Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi’nin en yaşlı üyesi olan 101 yaşındaki Tuki isimli kaplumbağa, büyüklüğüyle dikkat çekiyor. Yaşlı kaplumbağanın bakıcısı ise Tuki’yle adeta evladı gibi ilgileniyor.

Kocaeli’nin Darıca ilçesinde içinde 250’nin üzerinde türü ve 3 binin üzerinde hayvanı barındıran Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi’nin en yaşlı üyesi 101 yaşındaki kaplumbağa, görüntüsü ve büyüklüğüyle dikkat çekiyor. 1920 yılında yani Cumhuriyet’in ilanından 3 yıl önce doğan Aldabra Kaplumbağası Tuki, Türkiye’nin en yaşlı kaplumbağası olarak gösteriliyor. Aldabra Kaplumbağalarının yaklaşık 250 yıl yaşayabildiği biliniyor.

101 yaşındaki kaplumbağaya evladı gibi bakıyor

22 yıl önce hayvanat bahçesine getirilen ve şu anda buranın en yaşlı üyesi olan Tuki’nin geldiği günden beri bakımını Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi Sürüngenler Bölümü Başbakıcısı Reşat Aydın yapıyor. Sabah erken saatlerde işinin başına geçen Aydın, Tuki’yi her gün iki kasa yeşillik, meyve ve sebzeyle besliyor. Yılladır bakımını yaptığı Tuki’yi adeta bir evladı olarak gören Aydın, yaptığı bakımların yanı sıra Tuki ile sohbet ediyor ve onun kendisini anladığını düşünüyor. Aydın, yaşlı Tuki sıcak havalardan bunalmasın diye onu sürekli hortumla yıkayarak serinletmeyi de ihmal etmiyor.

“Cumhuriyet kurulmadan önce vardı bu hayvan”

Tuki’nin 22 yıldır kendileriyle birlikte olduğunu söyleyen Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi Sürüngenler Bölümü Başbakıcısı Reşat Aydın, “Bu hayvan buranın maskotu oldu artık. Gelen herkes bu hayvanların kaç yıl yaşadığını soruyor. Aldabra kaplumbağaları 250-300 yıl arasında yaşıyor. Tuki, 12 Nisan 1920 doğumlu. Cumhuriyet kurulmadan önce vardı bu hayvan, şu anda hala yaşıyor. Şu an 101 yaşında. Artık bizden sonra kaç yıl yaşar, onu Allah bilir. İnşallah daha uzun yıllar yaşar. Çocuklarımız görür mü bilemem. Yıllardan beri bunlara bakıyoruz, sürüngenlerle ilgileniyorum, başbakıcıyım. Sabah gelip bunlarla uğraşıyoruz, akşam evimize gittiğimizde ‘Acaba hayvanlarımız ne yapıyor?’, ‘Sağlığı iyi mi?’, ‘Acaba üşüyor mu?’ diye düşünüyoruz” dedi.

“Bunlar bizim bir evladımız gibi oldu”

Bakımını yaptığı hayvanlarla sohbet ettiğini de kaydeden Aydın, “Bunlar artık bir evlat gibi oldu. ‘İnsan yılana, timsaha alışır mı?’ diye düşünülebilir ama alışıyormuş demek ki, her şey insana bağlı. Hayvana nasıl davranırsan karşılığını mutlaka alırsın. Benim evlatlarım yokken Tuki buradaydı. Şimdi benim 3 tane çocuğum var. Onlarla hemen hemen aynı tutuyoruz. Tabii ki kolay değil, her sabah gelip temizliğini yapıyoruz, yemeğini veriyoruz. Bunlar bizim bir evladımız gibi oldu. Onunla sohbet ediyoruz, konuşuyoruz. Ne kadar anlıyor bilemem ama bana göre anlıyor. Çağırdığım zaman geliyor, yıkamak istediğim zaman hortumu elime aldığımda hemen yanıma geliyor. Yıkanacağını anlıyor” diye konuştu.

“Bu hayvanlara sadece insanlar zarar veriyor”

Aldabra kaplumbağalarının Türkiye’de sadece hayvanat bahçelerinde görülebildiğini vurgulayan Aydın, “Bunlar dışarıda yaşamazlar. Doğada sadece bizim kara kaplumbağalarımız var. Aldabra kaplumbağaları Hint Okyanusu adalarında yaşıyor. Türkiye’de bulunmazlar, sadece hayvanat bahçelerinde görebiliriz. Bunlar diğer hayvanlara göre daha uzun yaşıyorlar. Çünkü bunlara kimse dokunmuyor. Ne diğer hayvanların bunlara bir zararı var ne bunların diğer hayvanlara bir zararı var. Bu hayvanlara sadece insanlar zarar veriyor” şeklinde konuştu.

“İlk başta taş zannediyorlar”

Parka gelen ziyaretçilerin Tuki’yi gördüğünde çok şaşırdığını aktaran Aydın, “Tuki’ye günlük 2 kasa yeşillik veriyoruz. Yeşillik olmadığı zaman meyve, sebze veriyoruz. Arada bir serinlesin diye karpuz veriyoruz. İnsanlar Tuki’yi gördükleri zaman çok şaşırıyorlar. İlk başta taş zannediyorlar. Ama sonra kaplumbağa olduğunu fark edince kaç yaşında olduğunu soruyorlar. 1920 doğumlu deyince önce hesabını yapamıyorlar. 101 yaşında olduğunu söyleyince çok büyük olduğunu söylüyorlar. Bende onlara ‘Maşallah deyin’ diyorum. Burada en çok ilgi gören hayvanlardan bir tanesi bu” ifadelerini kullandı.