Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı yapıldı.

Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Çetin, girdi maliyetlerinin sürekli değiştiğini belirterek, “Son günlerde fiyatlar haftada bir değişmeye başladı. Enerji ve akaryakıt fiyatları arttı. Şu anda hükümet fiyat artışlarını sınırlıyor, buna rağmen yeni zamlar geliyor” dedi. Pandemi nedeniyle online yapılan Meclis toplantısını, uzun bir aradan sonra ilk kez fiziki olarak gerçekleştirdiklerini belirten Çetin, “Şu anda vaka sayısı azalmış görünüyor, Antalya 100 binde 39 ile en iyi illerden birisi. Yine de pandemi devam ediyor, lütfen maske ve mesafe kurallarına uymaya özen gösterelim. Gençlerimizin de aşı olmasını teşvik edelim” uyarısında bulundu.

“Ekonomide enflasyon, kur artışı, girdi maliyetleri, beklenmedik kararlar yüzünden dalgalarla savrulan bir gemide gibiyiz.” ifadesini kullanan Davut Çetin, “Geçen ay Meclis toplantısı yaptığımızda dolar kuru sekiz buçuk liraydı. Merkez Bankası geçen ay erken faiz indirimiyle bir sürpriz yaptı, dolar 9 lirayı geçti. Merkez Bankası sürpriz yapmamalı, beklentileri yönetmeli dedik, geçen hafta bir sürpriz daha yaptı, faizi 16’ya çekti. Bunun sonucunda dolar 9,8’e kadar çıktı, bir ayda yüzde 14’e yakın artmış oldu. Kur artışı dün sakinleşti, ama olan oldu artık. Şu anda Hazine piyasadan yüzde 18 ile borçlanıyor. Ülke risk primimiz 380’lere gerilemişti, 450’ye kadar çıktı. Dünyada merkez bankaları politika değişikliği öncesinde aylarca piyasayı hazırlıyorlar, sürpriz yapmıyorlar. Herkes hesabını ona göre yapıyor. Çünkü Merkez Bankası sürpriz yaparsa birileri haksız yere para kazanır, ekonomi öngörülemez hale gelir. Merkez Bankası açıklamasında, ’ekonomi yavaşlayacak, enflasyon düşecek’ deniyor. Kur artarken enflasyon nasıl düşecek? Ekonomi enflasyonu düşürecek kadar yavaşlayacaksa bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedi.

Çetin, “Girdi maliyetleri her gün değişiyor, fiyatlar artacağı için mal verilmiyor. Son günlerde fiyatlar haftada bir değişmeye başladı. Enerji ve akaryakıt fiyatları arttı. Şu anda hükümet fiyat artışlarını sınırlıyor, buna rağmen yeni zamlar geliyor. Dünyada da enerji fiyatları arttı, dünyada da enflasyon var, ama dünyada enflasyon yüzde 5 düzeyinde. Bulgaristan’da enflasyon yüzde 5, Yunanistan’da yüzde 6. Enflasyonda bizden yukarıdaki ülkeler Sudan, Lübnan, Suriye, Arjantin, İran, Angola gibi ülkelerdir. Bu durumunun nedeni dövizin sürekli artmasıdır.” diye konuştu.

“Ekmeğin içinde bile döviz var”

Kişi başı gelirin indiğini belirten Çetin, “Emeğimizi, ülkemizin parasını, ülkemizin üretimini ucuzlatıyoruz ki yabancı gelsin. Ama döviz artışı nedeniyle milli servetimizin değeri düşüyor, fakirleşiyoruz. Kişi başı gelir 8 bin dolara doğru iniyor. Kimse dövizden bize ne diyemez, çünkü ekmeğin içinde bile döviz var. Bir yandan ekonomi canlansın diye kamu bankaları faizi düşürdü, ama bu bir cepten alıp diğer cebe vermektir. Dolayısıyla bu faiz indirimleri kalıcı çözüm değildir, bunu geçen yıldan biliyoruz. Bu inşaat maliyetleriyle konut almaya kredi yetmez. Dolayısıyla bu enflasyonla büyüme ve istihdam nasıl olacak o da belli değildir. Şimdi asgari ücret artışı da gündemdedir. Kuşkusuz asgari ücretin artması gerekir, çünkü bu kadar enflasyon sosyal barışı bozar. Fakat enflasyon düşmezse ücret artışı da kurtarmaz. Elbette paniğe kapılmaya gerek yoktur, Merkez Bankası rezervi ekside de olsa kısa vadede idare edebilir. Fakat gelecek aylarda dünya sermaye piyasasında dalgalanmalar, faiz artışları bekleniyor. Dua edelim ki Fed faiz artışına geçmesin.” dedi.

