Mardin’de 651 yıldır ayakta olan Latifiye Cami taç kapısı günümüze kadar en iyi şekilde korunarak ulaşmış olmasıyla dikkat çekiyor.

Mardin, Artuklu Devleti’nden kalma eserleriyle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Günümüzde birçok medrese, kilise ve tarihi mekanlara ev sahipliği yapan Mardin, Artuklu Devleti’nden kalma eserleri en yoğun şekilde görünen kentlerden biri. Mardin’de bulunan ve Artuklu eserlerinden olan Latifiye Camii, 651 yıldır ayakta olmasıyla zamana meydan okuyor. 1371’de Abdüllatif Bey tarafından yaptırılan Latifiye Camii, sosyal medyanın da gücü ile turistlerin uğrak mekanı olmaya devam ediyor. 651 yıldır ayakta olan caminin taç kapısı Mardin kentinde günümüze kadar en iyi şekilde ulaşmış olma özelliğini taşıyor.

“Artuklu mimari eserlerini en yoğun olarak gördüğümüz şehirdir”

Mardin Artuklu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Şerif Tümer, Mardin şehrinin Artuklular için önemli bir kent olduğunu belirterek, “Artukluların 3 başkentini biliyoruz ve bunlar içerisinde en önemli olanı Mardin kentidir. Artuklu mimari eserlerini en yoğun olarak gördüğümüz şehirdir. Şehrin siluetini belirleyici bir etken olarak Artuklu yapıları çok önemlidir. Melik Salih ve Melik Muzaffer döneminde Artuklu sultanlarına hizmet etmiş Latif Bey tarafından yaptırılmıştı. Yapı avluyu da içerisine katarsak kare bir plan özelliğine sahiptir fakat sadece hacim mekanı açısından bakarsak dikdörtgen bir plan olgusu olduğunu görüyoruz. Bu bizim Ulu Cami plan tipolojisi dediğimiz tipolojiye yakındır. Hemen mihrabın önünde ön bölgeyi kapatan bir kubbemiz mevcut, kubbenin doğu ve batı yönlerinde mekan ikiye bölünerek iki sahınlı plan şeması ortaya çıkmaktadır. Yapının içeresinde vakfiye kitabesi vardır. Bizim yapının künyesine dair bilgiler edinebilmemiz açısından önemlidir. Bu vakfiyede buraya hangi gayrimenkullerin vakfedildiği, yapının gerekli ihtiyaçlarının giderilmesi ve tamiratının yapılması gibi konularda bu vakfedilen eserler devreye girecektir. Vakfiye istifli sülüs tarzında yazılmış bir vakfiyedir” şeklinde konuştu.

“Sosyal medyanın gücüyle birlikte ciddi bir ilgi söz konusu”

Dr. Öğretim Üyesi Şerif Tümer, sosyal medyanın camiye olan ilgiyi artırdığını belirterek, “Özellikle son yıllarda sosyal medyanın gücüyle birlikte ciddi bir ilgi söz konusu, turist kafileleri çok sayıda gelmekte. Özellikle Latifiye Camii’nin eyvanlı selsebili insanlara fotoğraf çekebilmeleri için güzel bir arka plan sunuyor olması, insanların sadece bu yapı için Mardin’e geldiğini görüyoruz. Son yıllarda şehrin mimari eserlerinin ortaya çıkarılması amacıyla betonarme ek yapıların yıkılması söz konusu. Aynı durum Latifiye Camii’nin önünü kapatan betonarme yapıların yıkılmasıyla birlikte yapı Cumhuriyet Meydanı’ndan çok daha iyi şekilde görülebilmektedir” dedi.

“Mardin yapıları arasında günümüze en iyi şekilde korunarak gelmiş taç kapı örneğidir”

Tümer, avluya giriş kapısının önemli olduğunu belirterek, “Yapının avluya girişini sağlayan taç kapısı, Mardin yapıları arasında günümüze en iyi şekilde korunarak gelmiş taç kapı örneğidir. Portal mukarnas kav aralığı üzerinde 3 dilimli bir kemer şeklinde tasarlanmış. Altında sülüs karakterlerle yazılmış kitabesi onun iki yanında makıli kitabeler, kapıya girişin hemen üzerinde de kabaralar görülmekte. Kabaralarda altı sekiz kollu yıldızlar içerisine aldığı ve bu İslam mimarisinde çok sık gördüğümüz bir kullanımdır. Aynı kullanımı biz geleneksek Mardin evlerinde de görüyoruz. Dini mimari ve sivil mimarinin çok ciddi bir etkileşimi var. Farklı bir taş işçiliğimiz söz konusu, bizim mimaride güney etkisi olarak adlandırdığımız durumla ilişkilendirebiliriz” ifadelerini kullandı.