Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, Düzce’de meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin Marmara fayını dolaylı olarak etkilediğini söyledi.

Türkiye genelinde oluşan depremler ve sonraki artçı şoklarla ilgili matematik modelleme yapan Van YYÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, Harita Genel Müdürlüğü’nden elde edilen jeodetik hız verilerinden üç boyutlu gerilim analizini yaptı. Gerilimin analizini yapan Doç. Dr. Mustafa Toker, Kuzey Anadolu fayı boyunca yüksek gerilim alanında Düzce ve muhtemel Marmara depremine ise dikkat çekti.

“Marmara fayı dolaylı olarak etkilemiştir”

İHA muhabirine konuşan Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, Düzce depreminin meydana geldiği Kuzey Anadolu fayının batı parçasının yüksek gerilim alanı olduğunu belirtti. Doç. Dr. Toker, “Az önce gösterdiğim haritalar 2016 yılında yapıldı. 2016 yılında yapılan bu haritaların verilerini biz Harita Genel Müdürlüğü’nden aldık ve 3 boyutlu gerilim analizi yaptık. Bu çalışma, bölgedeki gerilimin hem kuzey güney yönünde hem doğu batı yönünde aynı zamanda da düşey yönde yapılmış bir gerilim analizidir. Bu gerilim analizinin sonucu bize şunu net olarak söylüyor. Kuzey Anadolu fayının batı parçası yüksek gerilim alanıdır. 1999 yılı depremiyle birlikte bölgede bir stres ve gerilim boşalımı da var. Bu bölgeleri mavi renklerle gördük. Fakat aynı zamanda bu hat boyunca kırmızı bölgelerde çok yüksek gerilim alanlarını görüyoruz. Özellikle harita üzerinde oklarla gösterilen bölgeler yüksek gerilim alanlarını teşkil ediyor. Bu nedenle Düzce depreminin gelecekte olması muhtemel Marmara depremini tetiklediğini söyleyemeyiz. Fakat dolaylı olarak etkilemiştir” şeklinde konuştu.

“Yüksek gerilim alanları dikkate alınmalıdır”

Düzce bölgesinde depremin olduğu alanda daha büyük bir deprem beklemediklerinin altını çizen Toker, “Fakat bu olan depremle boşalan stresin batı ve doğu kenarlarında yani Düzce alanının batı ve doğu kenarlarında yüksek gerilim alanları halen olmaya devam ediyor. Tıpkı Marmara Denizi’nin ortasında gösterdiğim kırmızı bölgede olduğu gibi bütün bu veriler 3 boyutlu Kuzey-Güney, Doğu-Batı ve düşey eksenli olarak yapılmış gerilim analizlerine dayanıyor. Biz bunu makale olarak yayınladık ve 6 yılda 20 kez atıf aldı. Dolayısıyla bu haritalar üzerinde gösterilen yüksek gerilim alanları dikkate alınmalıdır” diye konuştu.

“Düzce’de beklenen düzeyde bir hasar yok”

Düzce’de beklenen düzeyde bir hasarın gerçekleşmediğini, yüksek ivmeli bu depremin bu kadar az hasar yapmasının çok alışılmış bir durum olmadığını ifade eden Toker, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sonuç, depremlerden ders aldığımızı, Düzce’deki yapı stokunun çok daha iyi ve kaliteli hale geldiğini ve depreme hazırlık çalışmalarının başarılı olduğunu göstermektedir.”