ANKARA (AA) - Barış Seçkin - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın ziyaret edeceği Güney Kore, 1950'de Soğuk Savaş döneminin ilk sıcak çatışmasına sahne olmasından bu yana geçen 70 yıla yakın sürede dünyanın en büyük 11. ekonomisi konumuna gelmesiyle dikkati çekiyor.

Asya’nın doğusunda Kore Yarımadası'nın 38'inci enleminin güneyinde kalan, yüz ölçümü 99 bin 700 kilometrekare olan Güney Kore’nin kuzeyinde Kuzey Kore, batısında Sarıdeniz, doğusunda Japon Denizi, güneyinde Doğu Çin Denizi bulunuyor.

Milattan önce 3000 yılına kadar uzanan Kore tarihinde, uzunca bir dönem Çin ve Budizm etkisi görülüyor. 20. yüzyıla kadar farklı hanedanların idaresi altında bağımsız yaşayan Kore Yarımadası, 1905’teki Rus-Japon savaşı sonrasında Japon işgali altına girdi. 1945 yılında bağımsızlığına kavuşan Kore Yarımadası’nda, 2. Dünya Savaşı’nın ardından yarımadanın güneyinde demokrasiyi temel alan resmi isimleriyle Kore Cumhuriyeti (Güney), kuzeyinde ise komünizmle yönetilen Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (Kuzey) kurulmasıyla iki ayrı devlet ortaya çıktı.

Kore yarımadası, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ortaya çıkan iki süper güç olan ABD önderliğindeki Batı Bloku ile Sovyetler Birliği'nin önderliğindeki Doğu Bloku ülkeleri arasında 1947'den 1991'e kadar yaşanan Soğuk Savaş'ta uluslararası siyasi ve askeri gerginliğin ilk sıcak çatışmasına sahne olmasıyla biliniyor.

Kore Savaşı

Çin ve Sovyetler Birliği desteğini 1950 yılında alan Kuzey Kore’nin, güneye saldırmasıyla başlayan Kore Savaşı’nda, başını ABD’nin çektiği, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 Birleşmiş Milletler (BM) ülkesi de Güney Kore’nin yanında yer alarak sıcak çatışmaya müdahil oldu.

Türkiye’nin bine yakın şehit verdiği toplamda 3 milyon Korelinin yaşamına mal olan Kore Savaşı, yarımadada büyük yıkıma ve sefalete yol açtı. Savaş, 1953'te iki ülke arasında herhangi bir barış anlaşması olmaksızın askerden arındırılmış bölgenin kurulmasıyla sona erdi.

Panmunjom’daki ateşkesle 38. paralelin güneyinde kalan Güney Kore, ABD ve diğer ülkelerden sağladığı dış yardımlarla savaş sonrasında büyük gelişim gösterdi.

Ülkede, iktidarı darbeyle 1961’de ele geçiren Park Chung-hee’nin yönetimi altında ekonomide büyük ilerleme kaydeden Güney Kore’deki bu ivme, Park Chung-hee’nin öldürüldüğü 1979’dan sonra da devam etti.

Samsung ve LG gibi yüksek teknoloji ürünleri üreten ve otomotiv sektöründe de Hyundai markasıyla dünya pazarında adını duyuran Güney Kore, Dünya Bankası verilerine göre, ihracattaki payını her yıl arttırmakta ve dünyanın önemli otomobil ve elektronik eşya ihracatçılarından biri konumunda.

OECD verilerine göre 2017 yılında kişi başına milli gelirin 38 bin 275 dolar ölçüldüğü Güney Kore, bugün G20 ülkeleri arasında 11. büyük ekonomi olmasıyla dikkati çekiyor.

Düşman kardeşler arasında barış rüzgarları

Kore Yarımadası son bir yıldır dünya kamuoyu gündeminde önemli oranda yer tutmaya başladı. Bunun nedeni ise uluslararası toplumdan kopuk ve kapalı kutu olarak görülen Güney’in düşman kardeşi Kuzey Kore’nin, Kim Jong-un liderliğindeki kıtalar arası balistik füze denemelerini arttırmasıydı.

Son olarak Kasım 2017'de balistik füze denemesi yapan ve başta ABD olmak üzere uluslararası kamuoyunun sert tepkisin çeken Kuzey Kore, yılbaşından itibaren politikasını değiştirmiş gibi görünüyor.

Güney Kore’nin şubat ayında PyeongChang’de ev sahipliği yaptığı 2018 Kış Olimpiyat Oyunları açılış töreninde Güney ve Kuzey Koreli sporcuların "Birleşik Kore" bayrağı altında yürümesi iki ülkenin yakınlaşması çabalarında kritik rol oynadı.

Olimpiyatların barış ruhuna uygun şekilde gelişen "Birleşik Kore" ekibinin yarattığı olumlu havayı iki ülke liderleri ve bölgede nüfuzu bulunan ülkelerin liderleri arasındaki olası görüşme ihtimalleri bölgede barış olasılıklarını iyice arttırdı.

