ROMA (AA) – BARIŞ SEÇKİN – Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Gıda Programının (WFP) İcra Direktörü David Beasley, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Eylül ayı başında Arakanlı sığınmacılara yaptığı ziyarette yardımların yanında umut götürdüğünü söyledi.

David Beasley, ay başında Arakanlı Müslümanların durumunu gözlemlemek maksadıyla Bangladeş’e yaptığı ziyaret hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Merkezi Roma’da bulunan ve dünya çapında BM adına gıda ve insani yardımların ulaştırılmasında etkin rol oynayan WFP’yi yöneten Beasley, Arakanlı Müslümanların durumuna ilişkin olarak, "Myanmar'dan Bangladeş Cox Bazaar'a geçen sığınmacılar nedeniyle bölgede dünyanın en kötü krizlerinden biri yaşanıyor." dedi.

Beasley, Türkiye’nin Arakanlı Müslümanlara ve Suriyelilere yönelik yürüttüğü çalışmalardan övgüyle söz etti.

Bangladeş'teki Cox Bazaar'a yaptığı ziyareti değerlendiren Beasley, "Benim orada olduğum tarihlerde Türk First Lady’si (Emine Erdoğan) de bölgeyi henüz ziyaret etmişti. First Lady oraya gıda yardımı ve destek malzemeleri götürdü, daha da önemlisi umut götürdü. Türkiye’ye bu konuda harekete geçtiği için müteşekkiriz. Türkiye örneğinde olduğu gibi bizim daha çok ülkenin katkısına ihtiyacımız var." diye konuştu.

Beasley, Cox Bazar ziyaretinin kendisini derinden etkilediğini belirterek, "Yarım milyonu aşkın sığınmacı orada bir mücadele veriyor. Onlar, orada benim hayatımda bugüne dek gördüğüm en kötü şeyi; vahşi katliamı gördüler. Masum kadın ve çocukların vahşice öldürüldüğü pek çok fotoğraf gördüm ve hikaye dinledim. Onların, arkalarından vurulduğunu, köylerinin boşaltıldığını duydum. Bangladeş’e nehirden geçmeye çalışırken dahi askerlerin masum insanlara ateş ettiğini dinledim. Bunlar yaşandı." ifadelerini kullandı.

Dünya Gıda Programı olarak bölgede sığınmacıların hayatını yeniden normale döndürmek için ellerinden geleni yaptıklarını dile getiren Beasley, "Bu nedenle Türkiye gibi ülkeler, orada fark yaratan işlere imza atıyor ve umut arayan çocuklara umut veriyor." dedi.

-"Daha fazla yardıma ihtiyacımız var"

David Beasley, "Myanmar’dan göç eden bir milyon göçmenin dörtte üçünün beslenmesini sağlayabilmek için önümüzdeki 6 ay için 75 milyon dolara ihtiyacımız olduğunu dile getirmiştik. Bu 1 yılda 150 milyon dolar yapar ki, bunun sadece ve sadece gıda için gereken meblağ olduğunu söylemek durumundayım. Şu an için bunu minimum standartlarda karşılıyoruz ancak, bizim orada besin değeri yüksek gıdalara ihtiyacımız var. Örneğin; şu aralar pirinç alıyoruz ama fasulye gibi diğer destekleyici besinleri de özellikle çocuklar için sağlamamız gerekir. Bizim, daha çok paraya, gıdaya ve hepsinden önemlisi çatışmanın sona ermesine ihtiyacımız var." diye konuştu.

- "Elimizde olsa derhal gerçekleşmesini sağlardık"

Beasley, "Arakan’dan evlerini terk edip göç edenlerin dönmesine yönelik bir projeniz var mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Rohingya’dan gelen her bir mültecinin, evine geri dönmesini ümit ediyorum. Biz, onların dönmesini sağlayacak her türlü koşulu sağlamak için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Biz, hem Bangladeş hem de Myanmar hükümetiyle birlikte bu insanların geri dönmesi konusunda ve bunu sağlamaya yönelik olarak birlikte çalışmaktayız. Bu bir noktaya kadar bizim imkanlarımızın ötesinde ancak elimizde olsa derhal gerçekleşmesini sağlardık."

- Suriye krizi

Suriye krizinin bölgeye trajedi getirdiğini belirten Beasley, Suriye içinde 11 milyon insanın evinden ve yurdundan olduğunu belirterek, "Bunların 6 milyon kadarı Suriye dışına çıktı ki, 3 milyonu Türkiye’de bulunuyor." dedi.

Beasley, Dünya Gıda Programı-Türkiye ortaklığına dikkati çekerek, "Dünya Gıda Programı olarak, Türkiye’de hükümetle birlikte çalışarak 1 milyonu aşkın sığınmacının gıda yardımı almasını sağlıyoruz. WFP, Türkiye ile muazzam bir iş birliği geliştirdi. Türkiye, Suriyelilere yardım konusunda müthiş bir iş çıkardı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kimsenin yardımı olmadan bunu yapmak zorunluluğu olmadığını ifade eden Beasley, "AB ve Almanya da yardıma başladılar. Özellikle Batılı ülkelere yardım çağrısında bulunduk. Ama bu sadece Batılı ülkelerin meselesi değil. Ortadoğu'daki diğer ülkeler, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini de yardıma çağırıyoruz. Türkiye, bu konuda büyük bir iş çıkardı ve biz kendilerine müteşekkiriz." diye konuştu.