ADANA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

16 yılda 41 milyar lira yatırım
Erdoğan, bir taraftan milletle hasret giderirken bir taraftan da şehirlerdeki yatırımların takibini yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce yine burada İstasyon Meydanı'nda size bir söz vermiştim, Allah nasip eder de sizin oylarınızla cumhurbaşkanlığına seçilirsem Adana'daki tüm yatırımların, tüm hizmetlerin takipçisi olacağım demiştim. Hiçbir hizmet yarım kalmayacak, hiçbir yatırım, hiçbir proje, hiçbir eser atıl kalmayacak demiştim. Adana'ya olan sevdamız cumhurbaşkanlığımız döneminde inşallah daha da artacak demiştim. Size dört sene önce bu meydanda verdiğimiz tüm sözleri Allah bize gerçekleştirmeyi nasip etti. Rabb'im bizi Adana'ya, Adanalı kardeşlerime karşı mahcup etmedi. Söz verdiğimiz gibi Adana'nın yatırımlarının, projelerinin, hizmetlerinin bizzat takipçisi olduk. Koştuk, koşturduk, terledik, yeri geldi uykumuzdan, ailemizden feragat ettik ama hamdolsun sizlere verdiğimiz sözleri hayata geçirdik."

Erdoğan, 16 yıllık süre içerisinde Adana'ya 41 milyar lira yatırım yaptıklarını vurgulayarak, "Peki Bay Muharrem ne diyecek, Bay Kemal ne diyecek? 'Ne yaptım' diyecek? Bu iş ustalık ister, ustalık, bu iş dert ister, dert. Evlatlarımızın kaliteli eğitim alabilmesi için 8 bin 72 adet yeni derslik inşa ettik. Ah CHP'ye gönül veren kardeşlerime, Saadet'e, diğerlerine gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, marifet iltifata tabidir. Bak zerre kadar burada emeği olmayan, hizmeti olmayan, bol bol yalan konuşanlarla mı bu ülkede mesafe alacağız?" diye konuştu.

"Bay Kemal, tavsiye ederim sıkıntın olduğunda doğru buraya"
Adana Şehir Hastanesinin depreme de dayanıklı olduğunu, Adana'nın sağlıkta dünyayla yarıştığını vurgulayan Erdoğan, "Halep oradaysa arşın Adana'da. Bay Kemal, tavsiye ederim sıkıntın olduğunda doğru buraya. Bay Muharrem, aynen sana da tavsiye ediyorum, sıkıntın olduğunda doğru buraya. Ama yok, onlar hakikati hiçbir zaman teslim edemezler. Nereden nereye? Ne rezillikler yaşadık ama şimdi şehir hastanemizde, Adana'da tavan yaptık." diye konuştu.

Erdoğan, 400 yataklı Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yanı sıra 300 yataklı Seyhan Uygulama Merkezi, 200'er yataklı Çukurova ve Kozan Devlet Hastanesi'nin şehre kazandırılan diğer önemli sağlık tesisleri olduğunu anlattı.

"Durmuyoruz, çalışıyoruz. Sağlık bu, sıradan bir iş değil." ifadesini kullanan Erdoğan, Osmanlı Devleti padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözünü hatırlattı.

"Sen ne için çıktın bu yola"
Muhalefetin şehir hastanelerine ilişkin eleştirilerine yanıt veren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Adaylardan biri çıkmış diyor ki 'Bu şehir hastanelerini nasıl işleteceksiniz?' Aman yarabbi, önce bu bayana sormak lazım, sen ne için çıktın bu yola? İşte biz işletiyoruz. Bizim ulaştığımız yere sizin hayalleriniz bile ulaşamaz. Bu millete can feda, tabii ki bunları yapacağız, tabii ki bunları işleteceğiz ama bunların havsalası almaz. Bunlara 5 tane koyun ver, kaybeder gelirler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 250 yataklı Ceyhan Devlet Hastanesi ile birlikte 11 sağlık tesisinin yapımının devam ettiğini, Seyhan, Yüreğir ve Karataş'a yapılacak devlet hastanelerinin de içinde olduğu 11 tesisin ihale, proje ve arsa aşamasında olduğunu bildirdi.

"Bunlarda modern bir dünya yok"
Toplam maliyeti yaklaşık 2 milyar lira değerinde 13 yol projesinin yapımının sürdüğünü, projelerin gelecek yıl tamamlanacağını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Adana Güney Çevre Yolu ile Adana-Kozan ayrımı, Mansurlu-Kayseri yolunu da yine önümüzdeki yıl hizmete alıyoruz. Adana-Mersin demiryolunu yeniledik. Seyahat süresini eskiye göre yarı yarıya indirdik. Çift hatlı bu yolu hızlı tren standardında dört hatlı hale getiriyoruz. Adaylar 'Ne gerek var yüksek hızlı trene?' diyor. Bir tanesi çıkmış diyor ki 'Sivas'a yüksek hızlı trene ne gerek var?' Ne olacakmış, yüksek hızlı tren Sivas'a gelirse göçü hızlandırırmış. Aman yarabbi, bu ne akıldır. Sen öyle yatırımlar yapacaksın ki bırak göçü, benim Sivaslı hemşehrim artık modern dünyanın bu hizmetlerinden istifade etsin, faydalansın ama bunlar hala benim milletimi kağnı ile taşıyacaklar. Bunlar hala kağnı döneminde kalmışlar. Bunlarda modern bir dünya yok. Batılı modern yaşasın ama benim vatandaşım, Ahmet, Mehmet kağnıyla gitsin. Biz bu dönemi değiştiriyoruz. Yaptığımız iş bu. Böylece hat kapasitesi artırılarak Konya, Karaman, Kayseri ve Gaziantep'ten gelen yüklerin Mersin Limanı'na daha hızlı aktarılması sağlanacak."

