ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'ye Amerika Savunma Bakanı James Mattis'in, "Siz merak etmeyin gerekirse YPG'yi PKK'ya karşı savaştırırız. Siz rahat olun." ifadesini kullandığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, bu açıklamanın, Amerikan yönetiminin Türkiye'yi hiç anlamadığı bir açıklama olduğunu söyledi. PYD/YPG'yi kuran ve hala yönetenin PKK terör örgütü olduğuna işaret eden Bozdağ, PKK ile PYD/YPG'yi birbirinden ayırmanın imkansız olduğunu vurguladı.

Bozdağ, "Sayın Mattis ne diyor? 'Gerekirse biz bunları PKK'ya karşı da kullanabiliriz.' Olacak iş mi? Sizin elinizle sizin gözünüze, kafanıza karşı sizi dövdürmek gibi bir şey. Bu akla uygun olmayan, hayatın olağan akışıyla da uymayan, bölgenin gerçekleriyle de uyuşmayan bir durum. Belli ki ABD yönetimi PKK, PYD ve YPG konusunda Türkiye'nin baktığı yerden bir bakış açısına sahip değil. Başka bir yerden bakıyor." dedi.

Bozdağ, Mattis'in basına yansıyan diğer açıklamalarına ve PYD/YPG ile ilgili Amerika'da başka gelişmelere de bakıldığında, onların da PYD/YPG'nin PKK olduğu gerçeğini en az Türkiye kadar bildiğine işaret etti.

Mattis'in bu açıklamasını tuhaf bulup bulmadığının sorulması üzerine Bozdağ, Mattis'in açıklamasını tuhaf bulmadığını, Amerika'nın PYD/YPG konusuna hep bu şekilde baktığını vurguladı. Bozdağ, Türkiye'nin Milli Savunma Bakanı'nın yüzüne Türkiye'nin sıcak bakacağını düşünüp, bunu söyleyebilmesinin absürt olduğunu, buna şaşırdığını dile getirdi.

"Madem elinizde bu PYD/YPG, öyleyse çekin Afrin'den şunları"

Türkiye'nin tutumunun çok net olduğunu aktaran Bozdağ, "Biz, 'Bunlar PKK'dır, bunlar PKK'nın yönettiği örgütlerdir, Türkiye'ye karşı terör eylemi yapıyor.' diyoruz. Madem elinizde bu PYD/YPG, öyleyse çekin Afrin'den şunları, bitsin şu iş. Çekin Münbiç'ten, bitsin şu iş. Madem onlara karşı kullanabilecek kadar bunları sevk ve idarede kendinize güveniyorsunuz, bunu yapın. Bunu da yapmıyorlar." ifadesini kullandı.

Bozdağ, ABD yöneticilerinin ısrarla Türk yetkililere, "Siz, PKK, PYD/YPG'yi birbirine eşit görüyorsunuz ama o gördüğünüz PYD/YPG değil, siz göremiyorsunuz bunu." karşılığını verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Görüyoruz. Hepsi aynı. Yönetenleri görüyoruz aynı, karar alanları görüyoruz aynı. Şu anda ele geçen yerlerde Öcalan'ın posterleri adeta bir devlet yapılanması şeklinde örgütlenilmiş ve örgütün her aşamasında PKK'nın varlığı çok net şekilde görüntülerle somut verilerle sabit. 'Siz onu öyle görüyorsunuz ama o öyle değil sizin gördüğünüz.' diyorlar. Artık ABD yöneticileri alemi kör, herkesi sersem sanmaktan vazgeçmeli."

"Türkiye terör örgütünü bitirene kadar da mücadelesine devam eder"

ABD'nin senatosunun istihbarat komitesine sunduğu raporda, CIA'nin açıklamalarında ve sitelerinde, "YPG, PKK'nın Suriye'deki milis gücüdür." ifadelerinin yer aldığını anımsatan Bozdağ, bunun, ABD istihbarat örgütünün Türkiye'nin tezlerinin doğru olduğunu ifade ettiğinin göstergesi olduğuna işaret etti.

