Ankara’nın Polatlı ilçesinde 22 Haziran 2018’de 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın cinsel saldırıya uğrayıp öldürülmesine ilişkin görülen davada cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıklamak üzere dava dosyasının kendisine verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosyanın savcıya verilmesine hükmetti. Sanık Uğur Koçyiğit’in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 17 Nisan’a erteledi.

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya Eylül Yağlıkara’ya cinsel saldırıda bulunduğu ve ardından öldürdüğü iddia edilen tutuklu sanık Uğur Koçyiğit ile cinayete yardım ettiği belirtilen annesi tutuksuz sanık Huriye Koçyiğit katıldı. Yağlıkara’nın annesi Şerife ve babası İbrahim Yağlıkara da duruşmayı takip etti. Davanın bugünkü celsesinde sanık Uğur Koçyiğit’in eşi Halime Koçyiğit tanık olarak dinlendi. Bildiği hiçbir şeyin olmadığını, sadece olup biteni anlatmak istediğini belirten Koçyiğit, "Tatil nedeniyle Uzunbeyli köyündeydik. Olaydan bir gün önce Polatlı’ya geldim. Bir gün sonra olay patladı. Kaynanam beni aradı Eylül’ün kaybolduğunu ve ortada bulunmadığını söyledi. Akşam olduğunda kaynanam telefonla tekrar beni aradı ve polislerin geldiğini, evlerde araştırma yaptıklarını söyledi. Aynı gün akşamı 23.00 sıralarında Uğur Polatlı’ya geldi. Daha sonra Uğur babasıyla 15 dakika konuştu. Sonra benim yanıma geldi ve Eylül’ü kastederek ’kızdan herhangi bir haber var mı’ diye soruyordu sürekli. Ben de bir haberimin olmadığını söyledim. Saat 00.00 sıralarında polis eve geldi ve Uğur’u alıp götürdü" ifadelerini kullandı.

Olayın ardından sanık ve eşinin telefonları dinlemeye alınmıştı. Bu dinleme sırasında kaydedilen telefon görüşmelerinin içerikleri tanığa soruldu. Mahkeme başkanı, "Uğur ile konuşurken ’bu neyin nesi? Her şey senin üstünde çıkıyor’ şeklinde ifadelerin var. Bununla neyi kastettin’ diye sorması üzerine tanık Koçyiğit, "Olayın şokundaydım. Ne olup ne bittiğini bana anlatmasını istedim. Bana, sadece ’bir hurdacı geldi, bana sigara verdi ve sonra ne olduğunu hatırlamıyorum’ dedi" şeklinde cevap verdi.

Sanık Koçyiğit’in "Yanıma gel bir tane şahit bulmamız gerekiyor" ifadelerine ilişkin ise tanık Koçyiğit, "Gelemeyeceğimi söylediğimi hatırlıyorum ama ne şahitliği için çağırdığını bilmiyorum" dedi.

Mahkeme başkanının, "Eşinle konuşurken ’senin gömleğinde çocuğun salyası çıkmış’ diye sormuşsun. Bunu neden sordun" şeklindeki sorusuna Halime Koçyiğit, "Polisler bana kızın salyasının bulunduğunu söylediği için bu hususu sordum. Olaydan bir gün önce kızın kamyonun üstünde oynadığını, kızın aşağıya inememesi üzerine yardım ettiğini, salyasının bu nedenle bulaşmış olabileceğini söyledi" diye konuştu.

Dava 17 Nisan’a ertelendi

Tanık ifadesinin ardından söz verilen cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere dava dosyasının kendisine verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosyanın cumhuriyet savcısına verilmesini kararlaştırdı. Sanık Uğur Koçyiğit’in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 17 Nisan’a erteledi.

"Çocuğumun kanı yerde kalmasın"

Yağlıkara ailesi ve avukatı, dava sonrası Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. "Çocuk istismarına dur de", "saklama ihbar et", "tacizi affetme vicdanını kirletme" ve "istismar felakettir sessiz kalma" dövizleri taşıyan grup, sık sık "çocuklar vatandır vatanına sahip çık" sloganları attı. Basın açıklaması yapan Şerife Yağlıkara, "Çocuğumun kanı yerde kalmasın, adalet yerini bulsun, böyle caniler ortalıkta gezmesin istiyorum. Yüce adalete güveniyorum. Eylüller artık ölmesin, yeter" dedi.

"Benim gibi nice babaların da ciğeri yanmasın"

Eylül’ün babası İbrahim Yağlıkara ise sanık hakkındaki kararın bir an evvel verilmesini istediklerini belirerek, "Biz yıprandık. Benim gibi nice babaların da ciğeri yanmasın. Eylül pırlanta gibi bir kızdı. Çocuğumu anne, oğul öldürdüler. İkisinin de aynı cezayı almasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

Avukat Pelin Uzun da, "Bugün bütün deliller toplanmış olmasına rağmen, dosyada eksiklik olmamasına rağmen savcı tarafından mütalaa için süre istendi. Canavarca bir suç işlendi. 1.5 senedir yargılama devam ediyor ve ailenin acısı da devam ediyor. Biz bir sonraki celsede karar verilmesini isterken duruşma 17 Nisan’a ertelendi. Geç gelen adalet adalet değildir" şeklinde konuştu.

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan ise, "Ülkenin her yerinde çocuklar için mücadele ediyoruz. 25 kilogram bir çocuk cani bir katil tarafından azmettiricisiyle birlikte katledildi. Bugün Eylül için adalet isterken diyoruz ki geç gelen adalet adalet değildir. Bu çocuğumuz katilin elinin kaçıp babasına ulaşmaya çalışırken yeniden alınıp içeride katledildi" diye konuştu.