Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, marka tescili sonrasında da ihracatçıya ciddi görevler düştüğünü ifade ederek, "Markanızı tescil ettirdikten sonra takibini de yapmalısınız, aksi halde taklit markaların çıkmalarına imkân vermiş olursunuz." dedi.

Markalaşmanın ihracatçı firmalar açısından büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Akbulut, ihracatta marka takibinin sürdürülebilirlik açısından temel taşlar arasında yer aldığını kaydetti. Turquality markalaşma programına dâhil olan bazı firmalarında taklit marka sorunuyla karşılaştıklarının altını çizen Akbulut, "İhracatçı firmaların markalarını tescil ettirmemeleri ve marka takibi yapmamaları faaliyet gösterdikleri pazarlarda ciddi sorunlar yaşamalarına neden olabilir. Özellikle farklı firmalar sizin adınızı kullanarak hem kalitenizi hem de faaliyet gösterdiğiniz pazardaki konumunuzu tehdit etme durumuyla karşılaşmanıza neden olabilir." şeklinde konuştu.

Uluslararası marka çıkarma konusunda fikri, sınai ve mülkiyet haklarının yadsınamaz bir yere sahip olduğuna değinen Akbulut, "Markalaşmaya bağlı olarak marka takiplerinin yapılması da bu alanda önemli bir yerde bulunuyor." dedi.

Diğer taraftan Türkiye’nin fikri sınai ve mülkiyet hakları konusunda 2020 yılına hızlı bir girişi yaptığını ifade eden Akbulut, "Türk Patent ve Marka Kurumu verilerine göre 2019 yılı ocak ayında 8 bin 235 marka başvurusu yapılmış durumda. 2020’nin aynı döneminde ise marka başvurularında yüzde 32,5’lik bir artış gerçekleşerek 10 bin 911’e çıkmış. 2020 için fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında güzel bir başlangıcın yapıldığı görülüyor. Bu ivmelenmenin yılın geneline yayılması ihracatta katma değerin artmasında da etkili olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Patent alanında yüzde 22,9’luk yükseliş var

Öte yandan, patent başvurularında da ciddi artışların yakalandığına dikkat çeken Akbulut, "2019’un ocak döneminde 351 olan patent başvuru sayısının 419’a yükseldiği görülüyor. Bu kapsamda yüzde 22,9’luk bir yükseliş var. Son iki yıllık tabloda ise Türkiye’nin patent alanında yükselen bir ivme yakaladığını görmek mümkün, bu durumun üretime de yansıdığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. AR-GE’ye ayrılan pay ile fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında yakalanan ivmelenmenin de doğru orantılı olduğunun altını çizen Akbulut şunları kaydetti: “Son yıllarda gayri safi milli hasıla içerisinde AR-GE’ye ayrılan pay arttı. Bu kapsamda AR-GE alanındaki gelişmelerin çıktısı olan fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında da önemli bir yükseliş var. Üreten bir ekonomiye kavuşmak adına AR-GE’ye ayrılan yatırımların artması büyük bir öneme sahip."