Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonFed) Genel Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, “Yasaklı ırkların barınaklarda tedavisizlikten, bakımsızlıktan ve açlıktan öldüğüne defalarca şahit olduk. Şahit olmakla birlikte tutanak altına alınmasını da sağladık” dedi.

HayKonFed Genel Başkan Yardımcısı Özkan, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı değerlendirmede, yasaklı ırk hayvanların barınaklarda ölüme terk edildiğini, tedavisizlikten ve açlıktan kaynaklanan sebeplerden dolayı öldüğünü söyledi. Toplumun yasaklı ırk hayvanlardan onları tanımadıkları için korktuğunu, gerçekten tanısalar korkuya yer olmayacağını belirten Özkan, “İnternetlerini açtıklarında bu hayvanların ırkı nedir, nasıl olmuştur. Yurt dışında bu hayvanlar nasıl, bunları görseler inanın yurt dışında çoğu ülkede bu hayvancağızlar bebeklere resmen dadılık yapıyor. Bizim ülkemizde de o kadar, kediden daha uysal hayvancağızlar var. Biraz önce buradaki hayvancağız da gördüğümüz gibi. İnsanlar bunu bilseler buna yasaklı ırk demezler. Burada çok yanlış bir algı var” diye konuştu.

“Eğer bu hayvanın sahibi ne kadar insancılsa hayvan da o kadar insancıldır”

Yasaklı ırkların sahibinin ne kadar insancıl olursa hayvanın da o kadar insancıl olacağını ifade eden Özkan, “Sahibi illegal insansa, o hayvanı nasıl yetiştirdiyse hayvan da öyle olur. Nasıl ki küçücük bir çocuğun beynini yıkayarak o çocuğu illegal yetiştirirseniz o çocuğun ömrü kötü yollarda geçer. İşte bu hayvan da öyle. Burada yapılacak bir an önce bu sahiplerden iyi insanlara geçişinin sağlanması. Yasaklı ırklar barınaklara genelde komşular arasında yaşanan husumet ile asılsız ihbarlar, asılsız şikayetler ile Tarım Bakanlığı’na yapılan bu şikayetler neticesinde bu uysal kedi gibi olan hayvanlar ailelerden kopartılarak barınaklara, ölüm hücrelerine gönderiliyor” sözlerini kullandı.

“Yasaklı ırkların barınaklarda tedavisizlikten, bakımsızlıktan ve açlıktan öldüğüne dair defalarca şahit olduk”

Yasaklı ırkların barınaklarda tedavisizlikten, bakımsızlıktan ve açlıktan öldüğünü iddia eden Özkan, şöyle konuştu:

“Şahit olmakla birlikte tutanak altına alınmasını da sağladık. Bu konuda tutanak da tanzim edildi. Özellikle bu komşu husumetinden şikayetle alınan yasaklı ırklar belediyelerin ölüm kampı barınaklarında birer metre karelik ölüm hücrelerine tıkılıyor, orada maalesef bu hayvanlara bakılmayan o kadar barınak var ki buralarda bu hayvanlar ve hatta oralardaki barınak görevlileri tarafından barınaklarda çalışan insanlar belediyelerin uygun olmayan hareketlerde bulunup, cezalandırıp en son barınağa gönderdiği kişilerden oluşuyor. Hepsini kastetmiyorum ama çoğunluğu böyle o arkadaşların.”

“Kötü köpek diye bir bilinç yoktur”

Pitbull cinsi bir yasaklı ırk sahibi olan Ozan Gönün ise, kötü köpek diye bir bilinç olmadığını, hayvanların ne verilirse onu aldığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Kötü köpek diye bir bilinç yoktur. Siz ne verirseniz bunlar onu alan hayvanlar. Siz bir küçük çocuğu nasıl yetiştiriyorsanız hayvanınıza tıpkı onun gibi davrandığınız zaman nasıl ki bir çocuğunuzu dövmeyecekseniz, kötü söz sarf etmeyecekseniz, yalnız bırakmayacaksanız, karanlık yerlere kapatmayacaksanız, korkutmayacaksanız aynısı. Bunlar kısaca hiçbir zaman büyümeyen, her zaman evinizde, yanınızda size muhtaç olacak bebekler, çocuklar. Bir çocuğa, bir bebeğe nasıl davranıyorsanız aynen o şekilde davranacaksınız. Yoksa köpeğin cinsiyle, ırkıyla herhangi bir alakası yok. Pitbull olarak doğmayı seçmek onların elinde olan bir şey değil. O yüzden sevginin iyileştiremeyeceği hiçbir şey yok. Benim köpeğim çok zor şartlardan alınmış bir hayvan. Hiçbir sorunumuz yok. Mahallemizde herkes tanır, sever, hiçbir problem yaşamadık.”