BURSA/İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, kredilerde yeniden yapılandırmaların bir eğilime dönüşmediğine dikkati çekerek, "Borcunu ödeme niyeti olan, Türkiye'de katma değer yaratan ve devam eden, Türkiye için bir şey yapan her firmaya bu sektör yardımcı olur." dedi.

Leblebici, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde AA muhabirinin bankacılık sektörü, Türkiye ekonomisi ve TEB'e ilişkin sorularını yanıtladı.

Türk bankacılık sektörünün sendikasyon kredilerini yenilemede sorun yaşamayacağını vurgulayan Leblebici, "Türkiye'nin dış ticaret hacmi artıyorsa, size sendikasyon kredisi veren muhabir bankalarla olan ilişkiniz de artıyor demektir. İhracat ve ithalatta bir para akımı var. Bu kendi başına bir iş. Para akımını kaybetmek istemeyecek olan muhabir bankalar sendikasyon ilişkilerini devam ettirecektir. İşin matematiği budur. Ticaret hacminde daralma yok. O nedenle sendikasyon pazarında Türk bankacılık sistemi çok sıkışmaz. Sendikasyonları kapatmamalıyız. Bankacılık sektörü içeride toplayabildiği bütün mevduatı/kaynağı fazlasıyla krediye çevirmiş durumda. Ekonominin finansmanını devam ettirmek için içeride de kaynak büyümesi lazım." değerlendirmesini yaptı.

"Büyük firmaların kredilerini yeniden yapılandırmalarını bir risk olarak görüyor musunuz? Yeni firmalar gelebilir? Bu bir eğilime dönüşür mü?" sorusu üzerine, Leblebici, "Yeniden yapılandırmaların bir eğilime dönüştüğünü düşünmüyorum. Borcunu ödeme niyeti olan, Türkiye'de katma değer yaratan ve devam eden, Türkiye için bir şey yapan her firmaya bu sektör yardımcı olur. Büyük oranda bir risk olduğunu görmüyorum. Yeter ki ülkeye katkı sağlamaya devam edilsin. O zaman sistem elinden geleni yapar." ifadelerini kullandı.

Leblebici, bankacılık sektörünün her şeyden ders çıkardığını belirterek, "Önemli olan doğru iletişim kurabilmek, doğru projelere bakabilmek. Katma değer yaratan işlere yönelmek." dedi.

"Sektörde çok refinansman olur mu?" sorusu üzerine Leblebici, "Olmaz, iyi yönetirsek olmaz. Verimli çalışamayan, bu işi doğru yapamayan parayı başka yerlere harcayan yerlerde olur. Az önce de söylediğim gibi ödeme niyeti olan, işini yapmaya devam eden ve bu ülkeye katkı yapan herkese bankacılık sistemi yardımcı olur. Sorunlar var ama bu sorunlar yönetilebilir kapasitede." diye konuştu.

Leblebici, takipteki kredilerin toplam kredilere oranında (NPL) maksimum yarım puanlık bir artış olabileceğini söyledi.


- "Popülist politikalarla korumacılık yapmak doğru değil"


TEB Genel Müdürü Leblebici, korumacılık duvarlarının bankacılık sektörüne etkisine ilişkin soruya, şöyle cevap verdi:

"Korumacılık duvarlarının tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Dünyada ticaret kapasitesini daralttığın zaman bunun nerede patlayacağını bilemezsin. Birbirine bu kadar entegre olmuş finansal sistemin fonksiyonel olarak çalışması lazım. Büyük ölçekli korumacılık duvarlarının yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir ülke düşünün tamamen açık, içeride firmaları var. Firmalar fiyat artırmaya başladığında yurt dışından başka bir firmadan ithalat yapıyor. Doğal olarak fiyatı kontrol ediyor, burada enflasyon olmuyor. Globalleşme bize yurt dışındaki enflasyonu ithal etmemize sebep oluyordu. Dünyadaki enflasyon seviyesini aşağı indirme şansın oluyordu ve büyümeyi de yukarı çekmiş olabiliyordu. Şimdi korumacılığa geri dönelim. Korumacılığın içinde yaşayan bir firmasın. Bu durum ne üretsen, senin ürettiğini alacak ve ithalata izin vermeyecek bir yapıya dönüyorsa bu popülist bir yaklaşımdır. Bu firma verimli hale dönmez. Oralarda enflasyon oluşmaya başlar. Korumacılıkta denge bulunmalı. Popülist politikalarla korumacılık yapmak doğru değildir. Bu hem korumacılık yapan ülkeye hem de o ülke ile iş yapanlara zarar verir."

