LONDRA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Four Seasons Park Lane Otel'de İngiltere'deki Türk toplumunun önde gelen temsilcileriyle bir araya geldi. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Buckingham Sarayı'nda York Dükü Prens Andrew ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.

İngiltere'nin, Türkiye ile ilişkilerini daha ileriye götürmek istediğine işaret eden Yıldırım, burada ciddi bir samimi isteğin olduğunun altını çizdi.

Yıldırım, İngiltere'nin AB'den çıkış kararından sonra, Türkiye'nin ikili ilişkileri geliştirmek için yeni mekanizmalara ihtiyacının bulunduğunu vurguladı.

"Birçok önemli adımı birlikte atacağız"

Türkiye'nin, AB kurallarının İngiltere ile ilişkileri belirleyen unsur olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "O kurallar bir, iki senede yavaş yavaş ortadan kalkacağı için onun yerine geçecek bir sistemi de kurmamız gerekiyor. Bu anlamda çalışmalarımız başladı. Serbest ticaret anlaşmasının yeniden yapılması, ikili anlamda hem karşılıklı yatırımların teşviki hem ticaretin kolaylaştırılması gibi birçok önemli adımı birlikte atacağız. Bunun kararını vermiş durumdayız." diye konuştu.

Yıldırım, iki ülke arasında savunma sanayiyle ilgili iş birliğinin başladığını, en son nesil uçak yapımı konusunda, Türkiye'deki TAI firmasıyla bir anlaşma yapıldığını ve çalışmalara başlandığını anlattı.

Ayrıca enerji, bilişim, sağlık ve turizm alanında iş birliklerinin geliştirilmesi potansiyelinin de olduğunu ifade eden Yıldırım, ikili ilişkiler geliştiğinde bu sefer bölgesel ve küresel konularda fikir benzerliğinin daha çok artacağını, ortak hareket etme kabiliyetinin daha fazla gelişeceğini dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, "İngiltere, Avrupa Birliğinden bariz bir şekilde ayrışan, Türkiye ile ilişkileri geliştirme yönünde bir döneme girdi. Bu dönemi, daha ileriye taşımak, başarılı şekilde sürdürebilmek şüphesiz sizlerle daha kolay olacak. Sizler, bu ülkeyle bağlarımızın gelişmesi için önemli bir görev ifa ediyorsunuz. O yüzden de bizim, sizin her türlü beklentinizi bilmek, ona göre politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bunlar işin iyi tarafları." dedi.

"Hazmedemeyen kim olursa olsun, bu topluluğun içinde yeri olmaması lazım"

Başbakan Yıldırım, herkesin aynı düşüncede bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ortak değerimiz doğduğumuz, havasını soluduğumuz, güzelliklerini yaşadığımız memleketimizin, dünyada ve bölgede en iyi konuma gelmesi, bu hepimizin ortak arzusu. Ülkeyi bölmek isteyen, başkalarına uşaklık yapanları bunun dışında tutuyorum. Terör örgütlerinin bizim aramızda yeri olmaz. İsminin bizimle aynı olması bir şey fark etmez. Ülkemizin birliğini, beraberliğini, bayrağını, üniter yapısını hazmedemeyen kim olursa olsun bu topluluğun içinde yeri olmaması lazım. Bizim bütün mücadelemiz, dört şey için. Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bu bizim için vazgeçilmezdir."

Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğunu, etrafında sürekli bir hareketin olduğunu belirten Yıldırım, son 6, 7 yıldır Suriye'deki savaşın, Irak'taki istikrarsızlığın, Filistin'deki sorunların en büyük bedelini Türkiye'nin ödediğini söyledi.

Yıldırım, dünyadaki 5 mülteciden 3'üne kucak açan ülkenin Türkiye olduğunu yineledi.

Yarın Somali'ye destek olmak için Somali konferansı yapacaklarına değinen Yıldırım, "Hatırlayın, Somali gözden çıkarılmış bir ülkeydi. Gelişmiş ülkelerin zihninde, 'artık iflah olmaz ülke' olarak dikkate alınmaması gereken bir yerdi. Cumhurbaşkanımız oraya gitti, oradan dünyaya 'burada insanlık ölüyor' dedi. İnsanlığı göreve davet etti ve o günden beri Somali parlamaya çalışıyor." diye konuştu.

"Avrupa Birliği'ne giren de pişman, girmeyen de"

İngiltere Avrupa Birliği'nden ayrılma yönünde bir karar verdiğini, ayrılma sürecinin devam ettiğini hatırlatan Yıldırım, Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne girmeye çalıştığını, uzun yıllardan beri adaylık süreci yaşadığını hatırlattı.

