Özellikle son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın restorasyon ve rekonstrüksiyon işlerine ağırlık vermesiyle, tarihi eserlerin günümüze kazandırılmasına önem verdiğine dikkat çeken Heykel Kafası Mimarlık CEO’su Abdulkadir Akdemir, bu çalışmaların gün geçtikçe daha da artacağına dikkat çekti. Akdemir, “Modern mimarinin sonuna geliyoruz. Önümüzdeki 10 yıl geçmişinden beslenen ve mazisinden ilham alan mimarileri günlük hayatta daha çok göreceğiz” dedi.

Türkiye’de Roma ve Batı mimarilerinden esintiler taşıyan geleneksel mimari hakkında değerlendirmelerde bulunan Heykel Kafası Mimarlık CEO’su Abdulkadir Akdemir, önümüzdeki yıllarda modern mimariden daha çok geleneksel mimarinin ön plana çıkacağını söyledi.

Geçmişte yaşayan toplulukların oluşturdukları eserlere dikkat çeken Abdulkadir Akdemir, "Ülkemizde mimarlığın geçmişi 12 bin yıl öncesine dayanıyor. Bugün Göbekli Tepe’de gördüğümüz yapılar, mühendislik temelli mimarinin dünya tarihindeki en eski örneğidir. O zamandan günümüze, Anadolu topraklarında yaşayan, Urartular, Hititler, Finikeliler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar ve son olarak yakın dönem Cumhuriyet mimarisinden örnekler, adeta nakış gibi ülkemizde izler bırakmışlardır" açıklamasını yaptı.

Son dönemde özellikle Selçuklu ve Anadolu tarihi eser zenginliğinin mimari eserler üzerinde bıraktığı etkiden bahseden Akdemir, "Bugün modern mimarinin sonuna geliyoruz. Kalıp betonarme binalar, malzeme tasarrufunu ön plana çıkaran tasarımlar, artık geride kaldı. Önümüzdeki 10 yıl geçmişinden beslenen ve mazisinden ilham alan mimarileri günlük hayatta daha çok göreceğiz" dedi.

Yeni mimari devrimde tarihi eserlerin öneminden bahseden Akdemir, geçmişte yaşayan toplulukların, günümüzdeki toplum yaşamına etkilerinden de bahsetmeyi ihmal etmedi. Akdemir, "Anadolu topraklarının önceki sahipleri dar alanı verimli kullanmada uzmanlaşmış kişiler. Kültür Bakanlığı’nca restorasyonları yapılan eserlerin artması, özellikle mimarlar olarak bizlere çıkarılacak dersleri açığa çıkarıyor. Heykel Kafası Mimarlık olarak bundan sonraki projelerimizde, verimlilik, sürdürülebilirlik ve tasarrufu ön plana çıkaran ancak yenilenebilir malzemelerle dayanıklı yapılar oluşturmayı hedefliyoruz" açıklamasını yaptı.

“Anadolu, mimari açıdan çok zengin”

Geçtiğimiz yıl en iyi sosyal şirket ödülü aldıklarını da ifade eden Akdemir son olarak, İstanbul Bakırköy’deki yeni projelerine değinmeyi de ihmal etmedi ve inşaat sektörünün geleceğiyle ilgili şu yorumda bulundu:

"İnşaat sektörü 5 yıl çalışan 5 yıl yatan bir sektör. Mimarlar olarak bizler de doğrudan inşaat sektörü kapsamındayız. Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkararak, mimarlık tarzımızı ve ilham kaynaklarımızı güncel tutmak zorundayız. Birçok mimar batı tarzından etkilenirken, aslında vizyonu çok uzakta aramaya gerek olmadığını düşünüyorum. Anadolu, mimari açıdan çok zengin."