük oranda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde gerçekleşeceğini, AK Parti'nin de bu etkinliklerin içerisinde olacağını ifade etti.

Diyarbakır'da AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan ile Van'da AK Parti Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahi'nin, terör örgütü PKK mensuplarının düzenlediği silahlı saldırılar sonucu hayatlarını kaybetmesine ilişkin Ünal, "Ailelerine başsağlığı ve onlara da Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.

Aydın Ahi'nin karda yolda kalmış bir servis minibüsünün önünde gençleri kucaklayan bir fotoğrafı bulunduğunu aktaran Ünal, "O fotoğraf hepimizin içini acıttı. Çünkü biz orada gençlerimize sahip çıkıyoruz. Orada yaşayan insanlarımızın geleceğine sahip çıkıyoruz. Orada yaşayan insanlarımızın tek tipleştirilmesine karşı çıkıyoruz. Bir terör örgütünün insanlarımız üzerinde baskı kurmasına, onların özgürlüklerini kısıtlamasına karşı çıkıyoruz. İnsanımızın orada güven içinde yaşaması, Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit, birinci sınıf vatandaşı olması için mücadele veriyoruz." diye konuştu.

"Kılıçdaroğlu'nun PKK diyebilmesini beklerdik"

AK Parti siyasetinin iki neferinin bu mücadeleyi verirken hayatını kaybettiğini kaydeden Ünal, "Yılmadan mücadelemize devam edeceğiz. Orada yaşayan insanlarımızı hiçbir şekilde bu vahşi terör örgütünün insafına asla bırakmadık, bırakmayacağız." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da şehit edilen ilçe başkan yardımcıları için arayarak, ailelerine başsağlığı dilediğini anlatan Ünal, "Bu siyaset açısından güzel bir gelişme. Ama bu başsağlığı sırasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK diyebilmesini beklerdik. Terör örgütleri derken açık bir şekilde DHKP-C, PKK, FETÖ diyebilmesini beklerdik." değerlendirmesinde bulundu.

"15 Temmuz'u itibarsızlaştırmasına müsaade etmeyeceğiz"

15 Temmuz'un ne ifade ettiğinin unutulmaması, bir destan olduğunun hatırlanması gerektiğini belirten Ünal, kurumsallaşmış siyasetin darbenin püskürtülmesinde ne kadar büyük bir önemi olduğunun o akşam görüldüğünü vurguladı.

AK Parti'nin siyaseti güçlendirmesi, siyasetin kurumsallaşması, teşkilatların organize hareket etmesiyle birlikte devleti ele geçirmek, seçilmiş meşru hükümeti yıkmak için harekete geçen asker kılığındaki teröristlere dönük mücadelenin başarıya ulaştığına işaret eden Ünal, o gece milletin ölümüne kendi demokrasisini müdafaa ettiğini anlattı.

15 Temmuz gecesi milletin, iradesine, Meclisine, seçtiği liderine sahip çıktığını bildiren Ünal, 15 Temmuz'un öneminin ne kadar perdelenmek, itibarsızlaştırmak istense de o gece milletin nasıl bir destan yazdığını unutmadıklarını ve unutmayacaklarını kaydetti.

Birilerinin 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmasına izin vermeyeceklerini anlatan Ünal şöyle devam etti:

"Birileri tarafından 'Kontrollü darbe', 'Başarısızlığa mahkum edilmiş darbe', 'Sarayın 15 Temmuz'u- halkın 15 Temmuz'u' gibi ifadeler üzerinden 15 Temmuz'un bölünmesine, perdelenmesine, itibarsızlaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Biz milletimizle beraber 15 Temmuz gecesi nasıl ölümüne mücadele verdiysek, bu gecenin bundan sonraki nesillerimizde, zihinlerinde bir aidiyet, millet, bayrak, vatan aidiyeti olarak yer etmesi için bu anma törenlerini gerçekleştireceğiz."

"Yüzde 50 oy alsaydı, CHP demek ki kimseye su vermeyecekti"

CHP'nin, 20 milyonun üzerinde oy alan bir hükümetin meşruiyetini tartışmaya açtığını dile getiren Ünal, sokak veya protesto eylemleri üzerinden bir hükümetin meşruiyetinin tartışılamayacağını söyledi. Ünal, şöyle konuştu:

