TBMM (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, AK Parti milletvekillerinin başvurusu üzerine olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulunda görüşülen Irak ve Suriye tezkeresi üzerinde AK Parti Grubu adına söz aldı. Volkan Bozkır, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi için Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca, 2 Ekim 2014'te Meclis tarafından hükümete verilen iznin bir yıl süreyle yeniden uzatılması istemiyle gönderilen tezkere üzerinde söz aldığını söyledi.

"Bugünkü tezkere; hem Irak hem Suriye'de yaşanan son derece ciddi gelişmeler sonrasında ülkemizin, gerektiği takdirde imkanlarını kullanabilmesi, diplomasinin bittiği yerde gerektiği takdirde askeri güçlerini devreye sokabilmesi amacıyla gündeme gelmiş bir konudur." diyen Bozkır, Türkiye'nin Irak'la bugün geldiği noktanın üzüntü verici olduğunu vurguladı.

Bozkır, geçmiş yıllarda hem Irak hem de Irak'ın kuzeyindeki yönetimle gayet iyi ilişkiler kurmaya gayret ettiklerini ifade ederek, "Irak Anayasasının verdiği imkan ve kurduğu düzen içinde meşru bir şekilde orada kurulan bu bölge ile ilişkilerimizi sürdürdük." değerlendirmesinde bulundu.

Geçmiş yıllarda uzun yıllar Dışişlerinde beraber çalıştığını söylediği CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'ın sözlerini eleştiren Bozkır, "Yılmaz'ın, Irak'taki olayı tam olarak anlayamadığını düşünmeye başladım. Türkiye'nin kuzey Irak'taki yönetimle iyi ilişkileri, tamamıyla Irak Anayasasından kaynaklanan meşru bir otorite ile kurulan ilişkidir. Bununla yapılan ticaret, temaslar, yatırımcıların oraya gidişi de kaçak operasyon değildir. Ancak ne zamanki Kürt Bölgesel Yönetimi, bugün karşı karşıya olduğumuz tabloyu ortaya çıkaracak hamleler yapmıştır, işte o zaman Irak Anayasasından doğan meşruiyet ortadan kalktığı için, dost ilişki içinde olduğumuz, ekonomik ilişkilerimizi sürdürdüğümüz Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile şimdi başka bir ilişki içine geçmeyelim diye, dostça ve son çabalarımız olarak bu ikazları yapmak amacıyla bu toplantıları yapıyoruz." diye konuştu.

Volkan Bozkır, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin referandumu yaptığı zaman, Irak Anayasanına aykırı bir hareket içinde olacağını kaydederek, "Irak Anayasasına aykırı hareket etmiş bir yönetimle, eskiden kurduğumuz ilişkileri devam ettirmemiz söz konusu olmayacaktır." dedi.

"En olumsuz etkilenen kesim Türkmenler"

Irak'taki mevcut güvenlik, siyasi ve ekonomik durumdan en olumsuz etkilenen kesimlerden birisinin de Türkmenler olduğuna dikkati çeken Bozkır, Haziran 2014'ten bu yana 300 binden fazla Türkmenin Irak'ta yerlerinden edildiğini, 100 bine yakınının Türkiye'ye sığındığını kaydetti.

AK Parti İstanbul Milletvekili Bozkır, Türkiye'nin, Türkmenlere güvenlik ve insani ihtiyaçlar konusundaki desteklerinin kesintisiz olarak sürdüğünü ifade etti.

Bozkır, gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerek Başbakan Binali Yıldırım'ın yoğun diplomasi trafiği sürdürerek, bu girişimin olabilecek sonuçlarına ilişkin Türkiye'nin tutumu hakkında kararlı mesajlar verdiğini bildirdi. Bozkır, Erdoğan'ın, BM Genel Kurulunda bir araya geldiği başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere tüm liderlerle görüşmesinde, bu referandumdan vazgeçilmesi konusunu gündeme getirdiğini söyledi.

TBMM Genel Kurulunda görüşülen Irak ve Suriye tezkeresi üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan Bozkır, Türkiye'nin, tüm iyi niyetliliğiyle, ikili ilişkileri çerçevesinde diyalogu sürdürerek, IKBY'nin aldığı kararın yanlışlığını ve doğuracağı vahim sonuçları anlatma çabalarına şimdiye kadar olumlu bir karşılık bulamadığını söyledi.