“Gübre ihracatı”

Pandeminin üretim çarkını etkilediğini belirten Çetin, “Ayrıca iç ve dış politikada da sakinleşme zamanıdır. Ekonomiye bir de siyasi riskleri yüklememeliyiz. Her siyasi dalganın ekonomiye de bir maliyeti oluyor. Ekonomide düzen bozulunca ayaküstü alınan kararlar görmeye başladık. Geçen hafta çimento ile birlikte gübre ihracatı da kayda bağlandı. Salı akşamı arkadaşlarımız aradığında Rifat Hisarcıklıoğlu başkanımızla Gazipaşa’dan dönüyorduk, yolda bu konuyu konuştuk. Ertesi gün fuarda arkadaşlarımız da geldiler, arada görüştüler. Sorun tamamen sektörle istişare edilmeden ayaküstü karar alınmasından kaynaklandı. Girişimler yapıldı, konu anlatıldı. Kısıtlamaya tabi genel GTİP numaraları düzeltildi. Antalya’nın ihracatında ağırlıklı olan organik gübreler ve özel gübreler için kısıtlama kalktı. Zaten pandemi dünyada üretim çarklarını bozdu, tedarik zincirleri kırıldığı için birçok girdi temin edilemiyor.” şeklinde konuştu.

“Turizmde 2019’un yüzde 58’i gibi bir düzeye ulaştık”

İş yeri ve girişimci sayısının arttığına değinen Çetin, “Antalya ekonomisinde 2021 yılı turizm sezonunun sonuna geldik. Geçen hafta itibariyle 2019’un yüzde 58’i gibi bir düzeye ulaştık. Elbette fiyat ve karlılık daha geriye gitti. Ekim ayının üçüncü haftasında günde 50 bin civarında yabancı ziyaretçinin gelmesi kuşkusuz bizi memnun ediyor. Antalya’da 2019 yılında SGK’ya kayıtlı işyeri sayısı 62 bin, 2020’de biraz düşmüş, 2021’de 67 bine çıkmıştır. Turizmde işyeri sayısı restoran ve kafelerle birlikte 7 bin 708’den 8 bin 51’e yükselmiştir. Tarım bin 155’den bin 510’a çıkmıştır. Ticaret sektöründe işyeri sayısı 19 bin 794’ten 21 bin 390’a çıkmış. İmalat sanayi işyeri sayısı 4 bin 742’ye yükselmiştir. İnşaat 4 bin 800’den 5 bin 800’e çıkmış. Bu rakamlar işyeri sayısıdır. SGK’ya kayıtlı toplam esnaf ve işveren sayımız ise 2019’da 91 bin iken 2021’de 106 bine çıktı. Yani pandemiye rağmen, turizmde 2019’un çok altında olmamıza rağmen işyeri sayısı da esnaf-girişimci sayısı da artmaya devam etti. Gördüğünüz gibi, 2019’dan bu yana gelirimiz reel olarak artmadı, ama işyeri ve esnaf sayımız arttı. Bu da Antalya ekonomisinin cazibesini göstermektedir. Diğer taraftan bunun oluşturduğu sıkıntılar da var. Ekmek aynı, ama bölüşen sayısı artıyor. Sermayesi güçlü olan, satışını ve fiyatını artırabilen kazanıyor, artıramayan kaybediyor. Kredi ihtiyacı ve talepleri artıyor. Vergi indirimi talepleri artıyor” dedi.

“Bu yıl turizm sezonu uzadı”

Antalya’da bu yıl turizmin uzadığını söyleyen Çetin, “Antalya olarak biz karamsar olmayacağız. Bu yıl turizm sezonu uzadı, Ekim sonunda kentte ve Kaleiçi’nde turist var. Antalya’da nüfus artışı, diğer illerden göç ve yabancıların konut alımları bu dönemin daha az hasarla atlatılmasını sağlamaktadır. Yabancılara konut satışı 9 ayda 7 bin 255’e ulaşmıştır. Antalya’nın şansı güzelliğidir, cazibesidir, ticarette sağlam duran uzun dönemde bu şehirden kazanmaktadır. İnşallah bu sıkıntıları da gelecek yıl aşmış oluruz ve ekonomide daha güzel şeyler konuşabiliriz” şeklinde konuştu.

“Bal tutan parmağını yalar sözü kural haline gelmemelidir”

Son olarak Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Çetin, “Bu nedenle Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle ülkemizin birlik ve beraberlik içinde gelişmesi için dilek ve temennilerimizi bir kez daha dile getirmek istiyorum. Ekonomide istikrar kadar ihtiyacımız olan şey uzlaşma, saygı ve güven iklimidir. Bunun için Anayasamızda yer alan Cumhuriyetimizin ilkelerine sahip çıkılmalı, Devletimizin kurumları siyasi müdahale, ayrışma ve gruplaşmadan uzak tutulmalıdır. Yargı bağımsızlığı, liyakat sistemi, eğitimde kalite gibi ilkelere önem verilmelidir. Teröre, yolsuzluklara, kanun dışı oluşumlara karşı topyekün bir mücadele yürütülmelidir. Bal tutan parmağını yalar sözü kural haline gelmemelidir. Kanun dışına çıkan kim olursa olsun hesabını vermeli, adalet, kamu güveni ve vicdanı tesis edilmelidir. Bu ilerlemeyi hep birlikte başarabiliriz ve başarmak zorundayız. Çünkü Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken güzel ülkemize yakışan şey budur. Biz bu ülkenin, devletin ve milletin sorumluluğunu taşıyan köklü bir kurumuz. Bu nedenle yıllardır, milli uzlaşma çağrısı yapıyoruz. Meclisimizde bu konuda her zaman örnek bir topluluk olmuştur. Bu inanç ve düşüncelerle Cumhuriyet Bayramı’nızı gönülden kutluyorum” ifadelerini kullandı.