Bozdağ, Amerikan senatosu, Amerikan istihbarat örgütü, FBI'ın Türkiye'yi doğruladığını ancak ABD yöneticilerinin, "Bunlar sizin bildiğiniz gibi değil." dediğini belirtti.

Amerika'nın kendi istihbarat örgütünün ne dediğine inanması gerektiğini ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu büyük bir algı operasyonuyla değiştirilecek bir gerçeklik değildir. Bu değişmez. Siz istediğiniz kadar algı operasyonu yapın. 'Gördüğünüz, duyduğunuz başka' deyin. Ama gerçek değişmiyor, olduğu gibi duruyor. PYD/YPG terör örgütüdür ve PKK tarafından kurulmuştur, yönetilmektedir ve Türkiye'ye karşı da PKK onlarla beraber bugün terör eylemleri yapmaktadır. Amerika kabul etse de gerçek budur, kabul etmese de gerçek budur. Amerika eğer Türkiye'nin görüşlerine itibar ederse bugüne kadar yaptığı yanlışları bundan sonra sürdürmekten kurtulur. Eğer Türkiye'ye inanmazsa terör örgütünü destekleme yanlışına, terörü besleme yanlışına bundan sonra da devam eder, Türkiye de bu terör örgütüyle arkasında kim olursa olsun bu terör örgütünü bitirene kadar da mücadelesine devam eder."

"Güneşe başka bir isim vermenin kimseye bir faydası yok"

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın ziyareti sırasında, PYD/PKK ile ilgili gündeme gelecek konulara ilişkin Bozdağ, "Bizi ikna etmekten, olan bir gerçeği başka tür gibi görmemizi istemekten vazgeçmeleri lazım. Bizim bu noktada iknaya ihtiyacımız yok. Çünkü artık gerçek ortada. Güneşe başka bir isim vermenin kimseye bir faydası yok. Güneş, güneştir. Bu kadar ayan beyan ortada olan bir konudur. Bizi anlamaları gerekir. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığının blöf olmadığını, kendilerine dönük bir hesabın sonucu olmadığını da görmesi lazım. Bu mesele, sadece PYD/YPG terör örgütünün Türkiye'ye dönük terör eylemleriyle ilgili de sınırlandırılamaz. Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük burada bir tehdit söz konusudur." açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin 40 yıldır mücadele ettiği PKK terör örgütünün, dost ve müttefik ABD eliyle devletleştirilmesi projesine dikkati çeken Bozdağ, bu projeye Türkiye'nin göz yummasını, sesiz kalmasını, müdahale etmemesini kimsenin beklememesi gerektiğini kaydetti.

Bozdağ, bu durumun Türkiye'nin ve Suriye'nin toprak bütünlüğü için açık bir tehdit ve düşmanca bir hareket olduğunu söyledi.

"Bir milim geri gitmemiz mümkün değil"

Zeytin Dalı Harekatı ve ABD ile ilişkilerle ilgili bir soru üzerine Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:

"Şu çok net. Bir defa PYD/YPG ve bölgede bir terör koridoru oluşturulması, terör devleti yapılandırılması ve buna gidecek bütün süreçler konusunda Türkiye kapalıdır. Bu konularda istedikleri kadar konuşsunlar, bizim bir milim geri gitmemiz mümkün değildir. Biz bunu kendimizin varoluşsal bir sorunu olarak görüyoruz. Devletimiz ve milletimizin bugünü ve geleceği için çok büyük tehdit ve saldırı olarak görüyoruz. Ülke, millet ve hükümet olarak bu saldırıyı bedeli ne olursa olsun bertaraf etmek için elimizi taşın altına koyacağız, mücadelenin en büyüğü ne ise onu yapacağız. Bu tehlike ve tehditi ortadan kaldırana kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bizim bu noktada laf cambazlığına veya yıldızlı laflara veya başka başka tür söylemlere karnımız tok. Bizim söze artık ihtiyacımız yok. Çünkü bize ne söyledilerse arazide hep tersi oldu. Sayın Trump, 'Silah vermeyeceğiz bundan sonra.' dedi, silahlar devam ediyor hala. Başka şeyler söylendi, Fırat'ın batısına geçmeyecek, geçti. Menbiç'te olmayacaklar, oldu. Baktığınız zaman arazide ne varsa hep söylenenlerin tersi oluyor. Biz nasıl inanacağız?"

