İSTANBUL (AA) - İtalya'daki siyasi kargaşa, mali gerilim, yüksek borçlanma maliyetleri ve Avrupa Birliği (AB) ile yaşanan bütçe krizi, ülke ekonomisini olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor.

ING Group Başekonomisti Peter Vanden Houte, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İtalya'nın teknik resesyonda olduğunu ifade ederek, İtalyan hükümetinin yeni genişlemeci bütçe tutumunun geçen yılın ikinci yarısında daha sıkı kredi koşullarına yol açmasının ardından tahvil faizlerindeki artışın ülkenin resesyona girmesinin asıl nedeni olduğunu söyledi.

İtalya ve Avrupa Komisyonu arasındaki münakaşanın da ülke açısından güven kaybına yol açtığını ve büyümeye zarar verdiğini dile getiren Houte, "İtalya ve Avrupa Komisyonu arasında 2019 yılı için ılımlı bir mali genişleme konusunda anlaşmaya varılması, finansal piyasaları biraz sakinleştirdi ve tahvil faizlerini düşürdü." dedi.

Houte, negatif büyümenin ülkenin bütçe açığını daha da artırabileceğini, bunun da yaz mevsimi sonrası İtalya ve Avrupa Komisyonu arasında yeni bir probleme yol açabileceğini vurguladı.

"Yeni uzun vadeli refinansman işlemleri, İtalyan bankaları için faydalı olacak"

Peter Vanden Houte, Avro Bölgesi'nde büyümenin zayıflamasının Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz oranlarını düşük seviyelerde tutmasına neden olacağı öngörüsünde bulundu. Bununla birlikte ECB'nin, yeni uzun vadeli refinansman işlemlerini devreye sokabileceğini belirten Houte, bu durumun özellikle İtalyan bankaları için faydalı olacağını kaydetti.

Houte, ECB'nin ucuz fonlaması olmadan İtalyan bankalarının kredi faizlerini artırabileceğini, bunun da ekonomiye daha fazla zarar vereceğini söyledi.

"Ülkenin görünümü pek de parlak değil"

Berenberg Ekonomisti Florian Hense de İtalya'nın teknik resesyona düşmesinin tedirgin edici olduğunu ifade ederek, ülkenin görünümünün pek de parlak olmadığını belirtti.

Hense, radikal hükümetin de zorlayıcı dış ortama katkıda bulunduğunu söyledi.

Dekabank Başekonomisti Ulrich Kater ise İtalya'nın yeterli derecede bir ekonomik stratejiye sahip olmadığını vurgulayarak, "Ama durum, aslında reformları harekete geçirecek kadar kötü değil. Ülke stratejisi düşe kalka işliyor." diye konuştu.