Bu kelam Erzincanlı bir arkadaşıma ait..

Burada doğmuş burada büyümüş işi Gereği il dışında yaşamak zorunda kalmış bir arkadaşım..

Ancak bu sadece onun fikri değil. Ara ara şehirden uzak kalıp özlemine dalan bendenizin de fikri aynı , Erzincan'ı dışarıdan sevmek güzel , içeriye girip kalabalığa karışınca kısır tartışmalar, ayak oyunları, karartıyor hasretle yanan kalbimizi..

Peki neden böyle?

Erzincan’ın adında huzur, metaında da nur var, İslam’ın sancaktarları olan veliler bu beldeyi hiç boş bırakmamış, gah Kadiri, gah Nakşi ,gah Bektaşi olmuş bu veliler ve olanca gayretle bu görevlerini ifa etmişler..

İşte şehrin adına anlam katan, kalbimize nur saçan ,hikmet pınarının kaynağı bu veliler.

Allah eksikliklerini vermesin..

Devamla neden böyle ?

Bazen şehir küçük diye düşünüyorum, bazen ticaret kısıtlı diye düşünüyorum, ancak sebep ikisi de olamaz, zira bu iki sebep bu nuru söndürmez..

Ne o zaman ?

Neden kısır tartışmalarla Şehr-i gölgeliyoruz?

Ekonomiyi eline alan onu silah olarak kullanır, makamı eline alan onu silah eder kullanır, hedef belli canım Erzincan lım ne zamana kadar Kızılderili Atasözünde olduğu gibi’’ Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde,son balık avlandığında; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’’ anlayacağız hatamızı..

Ben bunları ancak anlayabildim, başka mı ?

Başka..

Ben bulamadım bulana da aşk olsun..

Saygı ile..