Her yer içinde bulunandan alır şerefini değerini…
Mekkeyi mekke eden mescidil haram değil mi? alalım Kabeyi oradan taş yığını çirkin bir yer kalır , insanları varlığı insanlığa ve dünyaya kattıkları değerlerle eş değerdir,tıpkı kentler gibi kentleri değerli kılan bağrında sakladığı değerlerdir.
Bunlar bazen ölü bazen diri nur saçarlar etraflarına , tarihi boyunca hep mümtaz şahsiyetleri eksik etmeyen Erzincan her türlü hata ve isyanımıza rağmen hala bize cömert davranır. Pir Muhammed bahaddin Erzincan i ile başlar net bildiğimiz hak aşıklarının nuru ve günümüze kadarda devam eder. Geçmişten bu güne bir çok medeniyete ev sahipliği etmiş olan şehir ayrıca dinler kültürünün de zengin mekanlarındandır. Kilise ve tapınak izleri hala şehadet eder yaşayanların varlıklarına .
Peki neden bu kadar zenginliğin içinde sessiz ve korkak olmuşuz?
Çok başlı güç odakları şehirde yaşamayı o kadar zorlaştırıyor ki çareyi hicretten başka yolda bulamayan insanların sayısı git gide artıyor, yolda yürürken tanıdık sima sayısı iyice azalmaya başladı, korkar olduk haksızlıklara itiraz etmeye adalet için onlarca savaşların olduğu topraklarda adaletsizliklere sessiz kalmakta bulmuşuz çareyi , bizden birini sindirip söndürürlerken biz susmuşuz ve izlemişiz parçalanmasını. Ev danasından inek olmaz demiş ve süslemişiz evladımıza yapılan zulmü ve yine sessiz kalmışız iftira ve haksızlıklara , bunu hep merak ettim;
Yarabbi neden biz böyleyiz ?
Cevap olarak ancak şunları bulabildim depremler bizi korkutmuş, ölümler bizi küstürmüştü hayata , iyi ama zor zamanlar büyük insanları doğurur du ve biz depremlerden hep bir hep beraber daha güçlü çıkmamışmıydık? Komşuluklarımız daha samimileşmemişmiydi? Tamam türkülerimizdeki efkarı gamı buna bağlarım tamam tamam da ;
Biz niye korktuk? niye sindik ?
Dışarıdan gelenler yada dışarıda olanlar hangi cesaretle bize bu kadar hakim oldu ve hüküm eden oldular ,biz bize sahip çıkmaz ise el bizi vurur dağıtır. Tamam dışarı dada olsa onlarda bizden biri onlarda bizim ama şehrin her zorluğunu çeken biz kendi idarecimizi muhtarımızı yada müdürümüzü seçerken de kendi özgür irademizle karar vermeliyiz ki şehir karakter zafiyetine uğramasın, çünkü bizi en iyi biz biliriz. Kim kimdir ? Aslı nedir? Adabı nedir? Edebi nedir? Öğrenmek 10 dakikadır bizde.
Bizi en iyi biz biliriz, eğer daha güçlü bir kentte daha kaliteli ve dirayetli bir nesil bekliyorsak , dayatmaya karşı durup hakkın yanında durmalı evladımıza da sahip çıkmalıyız, yoksa daha evvel olduğu gibi yitip gittikten sonra çok vahlanır ve üzüntü ile anarız haksızlıklarımızı,
Terzi baba yı anar biri birimize kor der vururuz damgayı, rahmetli siyasilerimizi anarken yahu kıymetini bilemedik der ve geçeriz ..
Bunları dememek için, daha yaşanabilir bir şehir için her tarafı nurla dolu şehre hakkını verebilmek için haksızlıklara dur diyerek ceddimize ne neslimize sahip çıkalım..
Ez cümle şehir bizim ahlaklısıda, ahlaksızıda, edepliside, edepsizide, deliside ,veliside bizim, bizi biz eden renklerimiz renklerimizi soldurmadan bizi bize küstürmeden bir hayat sürdürmemiz dileği ile…
Sevgi saygı hürmetle….