Leblebici, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in banklara yatırım bankası kurma çağrısına ilişkin, "Ayrıca yatırım bankası kurma fikrini ben de düşünüyorum. Yatırım bankası kuracağız diye değil. Bize ne faydası olacak diye düşündüm. Bankaların içinde yatırım bankacılığı yapan fonksiyonlar var. Bu ekosistem içerisinde ne kadar fazla yatırım bankası olursa o kadar çok enstrüman gelişir. Sermaye piyasalarının geliştirilmesi için bu gerekli. Bunun için sektör çalışıyor. Konut kredilerinin menkulleştirilmesi ve tekrar satılması konuşulan şeyler. Bunun için düzenleme yapılması gerekli." değerlendirmelerde bulundu.


- "Kredi büyümesi yüzde 10-15 olur"


Yerli kredi derecelendirme kuruluşu kurulmasına ilişkin görüşlerini paylaşan Leblebici, "Bence kuralım bir tane. Çünkü bazı şeyler yabancı yatırım kuruluşlarında bazı dönemde politik hale geliyor. Biraz dengeli yaklaşımlara ihtiyaç var. Kurduğumuz yapı kredibıl olsun. Biz niye kendi kuruluşlarımıza güvenmiyoruz?. Bizimki politik karar almasın. Bizim kredibıl olsun ve doğru karar alsın. Bakalım Türkler bu işi yapabiliyor mu? Bence global oyuncu olmak için bu tür enstrümanlara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Leblebici, Türkiye'de sorunun faiz tarafında olmadığını kuru stabilize etme konusunda olduğunu söyledi. Kurun stabilize olması halinde işlerin düzeleceğini öngören Leblebici, "Türkiye'de öngörülebilirliği biraz kur üzerinden yapıyoruz. Kur bir süre sonra stabilize olacak. Dolar/TL'nin 1,40'tan belirli bir noktaya gelmesi makuldü. Çünkü dünyada kur savaşları vardı. Türkiye ihracat pazarlarında pay kaybetmemek için ayarlama yaptı. Son 2-3 yıldır algı ile realite arasında fark var. Kurda geldiğimiz yerler yüksek." diye konuştu.

Bu yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5-5 büyüyeceğini tahmin ettiklerini belirten Leblebici, kredi büyümesinin de geçen yılki büyümenin doğal olarak biraz altında olacağını söyledi.

Leblebici, "Geçen yılki karlılığı yakalayabilir miyiz? Geçen yılki artış hızında bir kar artışı olacağını beklemiyorum. Kredi büyümesi yüzde 10-15 arası bir yerde olur." dedi.


- "TEB Pratik'te yıl sonu hedefi 100 şube"


Ümit Leblebici, TEB'nin dijital ve fiziki şubeyi birleştiren yeni şube konsepti "TEB Pratik Şube" ile Türkiye'nin dört bir yanındaki banka şubelerine geleceğin bankacılık modelini taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Her sektör gibi finans sektörünün de yaşanan dijital dönüşüm sürecine bağlı olarak teknolojiyle entegre bir çalışma sistemini benimsemesi ve bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini belirten Leblebici, bu sürecin yönetilmesinde teknolojik alt yapılarıyla bankaların önemli sorumluluklar üstlendiklerini ifade etti.

Leblebici, şöyle devam etti:

"TEB olarak, gelişen teknolojiyi operasyon süreçlerimizde kullanırken 'müşteri odaklı' anlayışımızla bankacılık iş modellerimizi ve hizmet kanallarımızı geliştiriyoruz. Hizmetlerimizi daha pratik hale getirirken, bankamızın operasyonel verimliliğini de artırıyoruz. Bu anlayışla dijital ve fiziki şubeyi birleştirdiğimiz yeni bir şube konsepti olan TEB Pratik Şube üzerinde çalışıyoruz. TEB Pratik Şube'de para çekme, yatırma, kredi kartı teslimi gibi fiziksel alışveriş gerektiren işlemlerin yanı sıra ıslak imzanın zorunlu olduğu konut kredisi kullanımı gibi işlemler de yapılabilecek. Fiziki dokümanların ortadan kalktığı ve tüm dokümantasyonun cihaz üzerinden dijital olarak onaylandığı TEB Pratik Şube ile aynı zamanda operasyonel verimlilik de sağlanacak. Yurt dışından yazılım ve donanım almadan tamamen yerli üretime dayanan, üstelik tüm bankacılık hizmetlerini sağlayan TEB Pratik Şube, bankamızın kendi bilgi işlem ve operasyon departmanları ile Ar-Ge'deki mühendis kadromuz tarafından geliştirildi. Denizli ve İstanbul'da pilot uygulamasını başlattığımız TEB Pratik Şube'lerini Türkiye genelinde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz."

Ümit Leblebici, yıl sonuna kadar TEB Pratik Şube sayısını 100'e ulaştırmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Hayatta en önemli şeyin "vakit" olduğunu ve TEB Pratik Şubesi ile müşterilere bunu kazandıracaklarını söyleyen Leblebici, kendi yerli üretimleri bu makinelerin yurt dışındaki ATM'lerden daha az maliyetli ve daha fazla fonksiyona sahip olduğuna dikkati çekti.