"Türkiye'nin göz yummasını kimse beklememelidir"

ABD'ye "Şimdiye kadar 'a' dediniz oldu 'b', 'c' dediniz oldu 'd'. Türkiye bu kadar söylenen sözlerin arazide tersinin yapıldığı pratiği yaşadıktan sonra sizin bu noktada söyleyeceğiniz sözler Türkiye'yi tatmin etmez." diyen Bozdağ, özlerini şöyle sürdürdü:

"PYD/YPG terör örgütüdür. Bu terör örgütüne Türkiye'nin dostu ve müttefiki olan ABD'nin destek vermesi, silah vermesi, mühimmat vermesi, eğitim donatım yapması, askerlerinin onlarla beraber oturup kalkması Türkiye'ye karşı yapılan en büyük yanlışlıktır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bu destekler kesilmeli. Verilen silahlar geri toplanmalı. Bundan sonra herhangi bir destek kesinlikle verilmemeli. DEAŞ'a karşı da mücadeleyi dünyada en iyi yapan tek ülke vardır, o da Türkiye'dir. Bunu da biz ABD ile pekala yapabiliriz ama burada bir terör devleti yapılanmasına, PKK terör örgütünün yavrularının serpilip büyümesine Türkiye'nin göz yummasını kimse beklememelidir. Eğer Türkiye'nin göz yumacağını düşünüyorlarsa Türkiye'yi hiç tanımamışlar demektir."

Bozdağ, DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak'ta büyük terör eylemleri yaptığını söyledi.

Örgütün en büyük eylem yaptığı ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu belirten Bozdağ, en büyük bedeli Türkiye'nin ödediğini vurguladı.

DEAŞ'ın, Suriye'nin pek çok yerini işgal edip Irak'a girdiğini ve her tarafı ele geçirdiğini dile getiren Bozdağ, ama PYD/YPG'nin olduğu yerlerde Rakka ve birkaç yer hariç onun dışında oralara önce girdiklerini, oradaki nüfusu yerinden, yurdundan edip göçe zorladıklarını, sonra da herhangi bir çatışma olmadan oraların PYD/YPG'nin eline geçtiğini aktardı.

Sonra oralara teröristlerin yerleştirildiğini anlatan Bozdağ, başka yerlerden nüfus aktararak demografik yapının değiştirildiğini ve buralarda PYD/YPG terör örgütlerinin bir hakimiyeti olduğunu dile getirdi.

DEAŞ terör örgütünün, PYD/YPG'nin o alanı temizleyip, kendisi için hem etnik hem de ideolojik temizliğin yapıldığı korunaklı bir alana dönüştürülmesi için büyük bir destek sunduğunu anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Şimdi buralarda DEAŞ terör örgütü var mı? Yok. Rakka'da operasyon yapıldı, hangi çatışma oldu? Kaç tane PYD/YPG'li hayatını kaybetti? Ne oldu en sonunda? YPG, PYD, PKK teröristleri koridor oluşturdu, güvenliğini aldı. DEAŞ'lı teröristler oradan çıktılar, gittiler. O zaman soruyorum, bu nasıl bir mücadele? Siz bu teröristleri niye etkisiz hale getirmediniz? Niye teslim almadınız, silahlarına, araçlarına neden el koymadınız? Oradan geçip gitmelerine izin verdiniz. Çok net söylüyorum, DEAŞ terör örgütü bölgedeki siyasal hedeflerin, projelerin hayata geçirilmesi için kullanılan bir alettir. Onu kullanıyorlar şu anda."

"Yeni bazı senaryolar ortaya çıkabilir"

Bozdağ, DEAŞ ile sadece ABD'nin değil dünyanın mücadele ettiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Fırat Kalkanı Harekatı sırasında 3 bin DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdiğini söyledi.

