İSTANBUL (AA) - İSMAİL ÖZDEMİR - İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İstanbul'un, kurulduğu andan itibaren ilim, kültür ve sanat şehri olduğunu, yüzlerce kütüphane kurulduğunu belirterek, "İstanbul'daki kütüphane kültürü, İstanbul kültürüyle eştir." dedi.

İstanbul, milyonlarca insana ev sahipliği yapmanın yanı sıra milyonlarca kitabın da koruyuculuğunu üstleniyor. Her zaman dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul, kütüphaneleriyle de ön planda yer alan bir şehir olma özelliğini koruyor.

Tarihte binlerce ilim insanının çalışmalar yapmak için uğradığı İstanbul, üniversite, devlet, belediye ve özel teşebbüslerle kurulan kütüphaneleriyle günümüzde araştırmacılara, öğrencilere, akademisyenlere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'u, "tarihi derinliği ve etki genişliği olarak rakibi olmayan bir şehir" olarak tanımladı.

İstanbul'un, kurulduğu andan itibaren, Roma ve Osmanlı imparatorlukları dönemlerinde, özellikle Fatih Sultan Mehmet'in başlattığı ilmi faaliyetle ilim, kültür ve sanat şehri olduğunu, yüzlerce kütüphane kurulduğunu anlatan Yılmaz, "İstanbul'daki kütüphane kültürü, İstanbul kültürüyle eştir." dedi.

Her büyük caminin, külliyenin, medresenin, sıbyan mektebinin kendisine has kütüphanesi olduğunu kaydeden Yılmaz, bunların önemli bir kısmının bugünlere intikal ettiğini belirtti.

Rami Kışlası kütüphane olacak

Coşkun Yılmaz, İstanbul'un kütüphane açısından zengin bir şehir olduğunu vurgulayarak, dünyanın önde gelen üniversitelerinde, büyük şehirlerinde olduğu gibi milyonlarca kitabın yer aldığı, hemen hemen her eserin bulunduğu hem ihtisas hem de genel anlamda kütüphanelerin olmasını da arzu ettiklerini dile getirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca Rami Kışlası'na Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kurmak için çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Yılmaz, "İnşallah kısa sürede binaların restorasyonları tamamlanır. Böylece milyonlarca kitabın yer aldığı bir kütüphaneyi Rami Kışlası'nda görmek mümkün olacak." diye konuştu.

Sosyo-kültürel değişimin kütüphane kültürüne de yansıdığını aktaran Yılmaz, "Kütüphane sayısının artmasının yanında kütüphanelere yüklenen misyon, işlev, rahatlık da hızla genişliyor. Kütüphaneler için kullandığımız kavramlar var, mesela 'üçüncü mekan' diyoruz, kütüphane bir insanın ev ve iş hayatından sonra üçüncü mekan olmalı." ifadelerini kullandı.

"Milletimiz talep ettiği sürece, kütüphanelerimiz 24 saat açık olacak"

Türkiye'de kütüphane alışkanlığının, mesai saatleriyle sınırlı olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"İl Kültür ve Turizm Müdürü olduktan sonra bakanlarımızın da desteğiyle kütüphaneler üzerine bir değerlendirme yapmaya başladık. Bu anlamda ilk olarak İstanbul'daki 7 kütüphanemizi haftanın 7 günü 08.00-22.30 arası açmaya başladık ama 24 saat kütüphaneyi açmak bizim gönlümüzde olan bir düşünceydi. Kültür ve Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş, bu projeye büyük destek verdi. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin 7 gün 24 saat açık olması kitapseverlerden, araştırmacılardan çok büyük ilgi gördü, her geçen gün ilgi artıyor."

"Kütüphanede Bir Gece" projesi kapsamında ilim ve sanat insanları, edebiyatçılar ve yazarlarla vatandaşları saat 23.00'ten sabaha kadar buluşturduklarını anlatan Yılmaz, "Bu vesileyle bir kütüphane kültürü oluşturuyoruz. Beyazıt Devlet Kütüphanesi dolduğu zaman tarihi Simkeşhane binasında bulunan Orhan Kemal Halk Kütüphanesi var. Burada da Bakanımızın talimatıyla 24 saat uygulamasını başlatacağız. Milletimiz talep ettiği sürece, kütüphanelerimiz hem 24 saat açık olacak hem de sanat, edebiyat, kültür merkezi olarak işlev görecek." diye konuştu.

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Türkiye'de yılda 65 bin kitap basıldığı bilgisini paylaşarak, şunları kaydetti:

"Bu son derece önemli bir rakam. Bu kadar kitap basılıyorsa, okuma oranının da canlanacağını ümit ediyoruz. Yeni neslin oluşturduğu yeni bir dil var. Kütüphanecilik Haftası dolayısıyla hepimizin hocasıyla yöneticisiyle yazarıyla kültür adamıyla baba, anne olarak başımızı iki elimizin arasına alıp ciddi anlamda bugünü anlamak ve buna uygun tarzda bir gelişim sergilemek zorundayız."