İSTANBUL (AA) – Türk Ekonomi Bankası (TEB) Kurumsal Bankacılık Grup Başkanı Gülümser Özgün Henden, "Hem bizim hem de şirketlerimizin iş yapış şekillerini dijitalleşen dünyaya adapte etmek gibi bir zorunluluğumuz var, artık bu bir seçenek değil, bir zorunluluk." dedi.

TEB tarafından bu yıl 3'üncüsü gerçekleştirilen "Dijital Dönüşüm" temalı TEB Nakit Yönetimi Akademisi'nde konuşan Henden, TEB olarak her alanda inovasyona yatırım yaptıklarını ve 1990'lı yıllardan beri kendilerini dijitale adapte etmeye çalıştıklarını söyledi.

Henden, TEB'in bireysel bankacılıktan KOBİ'ye, kurumsal bankacılıktan nakit yönetimine kadar çok çeşitli alanda dijitale yatırım yaptığını, bunu bir sosyal sorumluluk konusu olarak gördüklerini ifade etti.

Bu kapsamda banka olarak bu yıl ilkokul çocuklarına yönelik olarak başlattıkları "Minik Maker'ler İş Başında" projesine değinen Henden, birçok ilde 72 devlet okulundan 500'ün üzerinde 3. ve 4. sınıf öğrencisine eğitim vermeyi hedeflediklerini kaydetti.

Henden, TEB'in bu yıl Asya pazarında faaliyet gösteren bankaları ödüllendiren Asian Banking and Finance tarafından 4. kez "Türkiye'de Yılın En İyi Nakit Yönetimi Bankası" seçildiğini anımsatarak, bankacılık alanında aldıkları diğer ödüllere ilişkin bilgi verdi.

Dijital değişimin artık çok hızlı ve mevcut oyunu bozar şekilde geldiğine dikkati çeken Henden, şöyle devam etti:

"7,4 milyar olan dünya nüfusunun 3,4 milyarı internete bağlı, 2,3 milyar kişi sosyal medyayı aktif olarak kullanırken, 3,8 milyar kişi mobil cihaz kullanıyor. Ülkemizde ise 80 milyon insanın 46 milyonu internete bağlı, 42 milyonu ise sosyal medyayı aktif kullanıyor. Bütün bu rakamlar bizlere gösteriyor ki değişim büyük bir hızla katlanarak yaşanıyor. Blockchain, yapay zeka, 3 boyutlu yazıcılar, robotik fabrikalar gibi yeni teknolojiler hayatımızı başlıca 4 alanda etkileyecek. Otomasyon, bilgi yönetimi, etkileşim ve iş birliği alanlarında büyük gelişmeler yaşanıyor."

Henden, bu teknolojik trendlerin hem bankaların hem şirketlerin hem de iş yapış sistemlerinin çalışmasında bir otomasyon oluşturduğuna işaret etti.

İşlenen kadar işlenmeyen datanın da mevcut olduğuna dikkati çeken Henden, "Önce bu datayı temin etmek sonra da doğru işlemek önemli ancak hepimizin başarısını belirleyecek olan aslında datayı doğru kullanmak olacak. Giyilebilir teknolojiden başlayarak insanla teknolojinin birbiriyle etkileşimi ve nesnelerin birbiriyle konuşmasından bahsediyoruz. Son trend bütün bunların bir sistem içerisinde birbiriyle iş birliğini artırarak yeni bir dünya yaratması olacak, bu kapsamda da kendimizi bu yeni dünyaya hazırlamaktan bahsediyoruz." şeklinde konuştu.


- "Teknolojiyi insan ve insanlık yararına kullanan akıllı toplumlara dönüşmeliyiz"


Gülümser Özgün Henden, TEB olarak İzmir'de açtıkları yeni teknoloji merkezlerinde 25 mühendisin görev aldığını belirterek, burada, gelecek dönem için yapmak istedikleri yatırımların dijital dönüşümlerini planlayacaklarını ve Ar-Ge çalışmalarını yürüteceklerini söyledi.

Kurumsal bankacılık alanında dijitalleşmeyle ilgili temel alanlar üzerinde yoğun olarak çalıştıklarını anlatan Henden, gelecek dönemde müşterilerin baştan sona kadar bankadaki iş akışlarının dijitalleşmesini sağlayacaklarını vurguladı.

Henden, dış ticaret, hazine ve nakit yönetimi uygulamalarını dijital ortamda gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Hepimizin farkında olduğu gibi dünya yeni bir dijital devrim yaşıyor. Önümüzdeki dönem çok büyük değişikliklere gebe ve hem bizim hem de şirketlerimizin iş yapış şekillerini dijitalleşen dünyaya adapte etmek gibi bir zorunluluğumuz var. Artık bu bir seçenek değil, bir zorunluluk. Ama en önemlisi de bu adaptasyon sürecinde, kendi zihin yapımızı da dönüştürmek zorunda olduğumuz. Zihin yapımızı dönüştürmek derken aslında Endüstri 4.0'dan bahsediyoruz ama artık toplum olarak teknolojiyi insan için ve insanlık yararına kullanan akıllı toplumlara dönüşmek zorundayız. Umarım teknoloji ve endüstride 4.0'ı gerçekleştirirken toplumda da 5.0'ı yakalayarak akıllı toplumlara yatırım ile 'insan için teknoloji' kavramını hayatımızın merkezine oturtabiliriz."


- "Varı yoğu Ar-Ge ve inovasyona yatırmak gerekir"


Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı ekonomist Özgür Demirtaş da eğitim seviyesi ya da algı ne kadar açık olursa olsun, teknolojinin düşünüldüğünden çok daha hızlı ilerlediğini anlattı.

Türkiye'nin ileri doğru gidebilmesi için katma değerli ürün üretmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, katma değerli üretim yapabilmesi için de Türkiye'nin yönünün teknolojiye dönmesi gerektiğinin altını çizdi.

Demirtaş, geç olmadan varı yoğu Ar-Ge ve inovasyona yatırmak gerektiğini, Türkiye'nin bu konuda Güney Kore'yi ve Singapur'un taklit edilebileceğini söyledi.

Türk bankalarının bir kısmının yabancı bankalara göre gerçekten çok ileride olduğuna dikkati çeken Demirtaş, "Sıra diğer sistemleri geliştirmeye geldi. Bu olayda geç kalanlar yok olacak. Hiçbir devlet bu gücün önüne geçemez. Hiçbir şeyi yasaklayamazsınız, yasakladığınızı zannedersiniz, yaptığınız tek şey o ürünün fiyatını artırmaktır. Engellemek değil, dans etmek zorundayız. Dalgayla boğuşursanız boğulursunuz, onun frekansını anlarsanız, sörf yaparsınız. Sinerjiye ihtiyacımız var." diyerek sözlerini tamamladı.