TSK'nin Başika kampını DEAŞ'a karşı kurarak orada bin civarında teröristi etkisiz hale getirdiğini aktaran Bozdağ, bugüne kadar en fazla DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getiren kuvvetin TSK olduğunu vurguladı.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Belki bundan sonra DEAŞ'lı teröristleri birileri örgütleyip 'Bak Türkiye Afrin bölgesine girdi, DEAŞ'a odaklanalım dedik ama odaklanma zayıfladı, DEAŞ bak yeniden Rakka'ya doğru, yeniden şuraya doğru gidiyor.' diye yeni bir tiyatroyu önümüzdeki günlerde bütün dünyanın önüne koyabilirler ama biz şunu çok net görüyoruz. Bu bölgede kim ne yapıyor, ne yapmak istiyor bunların hepsini çok iyi biliyoruz. DEAŞ üzerinden yeni bir algı operasyonu Türkiye'ye karşı yapılmak istenebilir. 'Türkiye Afrin bölgesine girdi, PYD/YPG terör örgütlerine karşı mücadeleyi başlattı. Öte yandan DEAŞ yeniden palazlandı, semirdi. Bak işte onlar yok, DEAŞ yeniden piyasaya çıktı.' demek için, önümüzdeki günlerde yeni bazı senaryolar ortaya çıkabilir. Şimdiden söylüyoruz. Bu tür şark kurnazlıklarıyla Türkiye'nin bu haklı mücadelesini haksız hale hiç kimse getiremez. DEAŞ terör örgütü ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en güçlü mücadeleyi Türkiye vermeye devam edecektir."

Menbiç'e olası harekat

Bozdağ, Suriye'de olup bitenler konusunda Türkiye'nin, ABD yönetimini bugüne kadar hiç aldatmadığını, ne düşündüyse söylediklerini, bugüne kadar söylediklerinin tersini hiç yapmadıklarının altını çizdi.

Türkiye olarak bugün atılan ve bundan sonra atılacak hiçbir adımın ABD için sürpriz olamayacağına işaret eden Bozdağ, bunları muhataplara ve kamuoyuna her defasında söylediklerini ifade etti.

Dünyayı ve ABD'yi aldatmadan iş yaptıklarını belirten Bozdağ, ABD ile karşı karşıya gelmeyi arzu etmediklerini ama aynı arzunun ABD'de de olması gerektiğini vurguladı.

Bölgede terörle etkin mücadele ederken teröristlerin eğitilmesi, desteklenmesi, silah ve mühimmat aktarılmasının müttefikliğe sığan bir yaklaşım olmadığını aktaran Bozdağ, şunları kaydetti:

"O nedenle ABD Türkiye ile karşı karşıya gelmemek için Türkiye'nin gösterdiği hassasiyeti göstermesi gerekir. Bizim derdimiz ABD ile karşı karşıya gelmek değil. Bizim muhatabımız ABD değil. Bizim derdimiz ve mücadele ettiğimiz muhatap terör örgütü PKK, PYD, KCK, YPG ve DEAŞ'tır. Biz bunlarla mücadele ediyoruz. Bunların içerisine ABD askerlerinin de girmemesi lazım. Bunların içerisine girdiğinde o mücadele sırasında kimseye kimlik sormuyoruz. Mücadele teröristle, terör örgütleriyle yapılıyor. Bu noktada Türkiye ile ABD arasında bir karşı karşıya gelmenin olacağına ihtimal vermiyorum. Böyle bir şey söz konusu değildir. Orada bazı ABD'li askerlerin yaptığı açıklamaları da önemsemiyorum. Çünkü bizim muhatabımız ABD yönetimidir. Bu konuda kararları verecekler de onlardır. Biz çok netiz. Türkiye'nin bu konuda duruşu nettir. ABD'li muhataplarımıza da bugüne kadar söylediklerimiz ortadadır, yapacaklarımız bellidir. Şu anda bir kısmını yapıyoruz, yarın da kalanını yapacağız. Yani bu çok net ortada. O yüzden biz kimseyi oyalamıyoruz, aldatmıyoruz. Yapacağımızı açık açık söylüyoruz. Onun için de ABD Türkiye'nin karşı karşıya gelmesinin söz konusu olacağını düşünmüyorum."

