İSTANBUL (AA) - SUHEYB KALALİVE - Arap dünyasından siyasi uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Suudi Arabistan, Suriye'de kalmamızı istiyorsa parasını ödemeli" sözlerini, Washington'un "İran kartını" göstererek daha fazla para çekmek için Suudi Arabistan'a "şantajı" olarak değerlendirdi.

Siyasi analistler, Suriye meselesinde "İran kartını" kullanarak, Riyad yönetimine "şantaj" yapan ve ülkesine daha fazla para çekmek isteyen Trump'ın oyununa gelmemesi konusunda Suudi Arabistan'ı uyarıyor.

ABD "İran kartını" oynuyor

Arap dünyasıyla ilgili konularda uzman Emced Cibril, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin İran kartını kullanarak bölge ülkeleriyle yaptığı silah anlaşmaları sayesinde ülke ekonomisini desteklediğini belirtti.

Trump'ın aynı yolla Suriye konusunda Suudi Arabistan'a "şantaj yaptığına" dikkati çeken Cibril, "Suudi Arabistan'ın Suriye nüfuzunda sona gelindi. Trump bunu anladı ve Suudi Arabistan'dan ticari anlaşmalarla daha fazla para almak için birtakım açıklamalar yapmaya başladı." dedi.

Cibril, Washington yönetiminin, Suriye dosyasında daha fazla etkin olmaya başlayan Ankara-Moskova-Tahran yakınlaşmasından da rahatsız olduğunu değerlendirmesinde bulundu.

Trump, Suriye meslesini "ticari kart" olarak görüyor

Siyasi araştırmacı Zuheyr Atuf da Trump'ın Suriye konusunda İran'ı kullanarak Suudi Arabistan'a şantaj yaptığını görüşünü paylaştı. Atuf, "ABD Başkanı, daha fazla para çekmek için deyim yerindeyse İran 'öcüsünü' kullanarak Suudi Arabistan başta olmak üzere Orta Doğu ülkelerini korkutuyor." diye konuştu.

Trump'ın Suriye meselesini, Suudi Arabistan'a daha fazla silah satmak için "ticari bir kart" olarak gördüğüne dikkati çeken Atuf, bunun geçen yıl mayıs ayında Riyad'da düzenlenen "ABD-Arap ve İslam Ülkeleri Zirvesi"nde yapılan milyarlarca dolar silah anlaşmasıyla açıkça görüldüğünü söyledi.

Atuf şöyle devam etti:

"Trump, ülke ekonomisini güçlendirmek ve işsizlik oranını azaltmak için Suriye krizi başta olmak üzere Orta Doğu'nun içinde bulunduğu durumdan yararlanıyor. Suudi Arabistan, ABD yönetimi ile bu konuda eşit güçte. Zira Riyad yönetiminin Orta Doğu'da büyük etkisi var. Washington'un Suriye dosyasında Riyad'a ihtiyacı var. Bu bağlamda Riyad yönetiminin, Trump'a olumlu yanıt vermeyeceğini, boyun eğmeyeceğini sanıyorum."

Şantajın sonu yok

Siyasi araştırmacı Atık Carullah ise ABD'nin, Suudi Arabistan, Türkiye gibi aktif güçleri ve İran'ı bir ölçüde zayıflattıktan sonra bölgenin haritasını yeniden şekillendirmekle ilgili birtakım hedefleri olduğu ve bu doğrultuda Suriye konusunda "çatışmayı sürdürme" siyaseti izlediği yorumunu yaptı.

Trump'ın son açıklamalarında, parasal hedeflerinin olduğunun açıkça görüldüğünü ve "şantajın sonunun gelmeyeceğini" vurgulayan Carullah, "ABD yönetimine, İran nüfuzunu önlemesi için bölgede şu ya da bu taraf belli meblağlar ödeyebilir. Ancak ABD, bu kartı daha çok kullanmaya başlayacak, gelecekte daha büyük tehlikelere kapı aralayacak." değerlendirmesinde bulundu.

ABD Başkanı Trump, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, Suriye'den çıkma planı üzerinde çalıştıklarını yinelerken, "Suriye'de olmamızın ana nedeni DEAŞ'tan kurtulmaktı ve bu görevi hemen hemen tamamladık. Şimdi çok kısa süre içinde bölge ülkeleriyle koordinasyon içinde kararımızı vereceğiz. Suudi Arabistan bizim Suriye'de kalmamızı istiyorsa parasını ödemesi gerekecek. DEAŞ'a karşı çok başarılı olduk ama artık zamanı geldi. Bazen eve dönmenin zamanı gelmiştir. Biz de bunu çok ciddi şekilde düşünüyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da daha önce Amerikan medyasına verdiği mülakatta, "Amerikalı askerlerin Suriye'de uzun vadeli olmasa bile en azından orta vadede kalması gerektiğine inanıyoruz." demişti.