ANTALYA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya programı kapmasında Konyaaltı Belediyesi Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi'nde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş insanları ile bir araya geldi.

Antalya'nın güzel ve büyük bir kent olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, böyle bir kenttin, büyükşehir belediye başkanına ayrı sorumluluklar yüklediğini söyledi.

Antalya'nın çok daha geniş kitlelere tanıtılmasının şart olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, kenti uluslararası vizyona taşıyacak bir belediye başkanının görevde olması gerektiğini kaydetti.

Antalya'nın aynı zamanda bir tarım kenti olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Antalya'da binlerce insan üretiyor, buraya gelen binlerce turistin karnını doyuruyor, burada üretilenler başka ülkelere de gidiyor. Bu durumda çiftçinin kazanması ve daha çok üretmesi lazım. Ama Türkiye tarım alanında özellikle üretimden büyük ölçüde koparıldı. 2018'de Yunanistan'dan pamuk ithal ettik. Buğday, tütün ithal ettik. Tarımsal alan büyüklüğümüz Yunanistan'ın on katı."

Son 8 yılda hayvancılıkta da Türkiye'nin geriye gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kendi çiftçisini desteklemesi gerektiğini belirtti.

Burada sadece belediye başkanının değil, tüm sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının ve her bireyin sorumlulukları olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Birey olarak sorumluluğumuz, gerçekleri geniş kitlelere aktarmaktır. Bunları aktarırsak Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, hangi açmazlarla karşı karşıya olduğunu da aktarmış oluruz." diye konuştu.

"Türkiye hoşgörünün egemen olduğu bir ülkedir"

Türkiye'de son günlerde herkesin terörist ilan edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Öyle bir noktaya geldik ki hal esnafı terörist oldu, kışlık soğanı stoklayan terörist oldu. Pek çok vatandaş terörist oldu. Şu akla bak. Yurt dışından gelen turistler de öyle anlaşılıyor ki terörist olacak. Orada birtakım toplantılara katılan turistleri, buraya geldiğinde yakalayacağız, karakola götüreceğiz. Almanya'daki, Fransa'daki, İngiltere'deki, Amerika'daki toplantılara kimler katıldı, kimler katılmadı. Bunu tespit edeceklermiş, eğer o toplantılara katılan birisi varsa buraya geldiği zaman hemen yakalayıp, karakola götüreceklermiş. Allah akıl fikir versin. Sen barışı, huzuru, birlikte yaşamayı ne zaman unuttun. Elin adamından sana ne? Hadi sen Türkiye'deki hal esnafını terörist ilan ettin, Alman'dan, Fransız'dan, Amerikan'dan ne istiyorsun? Şimdi onlar 'Türkiye'ye gitmeyin' diye propaganda yapıyorlar. Oysa Türkiye bütün dünyaya açıktır, hoşgörünün egemen olduğu bir ülkedir."

"Vatandaşa hesap vereceksiniz"

Belediye başkan adaylarından beklentilerini sıralayan Kılıçdaroğlu, öncelikle yaptıkları her harcamanın hesabını vermelerini istedi.

Hangi projeye ne kadar harcandığı, projenin hangi gerekçelerle yapıldığını vatandaşa anlatmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Nereye, ne kadar harcıyorsunuz, bunu kimlerle yapıyorsunuz, hesabını vereceksiniz. Bu para halkın parası. Bunları yaparsanız demokrasi güçlenecek. Demokrasinin çıkış noktası ödediğin verginin nereye harcandığını sormakla başlar. Bunu soruyorsanız o ülkede demokrasi vardır. Biz hesap vereceğiz ki vatanda da paraların nerelere harcandığını bilecek." değerlendirmesinde bulundu.

Yapılacak her projede mahalle muhtarlarının, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin görüşlerini almalarını isteyen Kılıçdaroğlu, kent ile kırsal arasında sağlıklı bir gelir düzeyi farkının sağlanması gerektiğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarının seçildikten sonra tüm insanları kucaklaması ve eşit davranmasını gerektiğini vurguladı.

"Esnaf sayısı giderek azalıyor"

Kılıçdaroğlu, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinde yaptığı konuşmada ise daha önce Bağ-Kur Genel Müdürlüğü görevinde bulunduğunu ve esnafın sorunlarını çok yakından bildiğini söyledi.

Lafa gelince politikacılar kadar esnafa güzel laf söyleyen başka bir grubun olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, çözüme gelince ise herkesin kaçtığını belirtti.

Esnafa sitem eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"(Kepenkleri kapattık, bittik, geçinemiyoruz, büyük alışveriş merkezleri kuruldu, kimse bize gelmiyor.) diye açıklamalar yapılır. Büyük alışveriş merkezlerini kim kurdu? Hükümet. Kime oy verdiniz? Hükümete. Nasıl oluyor? Gelip güzel güzel konuşuyorlar, her türlü parlak lafları kullanıyorlar. Bir bakıyorsun esnaf sayısı giderek azalıyor. Kendi ayağına kurşun sıkan başka grup görmedim. Kendi ayağına kurşun sıkıyor."

En düşük Bağ-Kur primin 754 lira olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, simitçinin de çöpten kağıt toplayan vatandaşın da esnaf sayıldığını ve Bağ-Kur primi ödediğini anlattı.

Türkiye'de esnaf ve sanatkarların ikinci sınıf muamele gördüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Sizi ikinci sınıf vatandaş haline getiren siyasi partiye nasıl oy veriyorsunuz? Ben bunu anlamıyorum. Suriyeliler dükkan açıyor, vergi veriyor mu? Hayır. Ama siz veriyorsunuz, onlar Bağ-Kur primi ödüyor mu? Hayır. Ama siz ödüyorsunuz. Nasıl bir adalettir bu, nasıl kalkınmadır bu? Buna itiraz etmeniz lazım. Sizin adınıza biz itiraz ediyoruz. Güzel, sizin adınıza biz itiraz edelim, o zaman bize destek vereceksiniz. Vereceksiniz ki biz de sizin hakkınızı sonuna kadar savunalım."

Kılıçdaroğlu, esnafın birbirini kollayan, ülkede terör ve kavga olmasını istemeyen bir topluluk olduğunu vurguladı.

"Türkiye'nin güçlü bir dönüşüme ihtiyacı var"

Türkiye'nin kalkınma planı olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ülke iyi, doğru, dürüst yönetilirse fakirliğin olmayacağını kaydetti.

CHP'li belediyelerde asgari ücretin 2 bin 200 lira olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, 31 Mart seçimlerinden sonra koltuğa oturan belediye başkanlarının da 1 Ocak’tan itibaren asgari ücreti 2 bin 200 lira olarak ödeyeceğini bildirdi.

Siyasetin bir hizmet yarışı olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin futbol kulübü gibi değerlendirilmemesi gerektiğini anlattı.

Siyasi partilerin projelerini, hizmetlerini ortaya koyduklarını, vatandaşın da buna göre oyunu verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bizim A partisine ya da B partisine oy veren vatandaşı suçlama hakkımız yoktur. Oy veren vatandaşa değil, partiyi eleştiririz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin güçlü bir dönüşüme ihtiyacı olduğuna ifade ederek, vatandaştan buna göre oy kullanmasını istedi.