Hükümetin, ilgili kurumların ve uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen IKBY liderliğinin referandum ısrarını sürdürdüğünü aktaran Bozkır, referandumun yapılması halinde Türkiye'nin ne tür tedbirler alacağının MGK ve Bakanlar Kurulunda değerlendirildiğine dikkati çekti.

Bu kritik aşamada, dost olarak gördükleri IKBY'ye son kez çağrıda bulunmayı görev olarak bildiklerinin altını çizen Bozkır, "Aklı selim ile hareket edin, bu referandumdan vazgeçin, referandumu iptal edin. Bu duygusallıkla götürülecek konu değildir, sağduyu ile karar verilmelidir. Bu referandum iptal edilirse, bölgede daha büyük bir huzursuzluğa engel olunacaktır. Henüz vakit geçmiş değildir ve siyasetin parametreleri içinde daha zaman vardır." ifadelerini kullandı.

Bozkır, Türkiye'nin, referandumun ertelenmesini değil tamamen iptalini istediğini, doğrusunun da bu olduğunu söyledi.

Türkiye'nin gerek Lozan ve Ankara Antlaşmaları gerekse 1946 Türkiye-Irak Dostluk Antlaşması ve 1983 Türkiye-Irak Sınır Güvenliği ve İşbirliği Antlaşmalarının koruması altında bulunan uluslararası haklarının referandum kararı ile zarar göreceğine değinen Bozkır, "Türkiye’nin buna müsade etmesi mümkün değildir, söz konusu olmayacaktır. MGK bildirisinin sonunda da vurgulandığı çerçevede, referandumun düzenlenmesi halinde, ülkemiz ikili anlaşmalar ve uluslararası hukukun tanıdığı haklar çerçevesinde gerekli gördüğü her türlü tedbiri alacaktır." diye konuştu.

"Türkiye, 3 milyon 200 bine yakın Suriyeliye ev sahipliği yapmaktadır"

AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, Suriye'deki gelişmelerin bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrara yönelik ciddi bir tehdit olmayı sürdürdüğünü söyledi.

Suriye'deki ihtilafın,Türkiye bakımından yol açtığı risk ve tehditlerin varlığını devam ettirdiğini, bu risk ve tehditler karşısında ulusal güvenliğin korunmasının önem ve öncelik arz etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Bozkır, şunları kaydetti:

"Suriye'deki gelişmelerin yansımalarının en hızlı ve en derin hissedildiği ülkelerin başında, Suriye'yle 911 kilometre uzunluğundaki bir kara sınırını paylaşan Türkiye gelmektedir. Suriye'de rejimin neden olduğu kaos ve otorite boşluğu ortamında melce bulan PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri, ulusal güvenliğimizi doğrudan tehdit etmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz dönemde sınırlarımızı, sınır boyunca görev yapan TSK unsurlarımızı ve bilhassa sınıra yakın bölgelerde mukim halkımızı hedef alan terör saldırıları, ulusal güvenliğimize kasteden önemli bir tehdit unsuru haline gelmiştir. Suriye rejimi, insanlığa karşı suç derecesine varan saldırılarla doğrudan hedef aldığı kendi halkını terörize etmiş, son yıllarda görülen en büyük kitlesel göç hareketini tetiklemiştir. İnsani mülahazalarla kapılarını rejim teröründen kaçan Suriyelilere kucak açan Türkiye, halihazırda 3 milyon 200 bine yakın Suriyeliye ev sahipliği yapmaktadır. Suriye'den ülkemize yönelik ilave göç tehdidi henüz ortadan kalkmış değildir. Bilhassa son aylarda Suriye'nin farklı noktalarından İdlib vilayetine tehcir edilenlerin bu vilayet üzerinde oluşturduğu nüfus baskısının, komşumuz olan bu vilayette güvenlik ve istikrar sağlanamadığı takdirde, ülkemize yönelik yeni göç hareketlerini tetiklemesi mümkündür."

Bozkır, Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği politika uyarınca bölgede barış ve istikrar ortamının yeniden tesis edilmesini, Suriye'nin birlik ve toprak bütünlüğünün korunmasını ve halkın meşru taleplerini temel alacak muteber bir siyasi geçiş süreci yürütülmesini sağlayacak bir siyasi çözümü desteklediğini belirtti.