"Sokağa çıkan 20 bin kişi üzerinden, 20 milyon oy almış bir hükümetin meşruiyetini tartışan CHP, bugün 10 bin kişiyle yürüdüğü için 23 milyon oy almış hükümetin meşruiyetini, yüzde 52 oy almış bir cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açıyorsa orada ciddi bir demokrasi sorunu var demektir. Ya da şöyle söyleyebilirim; Tıpkı Don Kişot'un yel değirmenlerini canavar zannetmesi gibi. Şimdi eğer CHP, bizim gibi 2 milyonluk, 3 milyonluk mitingler yapsaydı, yüzde 50 oy alsaydı, CHP demek ki kimseye su vermeyecekti. CHP'nin demokrasi anlayışı bu mudur? Gerçi Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Sözümü dinlemeyenleri kapının önüne korum' ifadesi demokrasi konusunda nasıl bir anlayışa sahip olduğunun da ifadesi aynı zamanda. Siz meşru hükümetle ilgili 10 bin kişiyle yürüdüğünüz zaman meşruiyet tartışması oluşturup 'dikta' sözleri ve 'baskı rejimi' ifadeleri üzerinden seçilmiş hükümetin meşruiyetini uluslararası alanda tartışmaya açmaktan bahsediyorsanız, burada doğrudan Don Kişot sendromu vardır yani yel değirmenlerini canavar zanneden bir akılla karşı karşıyayız demektir."

Bu bahsi bir daha açmamak üzere kapattıklarını belirten Ünal, bundan sonraki gündemlerinin 15 Temmuz anma etkinlikleri olacağını kaydetti. Ünal, "Çünkü o gün bayrağına, vatanına aşık bu millet, bayrağını, vatanını korumak ve devletin bekası için dua ederek sokağa çıktı ve muvaffak oldu." dedi.

"Demokrasimizin parçası olarak etkinliklerimizi gerçekleştireceğiz"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinliklerinin, Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirileceğine ilişkin açıklamasını hatırlatan Ünal, "Biz de AK Parti olarak 15 Temmuz'a ilişkin 11 Temmuz günü aynı şekilde 81 ilde etkinliklere katılacağız." dedi.

AK Parti'nin bu etkinliklere diğer toplumsal kesimlerle birlikte katılacağını bildiren Ünal, şöyle konuştu:

"Çünkü o gece sokağa çıkan insanlar, toplumun her kesiminden kendi iradesine, siyasete, demokrasiye sahip çıkmak için sokağa çıktılar. Biz de AK Parti olarak o gece verdiğimiz mücadelenin ve o gece koruduğumuz demokrasimizin bir parçası olarak 15 Temmuz anma etkinliklerimizi gerçekleştireceğiz. Gençlik kollarımız, kadın kollarımız, yine belediye başkanlıklarımız bulundukları illerde 11 Temmuz'dan itibaren bu etkinliklere, anma törenlerine iştirak edecekler ve kendi etkinliklerini yapacaklar. Aynı şekilde il başkanlıklarımız, ana kademe teşkilatlarımız ve AK Parti Genel Merkezimiz de yapacağı anma töreni etkinlikleriyle bu coşkunun bir parçası olacak. 'Coşku' diyorum çünkü eğer o gece asker kılığındaki teröristler, FETÖ'cü yapılanma, Allah korusun devletimize, milletimize zarar vermeyi bir kenara bırakın, ele geçirmeyi hedefleyen bu yapı amacına ulaşmış olsaydı hepiniz neler olacağını biliyordunuz."

Sosyal Politikalar Başkanlığı, Yerel Yönetimler Başkanlığı, Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile İnsan Hakları Başkanlığının, 15 Temmuz etkinliklerini planladığını ve 11 Temmuz günü etkinliklere başlanılacağını belirten Ünal, söz konusu takvimin 7 Temmuz'dan sonra detaylı olarak paylaşılacağını söyledi.

"Teknik bir değerlendirmeye gerek yok"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ünal, CHP'nin halk oylamasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru kararının hatırlatılması üzerine, şu değerlendirmede bulundu:

"CHP'nin adalet arayışı, adalet arayışı değil. Anayasa Mahkemesine başvurusu, Anayasa Mahkemesine başvuru değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru değil. Nihayetinde bütün bu eylemler üzerinden meşruiyet krizi, hükümet krizi, tartışma alanı oluşturmak ve farklı sorun alanlarında yeni krizler üretmek ve sorundan beslenen bir siyasetin parçası olmak. Yüksek Seçim Kurulunun sonuçları son derece kesin ve açıktır. Anayasa Mahkemesinin bu konuda verdiği karar son derece açıktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de bu konuda vereceği karar şimdiden bellidir. Burada CHP, Türkiye'nin sorun alanları üzerinden istismar siyaseti yapmayı... Maalesef Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin bir alışkanlığı bu. Yapmaya devam ediyor ve devam edecektir. Bu konuda herhangi bir şekilde teknik bir değerlendirmeye gerek olmadığını düşünüyorum."

Muhabir: Sinan Uslu,Aynur Ekiz