Erzincan MHP İL Başkanı T.Özdemir Özelgül yaptığı açıklamasında şunlara yer verdi; “Fransa parlamentosunun aldığı karar, 21 yüzyılda ifade ve düşünce özgürlüğüne siyasî pranga vuran, ortaçağ zihniyetinden daha karanlık bir adım olarak tarihe geçecektir. Fransız hükümetinin kamuoyunu sürekli karanlıkta tutma çabası boşuna değildir. Çünkü Rousseau'nun çocukları, utanç dolu ayıplı tarihiyle yüzleşmekten korktuğu için gerçekleri gizlemektedir. Fransa'nın geçmişinde öylesine insanlık sabıkaları, öylesine gaddarlıklar vardır ki bunların vebalini, günahını hiçbir uygar toplum kaldıramaz. Fransız askeri tarihinde insanlık dışı katliamlar geniş yer tutmaktadır. Bu ülkenin insan haklarını kendi çıkarları için gözünü kırpmadan çiğnediğine delil aramak için Cezayir'e kadar gitmeye gerek yoktur. Fransız askerlerinin Mütarekeyi takip eden işgal yıllarında Anadolu'da işledikleri cinayetler henüz unutulmamıştır. Fransa o yıllarda en büyük kötülüğü bugün korumacılığına soyunduğu Ermeni halkına yapmıştır. İşte bu yüzdendir ki şuuraltında kendi kanlı geçmişinin suçluluğunu taşımaktadır. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra binlerce göçmen Ermeni'yi eğitip kendi askeri üniformasını giydirerek Türk topraklarına geri getiren Fransa, onları yeniden çirkin ve sonu hüsranla bitecek bir maceraya doğru sürüklemiştir. O günlerde Anadolu'da asıl soykırımı Türkler değil, Fransızların silahlandırdığı Ermeni intikam alayları gerçekleştirmiştir. Çukurova'dan Gaziantep ve Şanlıurfa'ya uzanan coğrafyada, Fransız ve Ermeni katiller eliyle şehit edilmiş binlerce Türkün kanı toprağa karışmıştır. Fransız askerlerinin işgal yıllarında sergiledikleri marifetlerin kimi delilleri, olayların üzerinden 90 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen hâlâ yok olmamıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında verdiği şanlı savunmayla Gazi'lik unvanını alan Antep'teki tarihi binalar, bugün bile Fransız zulmünün şahitliğini yapmaktadır. Kentteki tarihi binalarda, o günlerden kalma şarapnel ve mermi izleri hâlâ durmaktadır. İşgalci Fransızların Gaziantep'te kadın, çocuk, genç, ihtiyar ayırmadan öldürdüğü binlerce Türk'ün hatırası hâlâ tazedir. O acılı yıllarda yaşananlar, bugün bile Gaziantep halkı arasında dilden dile anlatılmaktadır. Hiçbir yasa, hiçbir karar, Fransa'nın geçmişte yaptığı bu büyük kötülüklerin, işlediği büyük günahların vebalini kaldıramayacaktır. Er veya geç gerçekler ortaya çıkacak, asıl suçlular kendi çirkin tarihleriyle yüzleşeceklerdir. Diğer taraftan, geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarmak ve bunları yorumlamak; siyasilerin değil, tarihçilerin işidir. Fransız Meclisi, kendisini bilim adamlarının yerine koyarak gülünç bir karara evet demiştir. Böylesi kararların hedef kitlelere bir faydası olmayacağı gibi, aleyhinde karar alınarak baskı altında tutulmak istenen Türkiye'ye hiçbir etkisi olmayacaktır” diye konuştu.