Bursa Beton, merkez üssü Elazığ’ın Sivrici ilçesi olan 6,8 şiddetindeki depremin ardından basın açıklaması yaptı. Açıklamada 25 yaşından büyük binaların risk taşıdığına dikkat çekilirken, asıl riskin deprem değil güvensiz yapılar olduğuna işaret edilerek, riskli yapıların güvenli hâle getirilmesi için kentsel dönüşüm vurgusu yapıldı.

Bursa Beton’un yaptığı açıklamada, “Deprem kuşağında yer alan ülkemizde riski deprem değil, güvensiz yapılar oluşturmaktadır. Son Elâzığ depreminde de âcil dönüşümü gerekli binaların yıkılmış olması durma noktasına gelen kentsel dönüşüm projelerinin ehemmiyetini tekrar gözler önüne sermiştir.İmar dışı yapılaşmalar ve imara uygun olsa bile zemin etüdü yapılmamış, alt yapı ve sosyal donatı alanları yetersiz, kalitesiz riskli yapı stoklarının güvenli hale getirilebilmesi için kentsel dönüşüm en uygun zemin” ifadelerine yer verildi.

Bursa Beton’dan yapılan açıklamada, “41 vatandaşımızın hayatını yitirdiği, 45 kişinin enkaz altından kurtarıldığı ve yüzlerce insanımızın yaralandığı deprem bir Türkiye gerçeğini daha tekrar gözler önüne serdi. Elâzığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen deprem sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde riski depremin değil, güvensiz yapıların oluşturduğunun şuuruyla hareket etmeliyiz. Son Elâzığ depreminde de âcil dönüşümü gerekli binaların yıkılmış olması durma noktasına gelen kentsel dönüşüm projelerinin ehemmiyetini tekrar gözler önüne sermiştir. İmar dışı yapılaşmalar ve imara uygun olsa bile zemin etüdü yapılmamış, alt yapı ve sosyal donatı alanları yetersiz, kalitesiz riskli yapı stoklarının güvenli hale getirilebilmesi için kentsel dönüşüm en uygun zemin. 1999 depremi sonrası yapılan incelemelerde, pek çok yapıda kullanılan betonun, bugün taşıyıcı sistemlerde kullanılmasına izin verilmeyen C16 (cm2 başına 160 kg taşıma gücü) sınıfını bile sağlayamadığı, büyük çoğunluğunun C8-C12 mertebesinde olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. O dönem ve daha öncesindeki en yüksek beton sınıfının güncel yasalara göre taşıyıcı sistemlerde kullanılmasına izin verilmeyen beton sınıfları olduğu düşünüldüğünde özellikle 25 yaş üzerindeki yapıların bağıl olarak daha büyük bir risk altında olduğunu söyleyebiliriz. 80’li yıllar ve öncesinde yüksek beton dayanım sınıflı betonlardan söz etmek mümkün olmadığı bilindiğine göre mekânî anlamda güvensiz olan eski yapılaşmaların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında güvenli hale getirilmesi vatandaşlarımız için önem arz etmektedir. Yerleşme ve yapılaşmaların etkin denetiminin sağlanması, kaçak yapılaşmanın önlenmesi, belirlenen tehlike ve riskleri önleyen, dışlayan veya etkilerini azaltan tedbirlerin farklı amaç ve ölçeklerdeki mekânsal planlama çalışmalarının yapılması, yeni yapıların sosyal unsurlar, yasal unsurlar, ekonomik şartlar, fizikî özellikler ve idarî unsurlar dikkate alınarak inşaa edilmesi bu üzücü vak’aların tekrar yaşanmaması için alınabilecek tedbirlerdir. Betonun niteliği, dayanıklılığı, hazır betonun gerekliliği ve yaygın kullanımı deprem kuşağında bulunan ülkemizin dikkat etmesi gereken en önemli unsurlar arasındadır. Günümüzün en yaygın yapı malzemesi konumundaki betonun tasarımı ve uygulaması yapılırken, belirli kuralların göz önünde bulundurulması ve kalite/yeterlilik şartının aranması gerekmektedir. Gerek son yıllarda yaşanan depremler ve gerekse de betonun giderek daha özellikli yapılarda kullanılması beton nitelik denetimi ve kabul koşullarını oldukça önemli bir hale getirmiştir. Son depremler sırasında büyük hasar gören yapılar incelendiğinde yapılaşmanın hızlı olduğu bölgede betonla ilgili temel bilgilerin kullanılmadığı ve gerekli denetimlerin yapılmadığı belirgin biçimde ortaya çıkmıştır. Hazır betonun bir mühendislik alt yapısı olmadan ve etik kurallara dikkat edilmeden üretilmesini engellemek adına hazır beton üreticilerinin kesintisiz denetlenmesi gerekmektedir” denildi.