Erzincan tarih boyunca yaşadığı zelzelelerle, yıkıldıkça yeniden dirilen ama bünyesinde var olan hassas dengeleri sürekli pozitif duygularla sürdürmesi gereken bir şehirdir.
19 Mart 2012 Pazartesi günü Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan il teşkilatı, Pir Sultan Abdal Derneği üyeleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarına üye vatandaşlar, Sivas madımak oteli davasında mahkemenin 5 kişi hakkında verdiği zaman aşımı kararını ilimizde de protesto ettiler.
Tabiî ki demokratik hakların kullanımı bu şehirde de engellenmemelidir. Yasal izinlerle bu tür protestoların yapılmasına kimse karşı çıkmıyor zaten.
İlimizde üç ayrı gurubun birleşmesiyle oluşan ve sayıları bini aşan büyük bir gurup sloganlar atarak önce kent merkezine doğru yürüyüş yaptı. Daha sonra basın açıklaması yapmak üzere Cumhuriyet Meydanı'nda toplanıldı.
CHP Erzincan Milletvekili Dr. Muharrem Işık'ın da aralarında bulunduğu gurup üyelerinin yürüyüşlerinden çok attıkları sloganlar ürkütücüydü. Yürüyüş esnasında ve toplanma yerinde açılan pankartlarda ötekileştirme eylemleri, dindarlar ve dindar olmayanlar diye toplumu ikiye bölme çalışmaları planlanmıştı sanki.
Çünkü taşınan pankartların birinde "Bu ülkenin dindar nesli canlarımızı katletti, şimdiki dindar nesli de canileri aklamaya çalışıyor" şeklinde talihsiz bir ifade vardı.
Böyle bir pankartla bu şehrin cadde ve sokaklarında yürümek demek, bu şehrin hassas noktalarını kaşımak, birlikte kardeşçe yaşamak zorunda olan insanların kafasına kin ve nefret duyguları oluşturacak düşmanlık tohumları ekmek demektir.
Erzincan’da toplanan insanların, Sivas Madımak olaylarına karışan bir kısım canilerin zaman aşımıyla affedilmesini protesto etmek amacıyla yürüyüşleri esnasında Erzincan’ın bir ilçesi olan Kemaliye Başbağlar da katledilen insanları gündeme taşımada gösterdikleri isteksizlik gözlerden kaçmadı.
Sivas olaylarında mahkemenin bazı sanıklar hakkında zaman aşımı kararı vermesini protesto eden hemşerilerime buradan soruyorum.
Sivas olaylarında en azından yargılanıp hüküm giyenler var. Ama Başbağlar olaylarında olayların faillerinin birkaçı yakalandıktan sonra onların serbest kalmasını sağlayanlar kim?
Aslında siz onları çok iyi biliyorsunuz.
Peki, onları neden protesto etmiyorsunuz, neden onları da lanetlemiyorsunuz lütfen söyler misiniz?
Bu taraflı tutumunuzla Erzincan halkından eksi not aldınız. Günler sonra Erzincan CHP milletvekili Dr. Muharrem IŞIK sağduyulu halktan gelen tepkileri duyarak sonunda Başbağlar katliamından da ciddi bir şekilde bahsetmek zorunda kaldı ve yazılı bir basın açıklamasıyla başbağlarda yaşatılan acıları kınadığını belirtti. .
CHP Erzincan Milletvekili Dr. Muharrem Işık protesto eylemleri sırasında dindarları suçlayan pankartlarla birlikte yürürken, bu şehirde kendisine dindarların verdiği oyları ve o oyların milletvekili oluşuna katkılarını zatıalilerine özellikle hatırlatmak istiyorum.
Başbağlar da ölen 33 masum insan sayın vekilin de canları değil miydi acaba?
Onları hunharca öldürenler ile Sivas Madımak otelindeki masum insanlarımızı canlı canlı yakanların aynı caniler oldukları su yüzüne çıktığı halde, hala olayları dindar kesime ihale etmek, CHP sine ve onun gibi düşünenlere hiçbir şey kazandırmıyor, tam aksine çok şeyler kaybettiriyor. Artık CHP bu taraflı siyaset modelinden kendini hızla soyutlamalıdır.
Bu şehir hassas dengeler üzerine kurulu bir şehirdir. Onun için bu şehirde yaşayan her bir fert attığı her adımı iyi hesap etmek zorundadır. Konumları yüksek olanların sorumlulukları daha yüksek olmalı. Hepimiz aklımızı başımıza toplamalı kardeşlik, sevgi ve hoşgörü mesajlarıyla birbirimizin kalplerini yumuşatmalıyız.
Sözkonusu protesto yürüyüşü sonrası cumhuriyet meydanında yapılan saygı duruşu ve basın açıklamasının ardından dağılmamakta direnen küçük bir grupla polis arasında arbede çıktı.
Neden çıktı bu arbede, bu arbedeyi,kim çıkardı, dertleri neydi? sorumlu bir gazeteci anlayışıyla bunu anlamaya çalışıyordum. Bu arada çıkan olayları fotoğraflarken polise saldıran guruptaki bazı insanların saldırısına uğradım.

Amaçları şehri karıştırmak olay çıkarmak olan birkaç kendini bilmez insanın bu sırada ‘’akp’nin polislerine ölüm’’ diye nara atmaları ise kabul edilebilir cinsten değildi.

Bu şehirde, bundan sonra provekotörlere karşı hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. Sadece görevlerini yaptıklaı için bu ülkenin polislerine ’akp’nin polislerine ölüm’’şeklinde slogan atılması, çağdışı bir düşüncenin maalesef Erzincan da yeniden palazlanmak istediğinin belirtileridir bence.

Tüm provokasyonlara rağmen Erzincan polisinin sağduyulu ve soğukkanlı davaranışı ise takdire şayandır.

Bu ülkenin ekmeğini yiyip havasını soluyarak, bu ülkenin her türlü imkanlarından faydalanarak bu Ülkeye İhanet etmek üzere planlar yapanlar asla kötü emellerine bu şehirde ulaşamayacaklardır.

Çünkü erzincan halkı geçmişte olduğu gibi bundan sonrada bölücülük üzerine kurulu tüm senaryoları daha yazılmaya başlamadan yerle bir edecektir.

Erzincan geçmişten bu günümüze kadar çok badireler atlatmış çok şehitler vermiştir. Ama bu şehre korku hiçbir zaman hakim olamamıştır, bundan sonrada asla olamayacaktır.

Protesto gösterileri sonrasında Erzincan CHP teşkilatının provakotörlere pirim vermemelerini olumlu buluyor ve bu konuda ellerinden gelen gayreti sarf eden sorumlu siyasetçilerimizi kutluyorum.

Unutmayalım ki; Bu şehir hepimizin başka Erzincan yok onun için bu şehri birlikte sahiplenmek zorundayız başka çaremiz de yok zaten.