"Mızıkçılık yapmaya başladılar"
Muhalefetin her seçim öncesinde tekrarlamaktan bıkmadığı bir oyun olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar seçimlere birkaç gün kala artık sandığın rengi iyice belli olmaya başlayınca hemen çamura yatmanın hesabını yaparlar. Nedir o? 'Hile olacak, hurda olacak, oylar çalınacak.' diyerek milletin iradesini yok saymaya çalışırlar. Miting meydanlarını dolduran milyonlarca vatandaşımızı taşıma, bindirilmiş kıta, photoshop diye aşağılarlar. Partimize gönül vermiş vatandaşlarımızı, benim burada söylemeye edebimin el vermeyeceği ifadelerle tahkir ederler. Şimdi de aynı senaryoyu devreye aldılar. Sandıktan çıkamayacaklarını anlayınca mızıkçılık yapmaya başladılar."

Erdoğan, bazı çevrelerin hafta sonu İstanbul'da yaptıkları Yenikapı mitingine laf ettiği değerlendirmesinde bulunarak, "Yağmura rağmen Yenikapı Meydanı'nı dolduran, resmi rakam söylüyorum, 1 milyon 300 bin kardeşimize 'montaj' diyorlar. Bu davaya gönül verdiği için hasta yatağından tekerlekli sandalyesiyle gelen vatandaşlarımıza, kadınlarımıza, engellilerimize, nur yüzlü pir-i fanilerimize, miting meydanlarına koşan insanlarımıza olmadık hakaretler yağdırıyorlar." dedi.

"Bu milletin bağımsızlık tutkusunu anlayamadılar"
Muhalefetin yıllardır milletin karakterini, asaletini, cesaretini bir türlü öğrenemediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kendilerine çeki düzen vermek yerine, bu millete 'makarnacı', 'bidon kafalı', 'kömürcü' diyerek benim Adanalı kardeşlerimi aşağılamaktan bıkmadılar. Bütün imkansızlıklara rağmen Çanakkale'de yedi düvele meydan okuyan bu milletin izzetini anlayamadılar. Onca yokluk ve yoksulluğa rağmen Kurtuluş Savaşı'nda müstemleke olmayı elinin tersiyle iten bu milletin bağımsızlık tutkusunu anlayamadılar. Hepsinden öte İstiklal Marşı'nda tecessüm eden şu ruhu idrak edemediler. Neydi o; 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım, Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.' Son 16 yılda 12 kez seçimlere girdiler. 12 kez bizimle yarıştılar. 12 kez asla gerçekleşmeyecek hayallere kapıldılar. Tam 12 kez yenildiler. Her defasında kaybettiler. Ama bir türlü bu milleti tanıyamadılar. Yine de ders almadılar. Yaşadıkları onca hezimete rağmen hatalarından ders çıkartmadılar."

"O yiğit için kabri başında dua edemiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin Türkiye'ye kin, nefret, terör saldığını, bunu yapanların ülkeye faydası olmayacağını, korku siyaseti, tehdit, şantaj, şiddet siyasetiyle milletin iradesini teslim alacaklarını sandıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Huylu huyundan vazgeçmezmiş. Bunlar da kötü huylarından asla vazgeçmiyorlar. Dün olduğu gibi bugün de aynısı yapıyorlar. Milletten icazet almak yerine, Pensilvanya'ya göz kırpıyorlar. Milletle yol yürümek yerine, bölücü örgütün siyasi uzantılarına yoldaşlık ediyorlar. Ne diyor Bay Muharrem, 'Seçilirsem, diğer arkadaşları da yardımcı olarak alacağım.' diyor. Amerika'dan gelen telefonlarla FETÖ davalarını sulandırmaya çalışıyorlar. Adana'da MİT tırlarını durdurup, ülkemizi uluslararası alanda tecrit ettirmeye çalışan alçakları unutmadınız değil mi? Şimdi hepsi nerede? İhanetlerinin hesabını veriyorlar. 15 Temmuz şehitlerine sahip çıkmak yerine, meydanlarda eli kanlı katillere özgürlük vaat ediyorlar. Bay Muharrem Niğde'ye geliyor, sırf Pensilvanya'yı incitmemek için şehit Ömer Halisdemir'in kabrine dahi uğrayamıyor. O gece gözünü dahi kırpmadan ülkemizin istiklali ve istikbali için canını feda eden o yiğit için kabri başında dua edemiyor, bir Fatiha okuyamıyor, okuyamaz. Ama aynı Bay Muharrem, Edirne'deki provokatörün gönlünü hoş etmek için rüzgargülü gibi her gün bir sağa, bir sola dönüyor. Diyarbakır'a gidiyor. HDP sempatizanlarıyla yaptığı mitingde Edirne'dekini mahkemeden kaçırma sözü veriyor. Bununla kalmıyor Afrin'i terörden temizleyen kahramanlara edepsizce dil uzatıyor. Bize akıl veriyor, Bay Kemal de Bay Muharrem de... 'Afrin'de ne işiniz var? Cerablus'da ne işiniz var? Kandil'de ne işiniz var?' Biz Kandil'e de gireriz, Afrin'e de gireriz, Sincar'a da gireriz, Cereblus'a da gireriz. Kandil'i bölücü terör örgütünün başına yıktık, yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz. Çünkü ülkemizi taciz eden kim olursa olsun... Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler deresinde, uçaklarımızla onları bombaladık. Devam ediyoruz, edeceğiz."