KOCAELİ - İbrahim Aktaş

Kocaeli'de, 9 yaşındayken hat yazılarına merak salan ve ilk eserini 32 yaşında yazan Şefika Ülker, kurduğu atölyede, kadın hattatlar yetiştiriyor.

Ev hanımı olan 41 yaşındaki hattat-müzehhip Şefika Ülker, 9 yaşında gittiği camide gördüğü yazılarından etkilenerek başlayan hat sanatı merakını, 7 yıldır kendi imkanlarıyla kurduğu atölyede sürdürüyor.

Geçmişte kadın hattatların eserlerine erkek isimleriyle imza attığı sanatı yaptığı tezhiplerle de süsleyen Ülker, isminin yer aldığı eserleriyle büyük beğeni topluyor.

Bu sanatın, Türkiye'de daha çok tanınması, gelecek nesillere aktarılması için kadın hattatlar yetiştiren Ülker'in öğrencilerinin yaşlarının 37 ila 74 aralığında olması dikkati çekiyor.

Hattat-müzehhip Şefika Ülker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yaşında gittiği camide Hasan Çelebi'nin yazılarından etkilendiğini ifade ederek, o yıllardan itibaren hat sanatına ilgisinin oluştuğunu söyledi.

12 yıl önce Mahmut Şahin ile tanıştığını belirten Ülker, bu dönemde tezhip sanatı ile de tanıştığını kaydetti.

"Hocam, 'Allah seni yazsın diye yaratmış' demişti"

Ülker, ilk hattını hocasına götürdüğünde, "Sen hat sanatını daha önce yaptın mı?" tepkisiyle karşılaştığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Hocama, daha önce hiç hat yazmadım ama 20 yıl bekledim. 2 rekat namaz kılıp, Allah'a dua edip ardından Osmanlı marşlarıyla yazdığımı söylemiştim. Hocam bana, 'Allah seni yazsın diye yaratmış.' demişti. İşte o gün hocam beni dersten geçirmişti. Daha sonraki yıllarda hat sanatını yapmam tezhip sanatı ile devam etti. 3 yıl öğrencilik yaptım. 3'üncü yılım sonrasında hocam imzamı getirdi. 4'üncü yılımda hocalığa başladım."

"Kadın hattat olarak bir şeyler yapmaya gayret ettim"

Ülker, 20 yıl yapmak istediği sanatın aşkıyla yandığını ifade etti. Hat sanatının sabır gerektirdiğine işaret eden Ülker, şunları kaydetti:

"Geceleri dahi sürekli yazardım, 2 saatlik uykuyla elim kucağımda hocama derslerimi götürürdüm. Bu şekilde eserlerimi oluşturdum. Her zaman yazmanın peşindesiniz ama sanata da sahip çıkıyorsunuz. Sanatı da bir bütün olarak görüyorsunuz. Hat bir merkez oluşturuyor. Merkezinden çevreye doğru gittiğinizde tezhibe sahip çıkıyorsunuz, çini diyorsunuz, sahip çıkıyorsunuz. Bu şekilde kendimi donanımlı bir şekilde yetiştirdim. Bu şekilde de öğrencilerimi yetiştirmek istiyorum."

Eşiyle beraber 7 yıl önce "sanat evi" daha sonra da dernek kurduklarını anlatan Ülker, bu sayede atölyelerinde sanatçıların yetiştiğine dikkati çekti.