İngiltere Başbakanı Theresa May'in, Türkiye ziyaretini anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Sayın Theresa May, bizi ziyarete geldiğinde bana bir soru sordular ve Sayın May'e de bir soru sordular, 'Siz, birlikten çıkmaya karar veren bir ülkenin başbakanısız. Siz de birliğe girmek için uğraşan bir ülkenin başbakanısınız. Nasıl bir duygu içerisindesiniz? Birbiriyle zıt olan bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?' diye sorduğunda, tabii beklemediğimiz bir soruydu. Ben de dedim ki bu Avrupa Birliği öyle bir şey ki giren de pişman, girmeyen de pişman. Doğrusu tabii Avrupa ile olan ilişkilerimiz, son yıllarda özellikle bu geçtiğimiz yıl içinde çok da aman aman, istediğimiz düzeyde değil. Özellikle 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişimiyle beraber burada, aramızda ciddi soğukluk oluştu. Sebebi, ülkemizin demokrasisine, geleceğine kast eden, asker kılığı içerisine girmiş o alçak terör unsurları, insanlarımızın üzerine bombaları, her türlü ateşi yaptılar. Şehitlerimiz, gazilerimiz oldu ama insanımız ülkesini, vatanını, hükümetini korumak üzere Cumhurbaşkanımızın çağrısına tereddüt etmeden meydanlara indi ve göğsünü bu saldırılara siper etti. Darbecilere ülkeyi teslim etmedi. Türk milleti adeta destan yazdı.

Böyle bir olayı yaşamamıza rağmen maalesef Avrupa ülkelerinin birçoğu suspus oldular, hiçbir açıklama yapmadılar. Birkaç gün ses seda yok. İngiltere bunlardan ayrılan bir ülkedir. İlk anda bu darbe girişimini kınayan ve demokrasiden yana olduğunu ifade eden, Türkiye Cumhuriyeti ile dayanışma içinde olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Bu aslında Avrupa'nın diğer ülkelerinden ayrışan, o gün bizim ihtiyacımız olan bir sesti. Bu olaydan sonra İngiltere ile Türkiye arasındaki ilişkiler başka bir boyut kazandı. Şimdi İngiltere ile o günlerde başlayan, daha sonra birlikten çıkma kararıyla benzeşen ortak yanlarımızın arttığı bir ortamla karşı karşıya kaldık."

"Türkiye çok büyük yol aldı"

Türkiye'nin 15 yıl boyunca birçok sınamalara, birçok engellemelere rağmen çok büyük yol aldığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bunu tersine çevirmek için de çok gayretler oldu. Açık, kapalı en az dört tane tehditle karşı karşıya kaldık. En son işte en kanlısı 15 Temmuz'du. 15 Temmuz bizi 16 Nisan'a getirdi. 16 Nisan'a durup dururken gelmedik.

Milli irade nedir? Milli irade, milletin size verdiği güçtür. Milletin verdiği güce, ortak olmaya çalışanlar var. Bu gelişmiş demokrasilerde olmaz. Gücü millet verir, millet alır. Yaptığımız bu anayasa değişikliği de değerli vatandaşlarım, milletin verdiği gücün gizli ortaklarını ortadan kaldırmaktır. Bundan sonra ne olacak? Tek başına güçlü iktidar, sürekli istikrar, özeti budur. 'Seçim oldu, iktidar olundu, olunmadı' derdi yok. Her seçimde iktidar olacak. Yüzde 50 oy almak kolay bir şey mi?

Vatandaşların yarısının en az desteğini alacaksın ki iktidar olasın. Bu ne demektir? Türkiye'nin her köşesinden oy alman lazım. Sadece, Trakya'dan, sadece Akdeniz'den değil, Güneydoğu'dan, Doğu'dan, Karadeniz'den, Ege'den, İç Anadolu'dan, her taraftan. Bu da ne getiriyor? Türkiye'nin birliğini getiriyor, beraberliğini getiriyor, bölünme tehdidini ortadan kaldırıyor. Etnik bir parti olmaya çalışsan, iktidar olma şansın yok. 'İşte Güneydoğu'nun şeylerini savunuyorum, oradaki vatandaşların... Savunabilirsin. Bunu, ülkenin birliği içinde yapacaksın."

"Vesayet, darbe, müdahale, illegal girişimler bunların hiçbiri yok"

Gelen sistemin birçok faydası olduğunun altını çizen Yıldırım, "Özetle, Türkiye'nin üniter yapısını muhafaza eden, milletiyle, ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü sürekli hale getiren ve istikrarı kalıcı hale getiren, sürekli iktidar çıkaran bir sistemden bahsediyoruz. Vesayet, darbe, müdahale, illegal girişimler bunların hiçbiri yok. Bu da ülkenin demokrasisinin biraz daha yeni bir safhaya yükselmesi anlamına geliyor." diye konuştu.

Muhabir: İlkay Guder, Sinan Uslu, Tayfun Salcı, Yeşim Sert Karaaslan, Merve Yıldızalp