İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, "Kurbanın mutlaka resmi belgelerinin (pasaport, kulak küpesi) tamamlanması gerekiyor. Satış öncesinde kurban komisyonlarının belirlediği yerlerde ve şartlarda kesilmesi, hayvanın sağlıklı olması gerekiyor. Kesim hijyenik şartlarda, ehil kişiler tarafından ve acısız bir yöntemle mümkün olduğunca yapılmalıdır. Atıkların bertaraf edilmesi doğa, insan, hayvan üçgeninde mutlaka çok büyük önem verilmesi gereken bir durumdur." dedi.

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı da olan Prof. Dr. Arslan, kurbanlıklarla ilgili AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de Kurban Bayramı'nda, 3-4 milyon hayvanın kısa sürede yer değiştirdiğini, belli yerlerde barındırıldığını ve daha sonra kesiminin gerçekleştirildiğini söyledi.

"Kurbanlıklarda kulak küpesi ve sağlık raporu olmalı"

Kurbanlığın nakli, barındırılması ve kesimi sırasında gerekli önlemler alınmamasının hem çevre hem de insan ve hayvanlar için önemli sorunlara yol açabileceğini dile getiren Arslan, bu nedenle vatandaşların ve kurban satıcılarının iyi bilgilendirilmesi, tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Arslan, kurbanlıkların, komisyonların belirlediği yerlerden satın alınması gerektiğini kaydederek, "Bu çok önemli. Çünkü burada satılan hayvanlar kurbanlık vasfı olan hayvanlardır. Yani büyükbaş hayvanlarda kulak küpesi, pasaportu ve sağlık raporu mutlaka vardır. Diğer taraftan küçükbaş hayvanlarda da sağlık raporu ve küpesinin olması gerekiyor. Satış noktalarında denetimi yapıldıktan sonra satıldığı için mutlaka vatandaşların alımlarını buradan yapması gerekiyor. Kurbanlık vasfı kriterleri içinde büyükbaş hayvanların mutlaka 2 yaşından büyük olması, koyun ve keçilerin 1 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Hayvan varlığımız açısından mutlaka erkek hayvanların kurban olarak seçilmesi önemli kriterlerdir." diye konuştu.

Bunların dışında doğum yapmamış ve gebe olmayan hayvanların kurban olarak seçilmesinin çok önemli olduğunu aktaran Arslan, vatandaşların dış görünüşüne bakarak hayvanın genel sağlık sorunu olup olmadığını anlayabileceğini, bu konuda bir şüpheleri olursa satış ve kesim yerlerinde görevlendirilen veteriner hekimlerden yardım isteyebileceklerini ifade etti.

"Tüylerinin karışık ve mat olması susuzluğunu gösterir"

Murat Arslan, kurbanlık hayvanın canlı ve genel olarak çevreye ilgili olması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Çevreye fazla ilgisiz ya da çok fazla tepki veriyorsa mutlaka kurbanlıkla ilgili bir şüphe üzerinde durulması gerekiyor. Uzuvlarından birinin eksik olmaması gerekiyor. Tüylerinin karışık ve mat olması susuzluğunu gösterir. İshal gibi bir durumu olabilir, bunu da vatandaşlar kokusundan, çevreye hareketlerinden anlayabilir. Böyle bir durumda dikkatli seçim yapmak gerekiyor. Hayvanlar kesim öncesi mutlaka iyi bir şekilde dinlendirilmeli, strese girmemelidir. Hayvana 12 saat öncesinden itibaren yem verilmesi ve 4 saat öncesinden itibaren su verilmesi kesilmelidir. Yine kurbanlık hayvanları strese sokmak özellikle hayvanın et kalitesi ve insan sağlığı için önemlidir. Aynı zamanda acı ve ızdıraba neden olduğu için hayvanları ürkütecek, korkutacak hareketlerden mutlaka kaçınmak gerekiyor."

Kurban kesiminde kullanılan alet ve malzemelerin iyi dezenfekte edilmesi gerektiğini belirten Arslan, malzemenin hayvana acı vermeyecek şekilde iyi derecede keskinleştirilmesi, iyi alet ve malzemenin kullanılması, kurbanı kesecek kişinin de ehil olması gerektiğine vurgu yaptı.

"Vatandaşlar, kurbanlık alırken veteriner hekimden yardım isteyebilir"

Kesimin hızlı bir şekilde en az acı verecek yöntemle bir anda yapılması gerektiğine işaret eden Arslan, "Veteriner hekimler gerek muayene gerekse kesim sırasında vatandaşlara yardımcı olmak üzere oradalar. O nedenle vatandaşlar, kurbanlıkları satın alırken veteriner hekimden yardım isteyebilirler. Resmi görevleridir, veteriner hekimden her zaman destek isteyebilirler." ifadelerini kullandı.

Arslan, sağlıklı kurbanlığın şartlarına ilişkin, şunları söyledi:

"En önemsediğimiz şey acısız, vicdanımızın el verdiği en rahat şekilde kesimin yapılmasıdır. Bunu 5 başlık altında toplayabiliriz. Kurbanın mutlaka resmi belgelerinin (pasaport, kulak küpesi) tamamlanmış olması gerekiyor. Satış öncesinde kurban komisyonlarının belirlediği yerlerde ve şartlarda kesilmesi, hayvanın sağlıklı olması gerekiyor. Gerek vatandaşların kendisi gerekse oradaki veteriner hekimlerin buna destek olmasıyla bu sağlanabilir. Kesim hijyenik şartlarda, ehil kişiler tarafından ve acısız bir yöntemle mümkün olduğunca yapılmalıdır. Atıkların bertaraf edilmesi doğa, insan, hayvan üçgeninde mutlaka çok büyük önem verilmesi gereken bir durumdur. En uygun, önerilen şekilde atıkların bertaraf edilmesi gerekir."

Kurbanlıkların büyük bir kısmının resmi olarak gösterilen yerler dışında otopark, yol kenarı, bahçe gibi yerlerde kesildiğine değinen Arslan, buralarda önemli risklerin bulunduğunu anlattı.

"Atıkların iyi bertaraf edilmesi gerekiyor"

Prof.Dr. Arslan, vatandaşların buralarda kesim yapması durumunda mevzuatın önerdiği kriterleri yerine getirmeleri gerektiğini belirterek, "Zeminin beton olması ya da sızdırmaz bir malzemeden, asfalttan olması lazım. Kesim sırasında kan bu alanın dışına çıkarsa üzeri kireçle veya toprakla kapatılmalıdır. Sonrasında ortaya çıkan atıkların iyi değerlendirilmesi, bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunlar ya polietilen kalın torbalara ağzı bağlanarak bekletilmeli, belediyelerin gelen temizlik araçlarına verilmeli ya da bu imkan yoksa 2 metre derinliğinde çukurlar kazılarak buraya gömülmeli ve üzeri toprakla veya kireçle kapatılmalıdır. Aksi takdirde sokak hayvanları bu atıkları dağıtıyor. Hava da çok sıcak. Halk arasında bilinen özellikle tüberküloz, kist hidadit gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların medya aracılığıyla uyarılıp bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Arslan, kurbanlar kesilirken çevreyi kirletme, hayvanlara acı ve ızdırap vererek kesim yapma, kesim sırasında hijyen kurallarına uymamakla ilgili cezaların çerçevelendirildiğini, ceza miktarlarının yapılan fiile göre 232 liradan başlayarak 3 bin 150 liraya kadar değiştiğini, toplu ve kurumsal olarak yapılan kesimlerde ise 58 bin liraya kadar ceza verildiğini sözlerine ekledi.