ÇANAKKALE (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, son günlerde Alman şirketlerine yönelik ortaya atılan iddiaları kesinlikle kabul etmediklerini belirterek, "Türkiye'de yatırım yapan Alman şirketler bizim için bir Türk şirketidir. Onların ülkemizde daha fazla yatırım yapması için hükümet olarak her türlü kolaylığı gösteriyoruz." dedi.

Işık, Kale Grubu'nun 60'ıncı kuruluş yıl dönümü ve geleneksel Seramik Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, Kale Grubu'nun kurucusu İbrahim Bodur'u rahmet ve şükranla anarak, onun nezaket ve beyefendi kişiliğinin bütün ailesi ve çalışanlarında da bulunduğunu ifade etti.

İbrahim Bodur'un eserleri ve aldığı hayır dualarla Türkiye'nin en müstesna şahsiyetlerinden biri olduğunu belirten Işık, "Ülkemizde sanayicilik zor bir iştir. Hele hele 1957 yılını düşündüğünüz zaman, o dönemde sanayicilik büyük cesaret ister. Bu sanayiyi Anadolu'nun bir köşesinde yapmak, Çanakkale'nin Çan ilçesinde başlatmak her babayiğidin harcı değildir. Ama o günkü cesaret, bugünkü devasa bir şirketler grubuna ve binlerce çalışana iş sunan bir yapıya dönüştü. diye konuştu.

Fikri Işık, Kale Grubu'nun ülke için kritik öneme sahip savunma sanayisi alanında da büyük ve önemli projelere imza attığını vurguladı.

Kale Grubu'nun savunma sanayisinin en önemli şirketlerinden biri haline geldiğini belirten Işık, "Kale Kalıp ile başlayan süreç bugün artık uçak motorlarının üretiminde pay ve iddia sahibi bir şirkete dönüştü. Bu ülkemiz adına gurur verici bir gelişme." dedi.

Işık, ülkelerin en kritik yatırım alanlarından biri konumundaki savunma sanayisine yatırım yapmanın aslında biraz zor olduğuna dikkati çekti.


- "Türkiye'de sanayicilik kahramanlıktır"


"Sanayici olmak önemli" diyen Işık, şunları kaydetti:

"Gerçekten günümüzde Türkiye'de sanayicilik kahramanlıktır. Bunun hiç tartışması yok. Bu kadar gayrimenkul rantının yüksek olduğu bir ülkede her türlü riski göze alarak sanayi yatırımı yapmak benim gözümde kahramanlıktır. Bir taraftan bürokrasiyle, bir taraftan zaman zaman mahkemelerle, bir taraftan finansal sorunlarla, bir taraftan çevre sorunlarıyla uğraşacaksınız; tesis kuracaksınız, yüzde 3-5’lik karlarla o tesisleri ayakta tutup o insanlara ekmek vermeye devam edeceksiniz. Bu gerçekten zor bir iş. Bu açıdan ben Türkiye'de sanayicileri kahramanlar olarak görürüm.

Hele hele bu yaptığı yatırımlardan elde ettiği kazancı tekrar sanayi yatırımına dönüştürenler gerçek kahramanlardır. Şu anda sanayiden kazandığını gayrimenkule dönüştüren sanayicilerimiz de var. Oralar daha karlı çünkü. Ama kazandığını doğrudan tekrar sanayi yatırımına dönüştürmek her babayiğidin karı değil. O açıdan Kale Grubu'nu merhum İbrahim Bodur'un oluşturduğu bu kültürü devam ettirdiği için tebrik ediyorum."

Fikri Işık, Kale Grubu'nun kazandığını tekrar yatırıma dönüştürdüğünü belirterek, "Bu Kale Grubu'nun tek ayırt edici özelliği değil. Bir başka ve çok önemli ayırt edici özelliği de kazandığını paylaşma konusunda çok cömert olmasıdır. Kale Grubu, kazandığı yeri imar ederek, ihya ederek, oradaki ihtiyaç sahiplerine el uzatarak, çalışanların mutluluğunu artıracak adımlar atarak ortaya koyan nadide bir grubumuz. Çanakkale'nin ve özellikle Çan'ın bugünlere gelmesinde Kale Grubu'nun ne kadar önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Eğer kazandığınızı, kazandığınız topraklardaki insanlarla paylaşırsanız kazancınız daim olur. O insanların gönlüne dokunduğunuz için de sırtınız yere gelmez. Hangi zorluk olursa olsun Cenab-ı Allah size bir yardım gönderir." ifadelerini kullandı.


- "Jet motorunu üretebilmek her babayiğidin karı değil"


Kale Grubu'nun Türkiye'nin milli ve yerli sanayi anlayışının en güzel örneklerini ortaya koyduğunu belirten Işık, Grubun stratejik bir kararla girdiği savunma sanayisinde bugün sadece Türkiye'nin değil büyük uluslararası projelerin de parçası olan çok önemli bir şirket haline geldiğini bildirdi.

