Prof. Dr. Naci Görür’ün Erzincan ile ilgili deprem tahmini konuyu hem mesleki hemde özel ilgi alanım olduğu için tekrar güncelleme sebebim oldu.

Şehrimizde deprem ve şehir noktasında ciddi tecrübesi olan bir çok insanımız var, 92 depremi ve sonrası binaların depreme karşı tepkilerini ölçme imkanı bulmuş, o zaman şehrimizde yapılan bir çok uygulamaya birebir katkı sunmuş insanlarımız var.

Bu alanda üst yapı anlamında en tecrübeli isim 3 ay önce Erzurum çevre şehircilik il müdürlüğünden emekli olan sayın Rahmi Şenocak beydir, altyapıda ise şehrin dörtbir yanını hem yer altı suları çalışmasındaki tecrübesi hemde jeolojik çalışmaları ile sayın Selahattin Ayan beydir ve daha çok isimler.

Bu isimler memlekete çok hizmetleri olmuş talep halinde bilgilerini esirgemeyecek uzmanlaşmış evlatlarımızdır.

Şehrimizde deprem fay hattı bilinenin aksine Fırat kenarı değil kırklar tepesinin arkasındaki düzlükten, keşiş dağının eteğinden geçer, yani biz nehirden uzaklaşarak deprem merkezinden uzaklaşmıyor aksine yaklaşıyoruz, bilinçlendirme ve bilgilendirme yetersizliği yüzünden şehir sürekli kuzeye doğru açılıyor.

Peki biz Erzincan da yaşayanlar ne yapabiliriz?

Birincisi, mevcut yapı kullanıcıları evdeki mobilyaları duvarlara sabitleyerek ilk adımı atmalılar, evlerinde her ihtimale karşı deprem çantası bulundurulmalı, araçlar duvarlardan uzak açık alanlara park edilmeli, vitrin vari eşyalarda kırılacak ağır eşyalar konmamalı gibi.

İkincisi, yeni yapılarda ki bu alanda asli görev belediye ve çevre şehircilik iş müdürlüğüne düşmektedir. 

Yeni binalara doğal izolatör görevi görecek alanlar uygulanmalı (bu konuda Rahmi bey en doğru adres tüm detaylar alınabilir) bina çevrelerinde binanın sarsıntı anında enerjisini boşaltacak harekat alanı bırakılmalı, yada ona göre uygulama yapılmalı, Toki konutlarında uygulanan duvar kolon kiriş birleşim nokta detayları güçlendirme ile desteklenmelidir.

Bir diğer konu beton yapımında kullanılan agregadır. Önceki betonlarda genelde dere yataklarından alınan çakılın ebatlandırılması ile elde edilirdi, böyle üretilen betonda bir çok defa Sayıştay uzmanlarınca sakıncalı olduğu raporlanmıştı, bu uygulamayıda şehirde yeterince var olan kırma taş olarak zorunlu hale getirip beton kalitesi denetim altına alınmalıdır.

Bu alanda da çok fazla alternatif var yeterki biz bilmek isteyelim.

Yukardaki konular dışında en az onlar kadar önemli bir diğer husus ise, olası deprem sonrası şehirde insanların genel ihtiyaçlarını karşılayacak alanlar oluşturmak, bu konuda ilimiz çok şanslı, her mahallede bulunan mahalle parklarına konacak WC ve sosyal donatı alanları olası deprem sonrası şehirde hayatın aksamaması ve normale dönüşe ciddi katkı sunacaktır.

Arkadaşlar deprem artık şehrimizin değil dünyamızın gerçeği.

Şu konudan artık sıyrılalım, deprem olursa şehir boşalır, nereye gidecekler gidenler, deprem olmayan yer kaldı mı?

Şunu unutmayalım 92 depreminden sonra şehrimizde yapılan yapılar ülkemizdeki ortalama kalite ve sağlamlığın çok üzerindedir.

Bizler sadece tedbirli olalım biz tedbiri aldıktan sonra takdir alemlerin rabbi olan Allah’ın dır.

Biz gelene razıyız.

Mevla her türlü afattan şehrimizi muhafaza buyursun, amin.

Saygı ile..