Tüm dünyada etkisini gösteren koronavirüs salgını, kurumlar ve işyerleri için yeni bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirdi. Bu dönüşüm sürecinde işletmelerin alacağı her tedbir toplum sağlığı için büyük önem taşıyor. Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları Derneği (UDDER) ve Sistem Belgelendirme Kuruluşları Derneği (SİSDER) başlattıkları ’Sağlıklı İş Yeri Programı’nı tüm işyerlerinin koronavirüs sonrası yeni normale adaptasyonu için hayata geçirecek.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi ticari işletmeler üzerinde büyük bir etki oluşturuyor. Dönemin şartlarına ayak uydurabilen, çalışanlarını ve toplum sağlığını gözeterek işletme politikalarını bu yönde revize edebilen kurum ve kuruluşlar, toplum nezdinde güvenilirliklerini artırarak prestijlerini koruyabiliyorlar. Bu güven ortamının sağlanabilmesi ise ancak bir dizi önlem ile mümkün görünüyor. Küçük ve orta ölçekli girişimlerden büyük ölçekteki üretim tesislerine kadar tüm sektör ve işyerlerinin eski canlılığına kavuşması, ülke ekonomisine katkıda bulunulması amacıyla yola çıkan Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları Derneği (UDDER) ve Sistem Belgelendirme Kuruluşları Derneği (SİSDER) bir işbirliği gerçekleştirdi. Bu işbirliği kapsamında başlatılan ’Sağlıklı İş Yeri Programı’ projesiyle ülke genelinde tüm işyerlerinde koronavirüs vakalarının kontrol altına alınabilmesi ve gerekli güven ortamının sağlanabilmesi hedefleniyor.

Söz konusu dernekler tarafından hazırlanan ’Koronavirüs Değerlendirme Kriterleri’ rehberi ile tüm işletmeler enfeksiyonu önleme, gerekli hijyeni sağlama konularında gerekli adımları atabilecek. Gizli müşteri, habersiz denetim gibi mekanizmalar ile uygunluğunu kanıtlayan kurum ve kuruluşlar ise sertifikalandırılacak.

"Bu zor dönemin aşılmasında alınacak tüm tedbirler büyük önem taşıyor"

Konuya ilişkin açıklamada bulunan SİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yazıcı, Türkiye’nin de geçtiği bu zor dönemin aşılmasında alınacak tüm tedbirlerin büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, "Dernek olarak Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşların dünya standartlarını yakalamaları hedefiyle yola çıktık. Bu yolda ülkemizde de bu bilinci geliştirmek, etik belgelendirmenin yolunu açabilmek ve ülkemizin kalite altyapısını güçlendirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Koronavirüs döneminde ise en büyük temennimiz ülkemiz ekonomisine katkıda bulunan tüm işletmelerin süreci sağlıklı bir şekilde yöneterek sürdürülebilirliklerini koruyabilmeleridir. Oluşturduğumuz rehberler eşliğinde işletmelerin gerekli önlemleri alması ve yetkili kuruluşlar tarafından sertifika verilmesi toplum sağlığı ile kamuoyunun güvenini tekrar kazanmaları açısından büyük önem teşkil ediyor" dedi.

"Uygulanan yoğun tedbirler, salgının etkisinin mümkün olan en düşük seviyede tutulmasını sağladı"

UDDER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ergin ise, Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüsün Türkiye’de de toplum yaşamına ve ekonomisine olumsuz bazı etkilerinin olduğuna işaret ederek, "Ancak başlangıçtan itibaren uygulanan yoğun tedbirler, salgının etkisinin mümkün olan en düşük seviyede tutulmasını sağladı. Ayrıca salgının ekonomiye olan olumsuz etkisinin asgari seviyede tutulabilmesi amacıyla, memnuniyetle karşılanan önlemler alındı. Devletimizin bu etkin uygulamalarını desteklemek adına, sektörümüze de görev düştüğü düşüncesindeyiz. Bu doğrultuda dernek olarak sektörün bir diğer önemli sivil toplum kuruluşu SİSDER ile bir işbirliği gerçekleştirdik. ‘Sağlıklı İş Yeri Programı’ ile amacımız, işyerlerinde alınan tedbirlerin yeterliliğinin kontrol edilmesi ve bu sayede hem toplum sağlığına yönelik alınan tedbirlere hem de ekonominin canlanmasına yönelik çalışmalarda bulunmak" diye konuştu.