ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da, dayısından ilik nakli yapılan 19 yaşındaki Mine Çevik, hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği hastane odasında taşa resmettiği hayalleriyle mutlu oluyor.

Hayatının en güzel yıllarını geçirmek zorunda kaldığı hastane odasında sarı saçlı, ellerinde balon olan bir genç kızı taşa resmediyor Mine Çevik...

Genç kız, elinde tuttuğu balonları kırmızıya boyarken sanat atölyesine çevirdiği hastane odasının penceresinden masmavi denize bakarak hayallere dalıyor. Mine, yaşadığı tüm zorluklara, üzüntülere rağmen gülümsemeyi başarıyor, sanatıyla hayata sımsıkı bağlanıyor.

Adana'da yaşayan ev hanımı Songül ve tercüman Deniz Çevik çiftinin ikinci çocukları Mine Çevik'in zorlu hikayesi, 8 yaşındayken gelişim geriliği nedeniyle gittiği özel bir hastanede, ender görülen Fanconi Aplastik Anemisi (doğuştan bozuklukların olduğu genetik kökenli bir kemik iliği yetersizliği) teşhisi konulmasıyla başladı.

Adana ve Antalya'daki hastanelerde tedavi görmeye başlayan Çevik'in yaşayabilmesi için ilik nakli olması gerektiği bildirildi. Çevik'e Almanya'daki bir vericinin uyan iliği iki kez nakledilse de olumlu sonuç alınamadı.

Bunun üzerine yeniden tedaviye alınan ve sağlık durumu gün geçtikçe kötüye giden Çevik için doktorlar "Kısa sürede nakil olmazsa hayatını kaybedebilir." ifadelerini kullandı.

- "Bayan becerikli", yaşam azmiyle hastalara örnek oluyor

Taramalarda dayısı Yaşar Keleş'in iliğinin Çevik ile yüzde 50 uyumlu olduğu belirlendi. Genç kıza, dayısından alınan ilik Medical Park Antalya Hastanesi Pediatrik Kemik İliği Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Akif Yeşilipek tarafından gerçekleştirilen ameliyatla nakledildi. Başarılı geçen naklin ardından Çevik, adeta hayata yeniden "merhaba" dedi.

Ömrünün büyük bir bölümü hastane odalarında geçen Çevik, zorlu süreci hayallerine sarılarak atlatmaya çalışıyor.

Taş boyama, takı ve oyuncak bebekler yapan, dil basacağını da renkli kitap ayraçlarına dönüştüren genç kız, yaşama sevinciyle diğer hastalara da örnek oluyor. Hastane çalışanlarının "bayan becerikli" diye seslendiği Çevik, yaptığı taş boyama, takı ve oyuncakları da satarak aile ekonomisine katkıda bulunuyor.

- "Hayal ettiklerimi taşa resmediyorum"

Çevik, psikolojik ve bedensel olarak zorlu süreçlerden geçtiğini ifade etti. Aylarca yürüyemediğini, yemek yiyemediğini aktaran Çevik, en büyük sızısının yüreğinde olduğunu dile getirdi.

Hobisiyle sıkıntılarının üstesinden gelebileceğine inandığını anlatan Çevik, şöyle konuştu:

"İnternetten gördüğüm taş boyamayı yapmaya başladım. Hobimle hastane psikolojisinden uzaklaşıyorum. Odamı atölyeye çevirdim. Hayal ettiklerimi taşa resmediyorum. Bazen sapsarı saçları olan, ellerinde balon bulunan güzel bir kızı parkta gezerken çiziyorum, içimi döküyorum. Yaptığım her resmin üzerine 'Şans, huzur, mutluluk, neşe' gibi isimler veriyorum. Kendime bir atölye kurmak istiyorum. Hep tek başıma gezmek istedim. Hep 'Sağlıklı yaşamak nasıl bir şey' diye merak etmişimdir. Kendime 'Dünyanın en güçlü insanı benim' diyorum."

Anne Songül Çevik ise bir anne olarak zor günler yaşadığını ifade etti. Kızının taş boyamayla daha mutlu olduğunu vurgulayan Çevik, "Hobisiyle hastalığını da yendi diyebilirim. Onun için her şey daha iyiye gitti, tedavi gibi oldu." dedi.

- "Yaptıkları ve azmi tüm sağlık personeli tarafından takdir edildi"

Çevik'in doktoru Prof. Dr. Yeşilipek de hastaya iki defa nakil yapılmasına rağmen başarılı sonuç alamadıklarını söyledi.

Bu dönemde çok ciddi sıkıntılar yaşayan ve sağlık durumunun daha da kötüleşmesi nedeniyle tüm riskler göze alınarak doku grubu uyumsuz dayısından hastaya nakil yapıldığını anlatan Yeşilipek, "Sonuç başarılı oldu. Bu süreçte yaşadığı fiziksel ve bunların getirdiği psikolojik sorunların üstesinden gelebilmek adına kendisine ilgi alanı oluşturan Mine'nin, taş boyamada yetenekli olduğu görüldü. Yaptıkları ve azmi tüm sağlık personeli tarafından takdir ediliyor. Yaptıklarını satışa sundu." diye konuştu.