Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde İTÜ öğretim görevlisi Prof. Dr. Naci GÖRÜR hocamız bir açıklama yaptı ve Erzincan ve çevresinin risk altında olduğunu, bu riski de 1939 depreminin meydana getirdiğini beyan etti. Bu çok doğru bir tesbit. Ancak işin içine Erzincan ismi girince tedirgin oluyoruz. Ben de naçizane düşüncem olarak yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorum. Yanlız bir farkla ben tarife Erzincan 'ı katmıyorum.  Büyük ölçekte bakıldığında Erzincan bu tarife girebilir. Ancak Erzincan 'dan bakılınca durum tamamen farklı. 39 Erzincan depreminden sonra KAF ta Büyük bir hareketlilik başladı ve deprem göçü dediğimiz bir olayla en son 1999 Marmara depreminde kadar bir dizi deprem meydana geldi. Ve bu silsile Saros körfezine kadar devam edecektir. 39 depremi bir başka bölgeyi de risk altina atmisti. Mutu ile Karlıova Yedisu bölgesini. Bu bölgede son deprem 1780 yılında olmuştu. Yani 240 yıldır susan bir bölge. Su an ülkemizin en riskli bölgesi. Aradan çok zaman geçmiş olmasından dolayı 7 ve üzeri bir deprem beklenebilir. Bu bölgede olabilecek depremin merkez üssü Karlıova Yedisu arasında olacaktır. Erzincan 'a uzaklığı ise yaklaşık 120 km. Sakin 120 km çok yakın diye düşünmeyin. Marmara depremine Tuzla,Pendik, Kartal, Maltepe çok daha yakındı ama hasar bile olmadı. İzmir depremine Çeşme, Narlıdere, Güzelbahçe çok daha yakındı ama hasar bile olmadı. Allak korusun muhtemel Karlıova Yedisu arasında olabilecek depremde de ayni şey olacaktır. 92 depreminden sonraki yapılaşmayı olumlu buluyorum. 92 depreminden büyük hasarın nedeni 83 depremidir. Bu depremin yarattığı hasar dikkate alınmayınca 92 deki hasar meydana geldi. 
Bu sebeple Naci hocanın dediği doğru ancak açılımı yapılmamış bir açıklamadır . 
Tedirgin olmaya gerek yoktur. Bu muhtemel deprem bizi yalnızca korkutur. 
Ama asla tedbiri elden bırakmayacağız. Allah her türlü afetlerden ülkemizi ve tüm insanlığı korusun.