Kuzey Kore lideri Kim'in, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile 27 Nisan Cuma günü iki ülke sınırında yer alan Panmunjom Ateşkes Köyü'nde bir araya gelmesi Kore Yarımadası'nda, teknik olarak devam eden savaş halinin sona erip kalıcı barışın gelme umutlarını yeşertti.

Buluşmada, iki ülke liderlerinin 2007’den sonra ilk kez bir araya gelmesi ve Kim'in Güney Kore’ye geçen ilk Kuzey Kore lideri olması, görüşmeyi tarihi kılan unsurlardan oldu.

Görüşmeye ilişkin ortak açıklamada yarımadanın nükleer silahlardan arındırılmasının dile getirilmesi en önemli husus olarak göze çarptı.

Türkiye ile Güney Kore ilişkileri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti, yarımadada barış rüzgarları estirecek şekilde Kim ve Moon'un bir araya gelmesinin hemen sonraya denk düşmesi sebebiyle büyük önem taşıyor.

Türkiye ile Güney Kore arasındaki siyasi ilişkiler Ağustos 1949’da, Türkiye’nin Güney Kore’yi resmen bağımsız devlet olarak tanımasıyla başlarken, 1950-1953 yıllarındaki Kore Savaşı ve Türkiye’nin bu ülkeye, BM kararı çerçevesinde destek tugayı göndermesiyle başka boyuta ulaştı. Bu destek, iki ülke arasındaki bağların kuvvetlenmesine yol açtı. Toplamda 21 bin 212 Türk askerinin görev aldığı Kore Savaşı’nda bine yakın Türk askeri, BM kuvvetleri saflarında şehit düştü.

Türk askerinin, hem cephede gösterdiği fedakarlığı hem de öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için kendi birliği bünyesinde okul kurmasını asla unutmayan Kore halkı, Türk halkını ''kan kardeşi'' olarak niteliyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) Türkiye ve Güney Kore’ye ilişkin raporunda, iki ülke ilişkilerinin 2012 yılında ''Stratejik Ortaklık'' seviyesine yükseldiği anımsatılırken, 1 Mayıs 2013’te yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında taraflar arasındaki mal ticaretinin kademeli serbestleştirilmesine ilişkin "Mal Ticareti Anlaşması" neticesinde Güney Kore'nin Türkiye ile ikili ticaret hacminin 2017 yılında 7 milyar ABD dolarına ulaştığına işaret edildi.

Futbolda dünya üçüncülüğünden "Ayla" filmine, Kore’nin yeri başka

Türkiye’nin Güney Kore ile münasebetleri sadece Kore savaşı ve ekonomik boyutla sınırlı değil. Spor ve kültürel bağlamda da Güney Kore’nin, Türk halkı nezdindeki yeri diğer ülkelere göre apayrı konumda.

Türkiye’de, Güney Kore özellikle bir nesil için Kore Savaşı ile hatırlansa da bazı nesiller için futbolla anılıyor.

Güney Kore’nin 2002 yılında Japonya ile ev sahipliği yaptığı FIFA Dünya Kupası finallerine katılan Türk Milli Takımı’nın, turnuvada Güney Kore’yi 3-2 mağlup ederek dünya üçüncülüğüne uzanması, özellikle Türk futbolseverlerin unutulmazlar listesinde yer alıyor. Turnuva boyunca, Korelilerin kendi ülkeleri dışında sadece Türkiye’yi desteklemesi hafızalara kazınan bir başka unsur.

Yönetmenliğini Can Ulkay’ın üstlendiği, Kore Savaşı'nda kimsesiz kalan Koreli çocuğun Türk astsubayı tarafından sahiplenilmesini konu alan 2017 yapımı "Ayla" filminin kültürel bağlamda, iki ülke halklarını birbirine yakınlaştırması dikkati çekti. Film, özellikle Kore Savaşı’nı görmeyen nesillerin, yaşananları ve Türkiye ile Güney Kore dostluğunu anlamasında büyük rol oynadı.

Ülkenin beşeri ve siyasi durumu

Yaklaşık 51 milyonluk nüfusun yaşadığı ülkede etnik yapının yüzde 96'sı Koreli, konuşulan dil Korece, kullanılan para birimi ise Güney Kore wonu.

Kore Cumhuriyeti’nin iç siyasi yapısı, önemli ölçüde kişiselleşmiş ve merkezileşmiş liderliğe dayanıyor ve ülkede başkanlık sistemi uygulanıyor. Devlet başkanı 5 yıllık dönem için halk tarafından seçiliyor. Genel seçimler ise 4 yılda bir yapılıyor ve yasama organı Kore Ulusal Meclisi 300 üyeden oluşuyor.

İktidara 2016'daki seçimle gelen eski Devlet Başkanı Park Geun-hye’nin, hakkındaki siyasi nüfuz skandalının ardından görevden azledilmesi devlet başkanı seçimini öne aldırdı. Rüşvet, görevi kötüye kullanma, baskı ve hükümet sırlarının sızdırılmasıyla suçlanan ve hakkında tutuklama emri çıkartılan Park, ülke tarihinde azledilen ilk devlet başkanı oldu. Ülkede geçen yıl 9 Mayıs'ta yapılan seçimlerde Demokrat Parti adayı Moon Jae-in yeni Devlet Başkanı seçildi.