İZMİR (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Söke Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutan Yardımcısı olan eski kurmay albay Erol Akman, 15 Temmuz'da şoförüne söylediği "Hadi bir darbe yapalım, sen daha önce hiç darbe yaptın mı?" sözlerini mahkemede inkar etti.

Hain darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemeler önünde hesap sorulan terör örgütü üyeleri, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar taktiği uygulamaya devam ediyor.

İnkar politikasını uygulayan darbeci askerlerden biri de Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen Erol Akman.

İddianamede, Akman'ın 12 Temmuz 2016'da saat 22.30 civarında karargah içindeki kameriyede firari sanık eski Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'la yaptığı toplantıda cep telefonlarının ayrı bir yerde muhafaza edilmesinin çok sık görülen bir davranış olmadığına vurgu yapıldı.

Emrindeki birliğin darbe girişimine destek amacıyla Çardak Havalimanı'na intikal için hareket etmesinin ardından sanıklar Akman'ın, eski yarbay Afşin Yapar ve Özbakır ile sürekli telefonla görüştüğü belirtilerek, esas olan "güvenli hızda seyir"e aykırı hızın 90-100 kilometreye kadar çıkarılması talimatı verdiği, Akman'ın yanındaki Uzman Çavuş Kenan Bölükbaşı'na "Hadi bir darbe yapalım, sen daha önce hiç darbe yaptın mı?" şeklinde sözler söylediği bilgileri yer aldı.

Deliller darbe girişimine destek verdiğini ortaya koydu

Genelkurmay Başkanlığı ve Ege Ordusu Komutanlığınca 15 Temmuz 2016 gecesi ve sonrasında cereyan eden olaylara ilişkin hazırlanan rapor, somut tanık ifadeleri, dijital materyal inceleme tespit tutanağı, HTS analiz inceleme gibi somut deliller, Akman'ın darbe girişimine destek vermek adına hareket ettiğini ortaya koydu.

Akman, 22 Aralık 2016'daki mahkemede yaptığı savunmasında, Söke'den Denizli'ye 15 Temmuz 2016'da geldiğini, saat 22.30'da Özbakır'ın kendisini arayıp eğitim için planlanan intikalin öne alındığını söylediğini, 23.30'da da askeri konvoyun Çardak Havalimanı'na gitmek üzere yola çıktığını iddia etti.

Boğaziçi Köprüsünün kapatılması ve intikalin erkene alınmasının şüphe uyandırıp uyandırmadığı sorulan Akman, "Yola çıkarken internetten Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığını öğrendim. Bir daha internete bakmadım. Sadece asker olduklarını biliyorum, polis de olabilirdi. Bu nedenle eğitimin öne alındığını sorgulamadım." cevabını verdi.

"Sen hiç darbe yaptın mı?" sözlerine "şaka yollu söyledim" savunması

Çardak Havalimanı yolunda kendisini arayan Özbakır'ın, Ankara'da kalkışma olduğunu, bunu bastırmak için asker gideceğini, bu şehirden de uçak geleceğini söylediğini savunan Akman, şoförü Bölükbaşı'na yolda söylediği "Sen hiç darbe yaptın mı?" şeklindeki sözünün hatırlatılması üzerine, "Şoföre, 'Sen hiç darbe yaptın mı?' diye sordum. Daha sonra da 'gidelim darbeye darbe yapalım' diye ilave ettim. Bunu şaka yollu söyledim. Ben şoförüme 'darbe yapalım' demedim. Şoförümün intikal içerisinde söylemiş olduğum ifadeyi eksik ve yanlış anladığını düşünüyorum. Eğer darbe yapmak istesem bunu neden sadece Kenan'a söyleyeyim, diğerlerine de söylerdim." diye beyanda bulundu.

İddia makamının, "Yanındaki uzman çavuşa 'sen hiç darbe yaptın mı, gidelim darbeye darbe yapalım.' şeklindeki sözlerinin şaka da olsa söylenmesinin durumun ciddiyeti karşısında ne anlam taşıdığını ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verip veremeyeceği" konusunun sorulması üzerine Akman, "Tugay Komutanının söylediği sözler karşısında şuursuzca sarf ettiğim sözler olarak nitelendiriyorum. Darbe yapıldığı konusunda bilgi sahibi değilim." dedi.

"Özbakır'ın darbeci olabileceğini düşünmedim"

Birliğinden daha alt rütbedeki komutanların anormal durum karşısında Ege Ordusu ile İl Jandarma Komutanlığı gibi birim ve görevlilere telefonla ulaşıp bilgi sahibi olmak için çaba sarf etmelerine karşılık kendisinin niçin hiçbir yeri aramadığı sorulan Akman, "Arama gereği duymadım. Zira tugay komutanı ile sürekli irtibat halindeydim, onun emirleri doğrultusunda emirleri yaptım. Sürekli yaptığım görevlerin suç olup olmadığına baktım. Suç oluşturmadığı kanaatine vardım. Tugay komutanından (Özbakır'ı kastederek) hiç şüphelenmedim. Darbeci olabileceğini düşünmedim." diye konuştu.

"Darbe teşebbüsünden saat 03.30'da haberim oldu. Bu saatten sonra darbe teşebbüsü olduğuna inandım." diye konuşan Akman, tanık ifadelerinde geçen "nizamiyede silahlanmaları ve polise direnmeleri" şeklinde de bir emrinin olmadığını savundu.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine destek için Denizli'den Ankara'ya gönderilmek istenen askeri personelin sevki ve o gece yaşananlara ilişkin Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep imzalı 50 sayfadan oluşan idari tahkikat raporunda, Akman'ın makam aracında Bölükbaşı'na "Sen hiç darbe gördün mü, şimdi yapacağız görürsün." gibi ifadeler kullandığı, "komutanım" diye hitap ettiği birine de "bizim görevimiz Meclis mi?" diye sorduğu yönünde tanık beyanları yer aldı.

Raporda, Özbakır, Akman, Yapar ve Demir'in birlikte hareket ederek, darbe girişimi faaliyetini aldıkları emir ve talimatlar doğrultusunda önceden planladıkları ve uygulamaya koydukları vurgulandı.

Mahkeme, Akman'ın ifadesine itibar etmedi

Akman, Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi.

Mahkemenin gerekçeli kararında da Akman'ın eğitim ve tatbikat planının hazırlanması safhasında hiçbir rolünün olmadığı savunmasının gerçeği yansıtmadığına işaret edilerek, Çardak Havalimanı'nda birlik komutanlarının sosyal medya ve yakınlarından duydukları darbe teşebbüsü nedeniyle kendisinden bilgi istendiğinde, "Bu haberlere inanmayın." şeklinde onlara bilgi vermeyerek darbe girişimini gizlemeye çalıştığı kaydedildi.

Tanık ifadeleri ve olayların meydana geliş kronolojisiyle Akman'ın savunmasının örtüşmediğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, Akman'ın olay gecesi yaptığı telefon görüşmeleri sonrasında "R.Ç." ya da "R.T." harfleriyle kaydedilmiş notlar aldığı, bu konuşmalar sırasında "Meclis" kelimesini kullandığı, bu haliyle sanığın "Eğer Ankara'ya uçuş gerçekleşmiş olsaydı TBMM'nin bulunduğu yerde darbecileri desteklemek üzere görevlendirildiği"nin altı çizildi.