"Herkesin Türkiye'ye yardımcı olması lazım"

"Zeytin Dalı Harekatı'nın süresinin" sorulması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin de Zeytin Dalı Harekatı'nın kısa sürede bitmesini arzu ettiğini, aylarca sürecek bir operasyonu arzu ise etmediklerini belirtti.

Hedefin, Afrin Bölgesinin PYD/YPG/PKK/KCK/DEAŞ terör örgütlerinden ve bunların teröristlerinden temizlemek olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bunların silah, mühimmat, araç, gereç, vesairesini yok etmektir ya da ele geçirmektir. Bölgede yaşayan bu terör örgütlerine müzahir olmayan Kürt, Türkmen, Arap ve diğer orada yaşayan insanları bu örgütlerin baskısı ve zulmünden kurtarmak." diye konuştu.

Türkiye'nin hedefinin bölgede barış, huzur, güven ve istikrarı yeniden tesis etmek olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"ABD yönetiminin ve bu işin kısa sürede bitmesini bizden isteyen herkesin, Türkiye'ye yardımcı olması lazım. 'YPG'yi, PYD'yi PKK'ya karşı da savaştırabiliriz.' O kadar bunlara sözünün geçtiğini Mattis ifade ediyor. Buna da güveniyorlarsa o zaman yapacakları iş belli. Bunlara söyleyecekler, 'Türkiye'ye karşı bu tür saldırıları sonlandırın. Afrin'i boşaltın, oradan derhal uzaklaşın' dedikleri zaman bu harekat kısa sürede, onların ricasına da gerek kalmadan biter. Bize bu noktada rica yapacaklarına avuçlarının içinde tutukları teröristlere 'oradan derhal uzaklaşın, Türkiye'ye karşı mücadeleyi bırakın' demeleri icap eder. Eğer bunu yapmazlar ise ve PYD, YPG'ye destek sürer ise o zaman bu iş uzar."

"Türkiye'yi zayıflatma düşüncesi olabilir"

Bekir Bozdağ, PKK'nın tek elden yönetildiğini belirterek, "(DEAŞ'a odaklanalım, DEAŞ ile mücadeleyi zayıflatmayalım) diyorlar. Sonra da Fırat'ın doğusundan Afrin'e takviye geliyor. PYD/YPG'liler Afrin'e takviye geldi, onlar bazı alanları boşalttı. Sonra da 'Oraya DEAŞ geldi, Afrin harekatı DEAŞ ile mücadeleyi zayıflattı.' İleride bunun böyle olup olmadığını gelişmelerle hep beraber göreceğiz. Ben orada da başka bir hesabın olduğunu düşünüyorum. DEAŞ'ı yeniden hortlatıp Türkiye'nin bu haklı mücadelesinde Türkiye'yi yalnızlaştırmak ve Türkiye'yi zayıflatmak gibi düşünce olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu çok çok önemli. PYD/YPG teröristlerinin diğer yerden buraya gelmesi, öte yanda bu örgütün aynılığını da çok net bir şekilde gösterir." ifadesini kullandı.

Türkiye bu iş bitene kadar geçecek süre ne kadarsa, o kadar süre o bölgede kalacağına işaret eden Bozdağ, binlerce kilometre öteden bölgeye gelen Amerika'ya kimse neden bu kadar uzun süredir burada kaldığını sormadığını bildirdi.

Bozdağ, "Kimse niye bu kadar uzun süre kaldın diyor mu? ABD kendi menfaatleri açısından bir değerlendirme yapıyor. O değerlendirme çerçevesinde orada kalışı süresini belirliyor. Türkiye de kendi bekası için büyük bir tehdit ve tehlike oluşturan terör örgütlerine karşı mücadelesinde planladığı hedefler gerçekleşene kadar bu harekatı sürdürecek, bölgede varlığını devam ettirecek." dedi.

Muhabir: Merve Yıldızalp,Yasemin Kalyoncuoğlu,Esin Işık