Işık, savunma sanayisi alanında faaliyet göstermesinin Kale Grubu'nu yakında dünyanın önemli firmaları arasına sokacağına inandığını dile getirdi.

F-35'e parça üretmenin herkesin yapabileceği bir iş olmadığına işaret eden Işık, "F-35'e parça ürettiğiniz zaman ülkenizin bayrağı orada bulunuyor. Türkiye'nin milli imkanlarla geliştirilmesi için öncelik verdiği jet motorunu üretebilmek, yeni projede yer almak için uluslararası iş birliğine imza atmak her babayiğidin karı değil." görüşlerini aktardı.

Işık, Türkiye'nin kendi milli ve yerli sanayisini özellikle savunma alanında geliştirdiğini ve bu yolda kararlı adımlar attığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ama bunu yaparken dünyadan izole olan bir anlayışımız kesinlikle yok. Her şeyi kendimizi geliştireceğiz diye bir dünya yok. Uluslararası iş birliğine sonuna kadar açığız. Şirketlerimizin bu noktada yapacakları uluslararası iş birliğine hükümet olarak sonuna kadar destek vermeye devam ediyoruz. Zira bugünkü dünyada ben her şeyi kendi başıma yaparım anlayışı geçerliliğini kaybetmiştir. Bu açıdan hangi ülkeden olursa olsun her bir şirketin Türkiye'de yaptığı yatırım bizim için değerlidir. Son günlerde Alman şirketlerine yönelik ortaya atılan iddiaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Türkiye'de yatırım yapan Alman şirketler bizim için bir Türk şirketidir. Onların ülkemizde daha fazla yatırım yapması için hükümet olarak her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Buna da devam edeceğiz."


- "İsrail'in yanlıştan dönmesini sağlamak için gayret göstermek görevimiz"


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, özellikle bilim ve teknolojide çığır açan gelişmeler ve dijital devrimin dünyayı bir küçük köy haline getirdiğini söyledi.

"Artık dünyanın neresinde bir olay olursa olsun, bu olay az ve ya çok bizi ilgilendiriyor, etkiliyor" görüşünü kaydeden Işık, şöyle konuştu:

"Onun için 'Bize ne dünyadan' demenin zamanı geçmiştir. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek ve bunların Türkiye'ye etkisini olumlu anlamda en üst düzeye çıkarmak, olumsuz anlamda da minimize etmek hepimizin görevi. Filistin'deki, Kudüs'teki, Mescid-i Aksa'daki bir olay Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. 'Bize ne canım' deme hakkımız yok. Bazıları 'Dış politikada bu kadar risk alınır mı?' diyor. Sizi ilgilendiren konularda bugün risk almazsınız, yarın çok daha ağır bedelleri ödemeyi baştan kabul edeceksin.

Türkiye, 1492'de Yahudilere kucak açmış, ev sahipliği yapmış ve onların yüzyıllarca bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşamasını sağlamış bir ülkedir. Biz böyle bir milletiz. Yahudi düşmanlığının hiç olmadığı bir ülke varsa bu Türkiye'dir diyebilirim. Ama bu İsrail devletinin Filistin'de, Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da yaptığı zulümleri Türkiye'nin hoş görmesini gerektirmez. Aksine Yahudilerle yüzyıllar aynı topraklarda barış ve huzur içinde yaşamış bir ülkenin evlatları olarak İsrail'in yaptığı yanlışı İsrail'e söylemek, bu konuda İsrail'in yanlıştan dönmesini sağlamak için gayret göstermek bizim görevimizdir. Bunun için diyoruz ki 'Gelin bu yanlıştan vazgeçin. Üç dinin de kutsal bildiği Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da rahatça ibadet etmenin önündeki tüm engelleri kaldırın. Bu konuda atılan her yanlış adım en fazla Yahudilere, İsrail'e ve İsrail halkına zarar verir.' Türkiye olarak bunları söylemeye devam edeceğiz. Çünkü oradaki her gelişme az veya çok ülkemizi etkiliyor. Her terörist saldırının da Türkiye'yi az veya çok etkilediğini biliyoruz."

Işık, böyle bir dünyada uluslararası iş birliğine dayalı bir sanayi anlayışına Türkiye'nin gerçekten önem ve öncelik verdiğini vurguladı.

Kale Grubu'nun merhum İbrahim Bodur'un başlattığı bu yolda emin adımlarla ilerlediğini kaydeden Işık, "Bu ilerleyişin uzun soluklu olacağına ve ülkemize çok önemli değerler katacağına da yürekten inanıyorum." dedi.

Fikri Işık, dünyanın barış ve huzur gezegeni olması için çalışmayı sürdüreceklerini ve bu konuda atılacak her adımın hükümet tarafından desteklenmeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

Konuşmasının ardından Başbakan Yardımcısı Işık'a Kale Grubu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Zeynep Bodur Okyay tarafından el yapımı seramik hediye edildi.

Fikri Işık, daha sonra Kale Grubu'na ait Mavruz Tarım'ın temel atma ve Sinterfleks fabrika açılış törenini gerçekleştirdi.