Siyasi çözümün müzakere edilebileceği zemin ve koşulların hazırlanmasını teminen yürütülen çalışmaların son bir yıl içinde önemli bir ivme kazandığını, sahada olumlu ve hızlı yansımaların ortaya çıktığını ifade eden Bozkır, şöyle devam etti:

"Sahadaki şiddetin durdurulması amacıyla son dönemde atmakta olduğumuz adımların başında, 2016 sonunda ülke çapında ilan edilmesini sağladığımız ateşkes rejimi gelmektedir. Ateşkes rejiminin ilanının getirdiği ivme, geçen Ocak ayında 'Astana süreci' olarak bilinen platformun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Oluşumuna öncülük ettiğimiz bu platformda, gerek ateşkes rejiminin güçlendirilerek idamesi, gerek çatışan taraflar arasında güven artırıcı önlemlerin alınması için Rusya ve İran'la birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmaların en önemli meyvesini, geçen Mayıs ayı başında Astana'da imzalanan çatışmasızlık muhtırasıyla almış bulunuyoruz. Suriye'de rejim ve destekçisi unsurların muhalif gruplarla çatışmalarının en fazla yoğunlaştığı noktalarda 'çatışmasızlık bölgeleri' kurulmasını amaçlayan bu muhtıra, imzalanır imzalanmaz sahadaki şiddetin gözle görülür ölçüde durulmasına katkı sağlamıştır."

"TSK'nın bölgedeki görevlerini bir müddet daha sürdürmesi elzem görünmektedir"

Bozkır, uzatılması görüşülen tezkere sayesinde, TSK unsurlarının başarıyla sonuçlandırdığı Fırat Kalkanı Harekatının yürütülmesinin mümkün kılındığını da hatırlattı.

Harekat sonucunda terör örgütü DEAŞ'ın Türkiye sınırından tamamen uzaklaştırıldığının altını çizen Bozkır, "Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde tesis edilen asayişin idamesi, terör örgütlerinin bu bölgede yeniden melce bulmasının engellenmesi ve bu bölgeden kaçarak ülkemize sığınmış durumdaki Suriyeli kardeşlerimizin topraklarına geri dönebilmelerini sağlayacak koşulların hazırlanması amacıyla TSK unsurlarımızın bu bölgedeki görevlerini bir müddet daha sürdürmeleri elzem görünmektedir. Ulusal güvenliğimize Suriye'den yönelebilecek bütün risk ve tehditlere karşı, ülkemizin temel hak ve menfaatlerinin korunması için zamanlıca ve gerektiğince mukabelede bulunulmasını sağlayacak her türlü ihtimaliyet planlamasına hazır olmamız bir gerekliliktir. Bu itibarla, Türkiye'nin yüksek menfaatlerini Suriye'den kaynaklanabilecek risk ve tehditlere karşı etkili bir şekilde korumak ve kollamak, bu ülkede meydana gelebilecek gelişmeler karşısında süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak maksadıyla tezkerenin bir yıl süreyle uzatılmasında fayda mülahaza edilmektedir." ifadelerini kullandı.

"O kadar uzun boylu değil"

Bozkır'ın konuşmasının ardından HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir'in konuşmasına ilişkin tutanakların geldiğine işaret eden TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Baydemir'in konuşmasından bazı bölümleri okuyarak, Baydemir'e söz verdi.

Baydemir ise Ortadoğu coğrafyasında bir nizam kurmak isteyen medeni bir rejimin ancak ve ancak Kürt halkıyla ve diğer halkların da düşmanlığı üzerinde olmayan bir ittifak kurarsa muvaffak olacağını ileri sürdü. Baydemir, "Kürt halkının düşmanlığı üzerinden kurulacak her sistem, tarih binlerce kez tanığıdır ki muvaffak olmamıştır ve bundan böyle de muvaffak olamayacaktır." diye konuştu.

Bütün sözlerinin arkasında olduğunu aktaran Baydemir, "İsterseniz Meclisten atın, zindana koyun, milletvekilliğimi düşürün bütün sözlerimin arkasındayım. Yaşasın onurlu barış, yaşasın adalet, yaşasın özgürlük." dedi.

Bunun üzerine Baydemir'e tepki gösteren Kahraman, "Böyle meydan okumayın Osman Bey. Bu çatı Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısıdır. Bir başka yerde mi kendinizi zannediyorsunuz? O kadar uzun boylu değil." ifadesini kullandı.

Muhabir: Coşkun Ergül,İsmail Çimen,Alper Atalay