Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’de başlatılan ‘Bahar Kalkanı’ harekatına Bitlis’teki sivil toplum kuruluşları (STK) destek verdi.

Bitlis’te Medeniyet Platformu ve Eğitime Destek Platformu üyeleri tarafından TSK’nın başlattığı ‘Bahar Kalkanı Harekatı’na destek vermek amacıyla basın açıklaması yapıldı. STK’lar adına açıklamayı okuyan Medeniyetler Platformu Dönem Sözcüsü Cengiz Şahin, ‘Arap Baharı’ sürecinin bir parçası olarak Mart 2011’de başlayan Suriye iç savaşının halen devam ettiğini, bu süre zarfında komşu coğrafyada bulunması ve bölgenin en etkin öznesi olması sebebiyle Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelerden en çok etkilenen devlet olduğunu söyledi. Şahin, Türkiye’deki iç güvenlik ve terörizm tehlikesinin katlanılamaz bir seviyeye ulaştığını, sınır ötesi operasyonların da gerekli kılındığını belirterek, “Bugün İdlib merkezli sorunun tırmanışa geçmesiyle askerî operasyonu bir mecburiyet hâline getirmiştir. Bizler de, her kritik dönemde milletimizin ve devletimizin yanında olduk. Bugün de, İdlib’de gerçekleşen hain saldırıya ilişkin tepkimizi gösteriyoruz. Öncelikle vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve metanet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun” dedi.

Askerlerimizin İdlib’de hem ülke sınırlarımızı hem de mazlumları korumak amacıyla orada bulunduğuna işaret eden Şahin, “Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan zulümlere, yüz binlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine dünya sessiz kaldı ve kalmaya devam ediyor. Türkiye’nin gerek içte ve gerekse dışta barış ve huzur odaklı çabalarıysa maalesef başta BM olmak üzere pek çok ülkede karşılık görmedi. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devletidir. Anayasamız ve ilgili mevzuatımız, uluslararası hukuku göz ardı etmez. Üyesi bulunduğumuz uluslararası toplum içindeki ilişkilerin zeminini oluşturan uluslararası hukuk kurallarını ihlâl etme yönünde bir eğilime de sahip değildir. Bu çerçevede, Suriye’de yaptığımız sınır ötesi askerî operasyonlar da uluslararası hukukun meşru kabul ettiği bir çizgide gerçekleştirilmektedir. Milli güvenliğimiz ve anayasal düzenimize açık tehdit oluşturan terörist kalkışmalara müdahale etmek, uluslararası hukuka uygundur. İşte bu hain rejim güçleri, askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez. Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur. Devletimiz ve ordumuz bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir ve vermeye devam edecektir. Bahar Kalkanı harekâtıyla da bölgede yer alan tüm terör unsurlarına anında ve en ağır şekilde gerekli cevap verilmiştir. Biz millet olarak bugüne kadar her türlü zorluğun üstesinden geldik, inşallah ilelebet gelmeye devam edeceğiz. Mevzu bahis vatan ise, tüm siyasi görüş ve fikri ayrılıklar bir tarafa bırakılmalıdır. Gün birlik, beraberlik ve dayanışma günüdür. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Bizde Bitlis STK’ları olarak şanlı bayrağımızın altında kenetlendik ve Bahar Kalkanı harekatını destekliyor, katil rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletimizin ve kahraman ordumuzun yanındayız. Rabim ordumuzu muzaffer kılsın” şeklinde konuştu.

Yapılan açıklamanın ardından STK temsilcileri İdlib’de gerçekleştirilen saldırıda şehit olan Mehmetçikler için dua etti.