CHP, TBMM’ye Kudüs için genel görüşme önergesi verdi.

Önergede, 1967 yılındaki Arap-İsrail Savaşı’nda o zamana kadar Ürdün’ün kontrolü altında bulunan Doğu Kudüs’ü işgal ve fiilen ilhak eden İsrail’in 1980 yılında Kudüs’ü ebedi başkenti ilan ettiği hatırlatılarak, “Ancak bu karar, İsrail’i Doğu Kudüs de dahil olmak üzere 1967 savaşında işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1967 tarihinde almış olduğu 242 sayılı kararına aykırıydı. Ayrıca BMGK’nın 1980’de aldığı 476 sayılı karar da İsrail’i uyguladığı politikalarda ısrar etmekten vazgeçmeye ve kutsal Kudüs şehrinin statüsünü ve karakterini etkileyen adımlara son vermeye çağırıyordu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kudüs’ün statüsü konusunda aldığı başka kararlar da bulunmaktadır” denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 28 Ocak 2020 tarihinde açıkladıkları ‘Orta Doğu Barış Planı’yla yeni bir evreye ulaştı. Söz konusu plan, Filistin toprakları üzerindeki İsrail işgalini derinleştirerek Batı Şeria’daki bazı bölgeleri ilhak etmeyi hedeflemekte, Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı olarak Kudüs’ün tamamını İsrail’in başkenti olarak tanımakta, Filistinli mültecilerin geri dönüş haklarını ellerinden almakta ve bağımsız bir Filistin Devleti’ni kabul eder gözükürken aslında bu hususu şartlara bağlayarak ve zamana yayarak bağımsız Filistin Devleti’nin geleceğini ipotek altına almaktadır. Trump ve Netanyahu’nun planı, İsrail-Filistin sorununun bağımsız iki devlet temelinde ve Doğu Kudüs Filistin Devleti’nin başkenti olacak şekilde çözümünün önünde bir engeldir. Uluslararası hukuka aykırı olan bu girişimin Orta Doğu’da halihazırda mevcut olan gerilimi daha da artırma olasılığı Türkiye için endişe vericidir. Özellikle Müslüman Filistinlilerin Kudüs’teki kutsal mekanlardaki ibadetlerine zaman bakımından sınırlama getirileceği endişesinin bölgede büyük ölçekli bir gerginliği tetikleyebileceğini uzmanlar ifade etmektedir. Türkiye, şayet doğru politikalar izlenirse bölgemizde giderek artan gerilimi yatıştırabilecek tecrübeye sahip bir ülkedir. Türkiye’nin Orta Doğu’daki sorunların çözümünde arabulucu olarak rol alabilmesi ve bu sorunlardan kaynaklanabilecek tehditleri kendisinden uzak tutabilmesi için TBMM’nin devreye girmesi elzemdir. Türkiye’nin etkin diplomasi yürüterek çatışmaları önlemeye hizmet etmesi ve Filistin halkının haklarını korumayı amaçlayan sağduyulu bir dış politika izlemesi bölgemizin huzur ve istikrarı için yaşamsaldır. Bu nedenle Filistin meselesinin Kudüs odaklı olarak gündeme alınması ve Türkiye’nin atabileceği adımların masaya yatırılması için Anayasanın 98’inci ve İçtüzüğün 102 ve 103’üncü maddeleri gereğince genel görüşme açılmasını istiyoruz.”