AGED Genel Müdürü Osman Kaytan, kağıt sektörünün ham maddeye ulaşmasındaki sıkıntının büyüklüğüne dikkat çekti. Sektörün ham maddeye ulaşmasının kısıtlanmış olmasının, önümüzdeki birkaç ay içerisinde olumsuz etkilerini göstereceğine işaret eden Kaytan, “Bu durum sektörü bir darboğaza sokacaktır. Sektörün önündeki ithalat engelinin kaldırılması zaruridir” dedi.

Atık Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’nden (AGED) verilen bilgiye göre, Türkiye’de toplanan dönüşebilen atıkların yaklaşık yüzde 70’i kağıttan oluşmakta. Kağıt fabrikaları her yıl yaklaşık 80 milyon adet ağacın kesilmesini önlüyor. Bu da yılda 1,5 milyon tondan fazla karbon salınımının önüne geçildiği anlamına geliyor. On binlerce insana istihdam kapısı olan kağıt sanayii, bugün itibarıyla 5,5 milyon ton üretim kapasitesini yakalamış bulunuyor. Yeni yatırımların ve kapasite artışlarının devreye girmesiyle üç yıl içerisinde 6,5 milyon tonu geçmiş olacak. 2011 sonunda kağıt üretim kapasitesi 2,5 milyon tondu. Sektör 10 yılda yüzde 100’den fazla bir büyüme sağladı. AGED Genel Müdürü Osman Kaytan, sektöre ilişkin değerlendirmede bulundu.

Osman Kaytan, sektördeki bu büyümeye dikkat çekerek, “Adeta kabına sığmayan ve Türkiye’nin büyüme hızından daha yüksek bir hızla yatırım yapan bir sektörüz” dedi.

Sektörün en büyük sorununun yeterince ham madde bulamaması olduğuna işaret eden Kaytan, “Bildiğiniz gibi geri dönüşüm tesislerinin ham madde ithalatı 2020 Eylül ayında yapılan bir düzenlemeyle fabrika kapasitesinin yüzde 50’si kadar ham madde ithalatı yapabileceği şeklinde sınırlanmıştı. Sektörün yeni yatırımlarla büyüyebilmesi için ham madde ithalatının serbest bırakılması gerekir. Geri dönüşümlük kağıdın ihracatı serbestken ithalatının sınırlı olması, serbest piyasa koşullarına ters düşmektedir” şeklinde konuştu.

Ambalaj stratejik bir sektör

Kağıt sanayii olarak Sıfır Atık Projesi’nin en büyük destekçisi olduklarını dile getiren Kaytan, bu sektörün stratejik önem taşıdığına işaret etti. Ambalajın, pandemi döneminde, özellikle gıda ve ilaç tedarikinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında ne kadar büyük önem taşıdığı çok açık bir biçimde görüldüğüne vurgu yapan Kaytan, “Ambalaj hiç abartısız stratejik bir sektör. Sanayi üretiminin 2020 ilk çeyreği sonunda bir miktar azalmasını müteakiben ambalaja olan ihtiyaç sürekli artarak kâğıt fabrikalarının tam kapasite ile çalışmasına neden oldu. Bugün e-ticarette yaşanan canlanma kâğıt ambalaj talebini en üst seviyelere taşıdı. Sektörün ham maddesine ulaşmasının kısıtlanmış olması, önümüzdeki birkaç ay içerisinde olumsuz etkilerini gösterecek ve sektörü bir darboğaza sokacaktır. Ülkemizdeki evsel atığın içerisinde bulunan bütün geri dönüşümlük kağıtları toplasak bile, kâğıt sektörü olarak ham madde ithalatı yapmaya mecburuz. Sektör can suyu olan ham maddesine ulaşamadığında serpilip gelişemez” açıklamasında bulundu.

“Belediyelere çok iş düşüyor”

Kaytan, Sıfır Atık Projesi’nin başarıya ulaşması için belediyelere büyük görev ve sorumluluklar düştüğüne işaret etti. “Belediyelerin Sıfır Atık’ın getirdiği yeni dinamiklere çabuk uyum sağlamasını istiyoruz” diyen Kaytan, 1397 belediyenin olduğu ülkemizde, bu sürecin biraz zaman alacağını vurguladı. Kaytan, “Belediyeler, çöp toplama hizmetini asli vazifeleri olarak görmektedir. Doğrudur, bu çok hayati bir vazifedir. İki gün çöp toplanmasa neler olacağı ortadadır. Bununla birlikte, çöpün içinde dönüşebilen ham maddelerin daha çok toplanması sağlanarak çöp hacmi ve ağırlığı önemli ölçüde azalacaktır. Kısaca, bu konudaki bakış açısı atığı azaltma yönünde değişmelidir” dedi.

“MARUF önemli bir misyonu yerine getiriyor”

Kaytan, bu kapsamda Marmara Belediyeler Birliği tarafından ekim ayında düzenlenecek Marmara Urban Forum’un (MARUF) etkili olacağı görüşünde. Kaytan, “MARUF’u önemsiyoruz. Önemli bir misyonu yerine getirdiği kanaatindeyiz. Tabi bize bakan yönüyle, biz sanayiciler işin daha çok atık yönetimi ve dönüşebilen atıkların ekonomiye kazandırılması tarafındayız. Yani ham maddemizin peşindeyiz” diye konuştu.